Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kapitalizmde Korku

Dieter Duhm

Kapitalizmde Korku Gönderileri

Kapitalizmde Korku kitaplarını, Kapitalizmde Korku sözleri ve alıntılarını, Kapitalizmde Korku yazarlarını, Kapitalizmde Korku yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burjuva davranış zorlamalarının irrasyonelliğini akılcı olarak kavramak ve bu davranışları entelektüel açıdan eleştirmek, burjuva kimlikten devrimci kimliğe geçiş için gerçi zorunlu bir şarttır, ama, bunlar hiç de yeterli olmuyor, yoksa Federal Almanya'da yüzbinlerce devrimci olurdu. Duygusal olanla akılcı olan arasında sık sık ortaya çıkan bu açıklıklarda, bizim özdeşleşme çıkmazımız belirmektedir, entelektüel olarak temsil ettiğimiz devrimci kimlikle, duygusallığımızda ifadesini bulan burjuva kimlik arasındaki ara pozisyonumuz işte burada görülüyor.
Rudi Dutsche
Otoriter hir toplumda yaşayan insanlar olarak bizim, otoriter karakter yapımızı kırmak için yalnız bir şansımız var: Bu toplumda, sadece sistemin var olan iktidar ve egemenlik yapısı nedeniyle, kendilerinden esirgenmiş bu toplumun insanları olarak hareket etmeliyiz.
Reklam
Yabancılaşma ve korkunun radikal bir biçimde tasfiyesi, daha çok insanlar tarafından bilinçli olarak devrimci planın içine sokulmalıdır. Ekonomik devrim, otomatik olarak kültür devrimine götürmez, sadece onun vazgeçilmez bir ön şartıdır. Kültür devrimi bilinçle uygulanmazsa, yeni iktidar merkezlerinin oluşması ve egemenlik bürokrasisinin başına buyruk olması gibi büyük bir tehlike ortaya çıkar.
İnsanları sürekli ilişki aramaya ve yüzeysel beraberlikler kurmaya, ancak nörotik bağlanma yeteneksizliği sürükler. Ancak gizli aşağılık kompleksleri nedeniyle insanlar, cinsel ve mesleki başarı peşinde koşarlar. Ancak başkalarının bakışlarından korkanlar, çevrelerini yaşama zevki ve kendine güven veren aromalarla sararlar.
Kadın bacaklarının garnitür olarak kullanıldığı spor araba reklamı, bir hareket aracına olan ihtiyaca çağrıdan çok, erkeklik isteklerine yönelik bir çağrıdır. Cinsel güç sorun olmasa , bu tür özlemler nereden gelecek ?
Cinsellik, her köşeye sinmiştir. Neden? Seksüel baskı son mu bulmuştur? Fakir insan neden rüyalarında para görür? Neden aç insanı şnitzel imrendırir? Bunlardan onda çok azdır da ondan. Kapitalist toplumun insanı, seksüel uyarıcılarla neden bu kadar kolay tahrik oluyor ve yoldan çıkıyor? Bunlardan onda çok az vardır da ondan. "Spiegel" dergisinde yazıldığı gibi, "Seks kültü, seks korkusundan ileri gelmektedir." Ve eleştirici psikolojik araştırmalarda, seksin bastırılmış cinsellik olduğunu okuyoruz. Kısacası, görünüşteki seks bolluğu, var olan cinsel eksikliklerin üstünü örtmektedir.
Reklam
Nörotik sevgi yetersizliği ve bağ kurma yetersizliği, yeni bir kıyafetle ortaya çıkmaktadır: Don Juancılık, nemfomani, , içten gelen bir zorlamayla yaratılan birliktelikler ve boş bir gayretleşlik.
Gerçeği görmeyen edebiyatta, nörotik yanlış davranışlar, kahramanlık ve trajik düzeyinde yüceltilir; kişisel acılar, estetik kategori olarak törenle kutlanır. Yine bu üretim, reklamlara kadar yaygınlaşmıştır: Reklamlar, tüketicilerin kuşku ve korkularını açıkça hissedip, onlara prestij, kişisel egemenlik ve yaşama sevinci umutlarını sağlarlar ve denge sağlayıcı ihtiyaçlarına cevap verirler. Altında modaya uygun ve hızlı bir araba bulunan kimsenin artık karşı cinsten korkması için bir neden kalmamıştır.
