Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kara Kitap

Eşref Edip

Kara Kitap Gönderileri

Kara Kitap kitaplarını, Kara Kitap sözleri ve alıntılarını, Kara Kitap yazarlarını, Kara Kitap yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
NASIL ZULMETTİLER!
-Milletin en derin, en mukaddes hislerini hançerledi, bir anda bütün din müsseselerini kapattı. -40.000 din talebesine sokağa döktü. Bu kötülüğü rezaleti gerçekleştirdiği gece, içkili eğlence sofrasında "40.000 yobazın yuvalarını dağıttık" diye naralar attı. -Bütün mekteplerde din tedrisatını kaldırdı. -Din namına cemiyet yapılmaması için kanun koydu. -Ezanı Muhammediyi yasak etti. -Camilerde, minarelerde "Allahuekber" diyenleri zindanlara attı. -Kuran surelerini içeren din kitaplarını bütün memleketten kamyonlarla toplattı, polis karakollarında ayaklar altında çiğnetti. Sonra da çöp arabalarını doldurarak yaktı. -Din ehlini süründürdü, dilenecek hale getirdi. -Abidelerdeki Ayet-i Kerime yazılı Kitabeleri parçalattı. -Kabe'yi Muazzama'ya, Beytullaha ait levhaları camilerden toplattı. -Hacca gitmeyi yasak etti -İdarecilerine civar meyhanelerde masum kızlara içki sunuculuğu yaptırdı Bunun gibi daha nice zulümlerde, cinayetlerde bulundu
Sayfa 166
Dalâlet devrinde kafalar sakat düşündüğü için realitelere itibar olunmaz.
Reklam
İNKİLAB SAFSATASI
Türkçe ile münasebeti olmayan bir dile resmî bir şekil vererek kabule, mekteplerde çocukları ve hocaları, mahkemelerde davacı ve hakimi, dairelerde memur ve iş sahiplerini mecbur tuttular. Türkçe ile münasebeti olmayan kelime ve tabirleri kullanmaya vatandaşları zorladılar. Millete öyle korkunç bir dil yarası açtılar ki, ana-babalar çocuklarının, hocalar talebelerinin, halk hükümeti'nin dilinden anlamaz hale geldi. Bu suretle halk ile hükümet arasında derin bir uçurum açtılar. Nesiller arasına ayrılık soktular. Asırlara sığmaz himmet ve gayretle kurulan Müslüman Türk milli birliğini parçaladılar…
Sayfa 117
Bu zulümler, baskı ve taarruz altında ezile ezile, kendi memleketinde köle haline gelen, haysiyet ve şerefi ayaklar altında çiğnenen, bir zamanlar dünyayı titretmiş olan bu asil ve kahraman Türk milleti, bir yığın saman çöp haline geldi. Mabedi harap, imanı turap oldu. Mazisi yıkıldı. Din müesseselerine zincirler vuruldu. Allah diyenler zindanlara doldururdu. Din âlimleri idam sehpalarında can verdi. Bu asil ve kahraman millet, zulüm ve istibdat içinde, kavrula kavrula o hale geldi ki, Müslümanım demekten bile korkmaya başladı.
Sayfa 79
Din Düşmanları
- Bütün din müesseselerini kapatır, - Bütün mekteplerden din tedrisatını kaldırır - Zalimane kanunlarla dini sımsıkı bağlar, demir çember içine alır - En ufak dini bir faaliyeti, İslami bir inkişafı amansız bir surette boğmaya çalışır. - Dini neşriyata karşı şiddetli bir vaziyet alır - Dini yazı yazanları mahkemelerde süründürür.Bin türlü
Bu Kara Kitap, 40.000 din talebesini sokağa döken, bütün din müesseselerinin kapılarına zincir vuran, bütün mekteplerden din derslerini kaldıran, Kuranı Kerim surelerini ihtiva ettiği için din kitaplarını kamyonlarla toplatıp mez beleliklerde yakanların hıyanet ve kötülüklerini, ve rezaletlerini tasvir eder.
Sayfa 31
Reklam
Bir milletin varlığını vücuda getiren unsur, o milletin mazisidir. Mazi nesilden nesile nakleden de lisanı, tarihi, edebiyatıdır. Mazisini inkar eden, tarihine sahip çıkmayan milletler, her devirde ilerleyememiş ve mazisine sahip, örf ve ananelerene (geleneklerine) bağlı başka milletlerin boyunduruğundan kurtulamamıştır.
