Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kaputt Gönderileri

Kaputt kitaplarını, Kaputt sözleri ve alıntılarını, Kaputt yazarlarını, Kaputt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kurşuna dizdiler onu ama suçu neydi ki? Hepimiz yırtıcı hayvanlara dönüşeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz sonunda."
Sayfa 91 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
"Muazzam bir beyaz mermer levhaya dönüşmüştü göl, üzerinde yüzler ve yüzlerce at kafası duruyordu. Bir giyotinin tek vuruşuyla kesilmiş gibiydiler. Buz kabuğundan dışarıya yalnızca kafalar çıkıyordu. Bütün başlar kıyıya dönüktü. Fal taşı gibi açılmış gözlerinde hâlâ dehşetin beyaz alevi parlıyordu. Kıyımın yakınında, vahşice şahlanmış, girift olmuş at bedenleri o buz hapishanesinden yükselmekteydi. "
Sayfa 89 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
Reklam
"Kuzey insanları yılın kutsal mevsimi saydıkları ilkbaharın dönüşünü kutlamak için dağlarda kocaman ateşler yakarlar, bütün gece şarkılar söylerler, içki içer, dans ederler. Ama ilkbahar kuzeyin sinsi illetidir, kışın buzdan hapishanesinde saklayıp kıskançlıkla koruduğu yaşamı yozlaştırır, çözer ve uğursuz armağanlarını, aşkı, yaşama sevincini, hafif düşüncelere hafif duygulara kapılışı, tembellik, şamata, uyku keyfini, duyuların ateşini, doğayla başgöz olma hayalini getirir. Kuzey adamının gözlerinde bulanık bir alev tutuşturan mevsimdir: kışın saf ve ıssız sakladığı alnına ölümün gururlu gölgesi iner."
Sayfa 86 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
"Köylüdür onlar, köylü olmanın ne demek olduğundan bile habersizdirler: Brâtianu yasası toprağı köylülere verdi, bir ata, bir ineğe, bir koyuna verir gibi verdi toprağı. Rumen ve Ortodoks olduklarını biliyorlar. Yaşasın Kral, diye haykırıyorlar, yaşasın Mareşal Antonescu, diye haykırıyorlar, kahrolsun SSCB, diye haykırıyorlar da, Kral nedir, Mareşal Antonescu nedir, SSCB nedir haberleri yok. Öyle bir çift çizmenin en az iki bin lei ettiğini biliyorlar. Biçare köylüler onlar, SSCB’nin bir savaş makinesi olduğunu, bir makineye, bin makineye, bir milyon makineye karşı savaştıklarını bilmiyorlar. Ama öyle bir çift çizmenin iki bin lei ettiğini biliyorlar, en az iki bin. "
Sayfa 73 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
Les cimetiers, la nuit, son faits pour dormir. "Mezarlıklar, geceleyin uyumak içindir."
Sayfa 53 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
"Gurur hastasıyız biz, oysa gurur bizi utançtan çekip çekip çıkarmaya yetmez. Hareketlerimiz de düşüncelerimiz de saf değil."
Sayfa 52 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
Reklam
"İtalya’da hepimiz zamanından önce yaşlandık, diye düşünüyordum, her birimizin hareketlerini aynı hevessizlik aynı teslimiyet aynı sıkıntı yozlaştırıyor, gülümsemelerimizi, bakışlarımızı yıpratıyordu."
Sayfa 49 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
"Konkurun o son günüydü, Norland Kraliyet topçularından Teğmen Eriksson’un bindiği Führer adlı at, lâktaren yarışmasında, parmaklıkları, çitleri her çeşit engeli yıkarak fırladı: seyirciler çıt çıkarmadılar, aman denizin öte yanından Führer Almanya’sına İsveç’i istila etmek için bir bahane sunmuş olmayalım, diye. "
Sayfa 45 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
"...Prens Eugen’e sordum, eski İsveçlilerin atlarını krallarının mezarları üstünde kurban ettikleri doğru mu, diye. “Kimi kez kralları, atlarının mezarları üstünde kurban etmişlerdir,” diye yanıtladı Prens Eugen.
Sayfa 43 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
Almanlar Kana ve Yıkıma Susamışlar mı?
“Korku içindeler,” diye yanıtladım, “her şeyden, herkesten korkuyorlar, korkudan ötürü öldürüyor, her şeyi yerle bir ediyorlar. Korkuları ölümden değil: hiçbir Alman, erkek olsun kadın olsun, ihtiyar ya da çocuk olsun ölümden korkmaz. Acı çekmekten de korkuyor değiller. Hatta bir bakıma acıyı sevdikleri söylenebilir. Ama canlı olan her şeyden korkuyorlar, kendileri dışında hayatta olan her şeyden korkuyorlar, sonra kendilerinden farklı olan her şeyden korkuyorlar. Esrarlı bir illete tutulmuşlar. En çok da zayıf varlıklardan ürküyorlar, güçsüzlerden, hastalardan, kadınlardan, çocuklardan. İhtiyarlardan korkuyorlar. Korkuları bende hep derin bir acıma uyandırmıştır. Eğer Avrupa onlara acıyacak olsa, Almanlar belki de o korkunç illetlerinden kurtulur.”
Sayfa 34 - Can Yayınları, 2. Baskı, Çeviri: Neyyire Gül IşıkKitabı okudu
516 öğeden 331 ile 340 arasındakiler gösteriliyor.