"Bir sabah, kedinin boynuna bir ip geçirip..
...onu bir ağacın dalına astım.
Bunu yaparken gözlerimden yaşlar boşandı ve acı bir pişmanlık duydum.
Bu günahı, ruhumun hiçbir şekilde bağışlanma olanağına kavuşamaması için işlemiştim."
"Bencillikten tamamıyla uzak ve çıkar gözetmeksizin kendini adamış hayvanın sevgisi ile insanın hiç de sağlam temellere dayanmayan arkadaşlığı birbirinden çok farklıdır."
"Henüz gençsiniz, dostum." diye yanıtladı. Sonra da ekledi: "Fakat diğerlerinin dedikodularına kanmayı bırakıp dünyada olan biteni kendi gözünüzle görmeyi öğreneceğiniz zaman da gelecektir. Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayınız. Gördüklerinizinse yalnızca yarısına inanınız."
Baktığım her şeyde bir tuhaflık görmekten kendimi alamıyordum fakat dünya bin farklı şekilde düşünen, farklı geleneklerle büyütülmüş, bin çeşit insanla doluydu.
İnsanın yüreğine dokunan, bencillikten uzak, fedakâr hayvanın sevgisiyle insanın kaypak dostluğu ve pamuk ipliğine bağlı vefası arasında dağlar kadar fark vardır.