Bir memurun şefinin odasına girerken, bir öğrencinin profesörün görüşme saatine giderken ya da bir çırağın ustasının yanına çağırıldığı zaman kendini gösteren korku, çoğu kez, sadece gerçekten reel bir tehlikeyle açıklanamaz. Bu korku, irrasyonel ve nevrotiktir; reel korku gibi bir dış tehlikeden değil, içteki korku kaynağından, yani, geriye itilmiş ihtiyaçlardan ve içselleştirilmiş zordan ileri gelir.