Sayfa 27
168 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Allah, CHP'ye hidâyet kapılarını kapamıştı.
"CHP'nin zincirli hürriyeti, dünyanın hiçbir yerinde görülmüş değildir." Toplumların kendi tarihiyle yüzleşmesi zordur. Her millet kendi tarihini yücelterek milliyetçilik duygularını kabartır. Binaenaleyh toplumlar tarihsel birtakım acı gerçekleri sümen altı eder veya görmezden gelir. İşte bu kitap toplumumuzun özellikle
Kara Kitap
Kara KitapEşref Edip · Beyan Yayıncılık · 2000169 okunma
Demek, hak yolundan ayrılanlar için felâh yoktur. Er geç hüsrana (zarara) uğramaları kanun-i İlâhî iktizasıdır (Allah'ın kanununun bir gereğidir).
Reklam
Adnan Menderes - Celal Bayar
"Başbakan(Adnan Menderes) 'a kalsa Müslümanlığın icapları yerine getirilecekti. Fakat baş farmason(
Celal Bayar
Celal Bayar
) buna mâni oluyor," diyordu. "Meselâ, Kur'an yazısıyla Türkçe neşriyat serbest olacakmış... Meselâ, Ayasofya İslâm ibadetine açılacak, minarelerinde ezanlar okunacakmış... Meselâ 163. Madde lâğvedilecekmiş (kaldırılacakmış)... O, bunları yapacakmış ama ah o baş farmason (
Celal Bayar
Celal Bayar
) yok mu, onu bir kere bertaraf edebilse!..
"Peygamberimiz (sav)'e Hakaret Suç Sayılsın" Kanun Teklifi
Sonra, Mebus Münip Hayri Ürgüplü, Resûl-i Ekrem Efendimize karşı tecavüzde, sebb-ü şetimde bulunanlar (sövüp, küfredenler) hakkında Meclis'e bir kanun teklif etmişti. Bu teklif, millet tarafından da sayısız telgraflarla desteklenmişti. Meclis'te çok mücadeleler oldu, günlerce, haftalarca münâkaşalar cereyan etti. Netice ne oldu? Elbette ki başfarmasonun (
Celal Bayar
Celal Bayar
) emri yürüdü, kanun teklifi suya düştü. Şuna, buna sataşmak suç olduğu hâlde Resûl-i Ekrem Efendimize tecavüz suç sayılmaz hâlde kaldı.
"Ey zâlimler! Allah, kulaklarınızı sağır, gözlerinizi kör ederse, kalbinize mühür vurursa, size bunları yerine getirecek başka bir ilâh var mıdır? Bak işte, gör, biz onlara âyetlerimizi, delillerimizi, bürhanlarımızı (hakkı batıldan ayıran kanıtlarımızı ) nasıl evirip çevirip gösteriyoruz da onlar, yine haktan yüz çeviriyorlar." (Kur'ân-ı Kerim, 6/46)
"Vakta ki onlar, kendilerine hatırlatılan şeyleri unuttular, Allah'ın emirlerine arka çevirdiler; biz de onlara her şeyin kapılarını açtık. İçlerindekilerini ortaya dökmek için her türlü fırsatı verdik. Onları zevk, safa, saltanat, debdebe (şatafat) ve dârât (gösteriş) içinde yüzdürdük. O hâle geldiler ki, kendilerine verilen bu şeylerle ne yapacaklarını şaşırdılar. Şaşırdıkça şımardılar. Şımardıkça azgınlaştılar. Allah'a karşı meydan okumaya kalkıştılar... 'Artık hiçbir kuvvet bizi yıkamaz' diye gururlandılar. Tam böyle keyif ve gurura düştükleri sırada -'Ahaznâhüm bağteten'- ansızın onları enselerinden yakaladık, yerin dibine batırdık. Onlar neye uğradıklarını şaşırdılar. Bir anda ümitsizliğe, müthiş bir yeis ve fütura (bezginliğe) düştüler. İşte bütün zâlimlerin kökü böyle kurudu, arkası böyle kesildi. Hamd, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. (Kur'ân-ı Kerim, 6/44-45)
"Bizim diyarda her şey gülerken ağlar Bu yolda almış o yerler nasîbini Hak'tan; Figan çıkar derelerden, dumanlıdır dağlar!"
249 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.