Faşizm, yüzünü her zaman böyle açıkça göstermez, ancak şüphe yok ki, aynı mesleğe, aynı dünya görüşüne ve aynı hobilere vs. sahip insanları bir araya getiren bütün derneklerde, birliklerde ve kuruluşlarda hemen her zaman açık bir faşist eğilim vardır. Bu tehlikeyi, kendi politik gruplarımızdan da tanıyoruz. DKP (Federal Almanya Komünist Partisi), Troçkistler, ML. grupları vd. birbirlerine karşı kendi kabuklarına çekilmekte, sonra da sol küfür katalogunun teknik terimleriyle birbirlerini bombardımana tutmaktadırlar. Bireysel korku, kolektif gaddarlık ve karşılıklı özdeşleşme arasındaki yukarıda gösterilen bağlam, soruna bir açıklama getirmetedir.
Herhangi bir grubu güçlendirmek için, toplum dışı olanlara karşı saldırıların faşistçe bir araya getirilip yönlendirilmesi, her zaman tutulan bir yöntemdir.
Reklam
Evde kılıbık kesilen sert şefleri herkes tanır. Cinsel plandaki aşağılık duyguları ve korkuları, mesleki pozisyon elverdiği takdirde, işyerindeki otoriter tavırlarla dengelenmektedir ve bu, sanki bir kural gibi işler. Her kim ki egemen tavır ve hareketleriyle dikkati çekmektedir, o insan mutlaka son derece büyük bir içsel güvensizlik duymaktadır, bundan rahatsızdır. "Meslek onuru", "görevin yerine getirilmesı" ve "başarı" değerleri, doğrudan korkuyla beslenmektedir. Korkudan uzak ve kendine son derece güvenen bir insan, bunları özel değerler olarak vurgulamak ihtiyacını duymayacaktır.
Kapitalist sistem , bireylerin kişiliğini sakatlamakla kalmaz , yedek kişilik satışıyla bundan para kazanıp egemenliğini sağlamlaştırarak, bu sakatlıktan kâr da eder .
İnsan kendi-bilinci satın alabilmeye başladığından beri korku, yüzeysel olarak hafifletilebilmektedir. Hemen her erkek otomobiliyle, hemen her kadın şapkası ya da saç biçimiyle bir parça kendi-bilinç satın almaktadır kendine. Birçok genç kız, makyajsız sokağa çıkmaya cesaret edemediklerini itiraf etmek- tedir. Bireysel kişilikleri parçalanmış insanlar, kendilerine tüketim yoluyla yedek imkânlar yaratırlar. Korkuyu dengelemede insanın kendisini inkar etme eğilimi, reklamlardan, modadan, filmlerden vs. çıkan örneklerin topyekûn taklidine kadar uzanır. Endişe içindeki insanlar, kendilerini korkusuz ideal imajlarla özdeşleştirmeye otomatik olarak eğilimlidirler. Sokaklarda süslenmiş, donatılmış, kendine güvenme adına neye rastlarsak , bunlar , hemen her zaman bu tür özdeşleşmelerin birer ürünüdür.
Gençler, aynı zamanda utandıkları ozlemlerinin tatminini aramaktadırlar. Aşırı duygusal olmak istemezler, ama aşırı duygusaldırlar, çünkü onların bu duygusallığına son verecek tek şey, ihtiyaçlarının korkudan uzak bir yolla tatminidir. Ne var ki, gençler korkmaktadır. Gitarlar ve protesto şarkılarıyla duygusallık ve ironi arasında gidip gelirler, artık birçoğuna yetmeyecek durumda olan yedek bir dünyaya kaçarlar. Duygusallıktan umutsuzluk, ironiden fırçınlık, "hit"den yolculuk doğar. Kaçış sırasında esrar ve LSD ile yeni bir hayal dünyasına dalacaklar ve burada çoğu kez başlarıgıç noktalarına, yani korkularına rastlayacaklardır. Birçok genç, LSD etkisi altında birdenbire çırılçıplak ve dev boyutlar halinde ortaya çıkan bu korkudan söz etmektedir.
Dindarlık, küçük ve zavallı insanın, tanrısal bir sevgi ve adalet karşısındaki duygusudur; sanat, ilham perisinden, güzel anlardan ya da akıllı bir konuşmadan sonra saklı kalandır; doğa, sonsuz ve öz olanla bir karşılaşma, mavi çiçeği arayış sırasında küçük bir parça tatmindir, aşk, bir güzellik ve mutluluk sezgisi, kuralların ve zorlamaların köleliğinden kurtuluş, uyanıklığın ve hesapların, rekabet kavgası ve korkunun uşaklığından esenliğe çıkmadır.
166 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.