Kara Prens
Iris MurdochEn Eski Kara Prens Gönderileri
En Eski Kara Prens kitaplarını, en eski Kara Prens sözleri ve alıntılarını, en eski Kara Prens yazarlarını, en eski Kara Prens yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşamın sanata benzemediğini gösteren şeylerden biri de aziz dostum, sanattaki karakterlerde tecavüz edilemez bir vakar olması.
"Akıntıya kürek çekmekten, deniz görmeyen semtlerden, televizyondan, gazeteden, beraber ve solo türkülerden, yağmurlu günlerde üstüne su basınca arasından su fışkırtan kırık parke taşlarından, sıkıntılı havalardan, çizik plaklardan, bozuk pikaplardan, davetsiz misafirlerden, camın ötesindeki göklere uzanan beton yığınlarından, telefon beklemekten, aşık olmaktan, sigara dumanından, güzel kitapların bitmesinden, pis kokan insanlardan, kalabalık otobüslerden, başkasına ait gazeteyi süzen gözlerden ve pastel boya takımında kullanılmayan tek renk olmaktan nefret ediyorum. "
''...Yaşamın tesadüflerle dolu olduğunu biliyorum.Fakat kaygılarımız ve korkularımızla bu etkilerin yoğunluğunu da arttırıyoruz.İnsan denilen hayvanı en çok da kaygı duygusu tanımlıyor.Belki de kusurlarımızın harekete geçtiği belli anlarda en genel anlamıyla onu böyle tanımlıyoruz.....''
Sayfa 219 - AyrıntıKitabı okuyor
"Çocukken neysek yine o muyuz?"
Sayfa 485Kitabı okudu
"Başka insanların hayatında gezinip duran bulutumsu bir ektoplazma olmak istemem. Herkese belli belirsiz sempati göstermek, aynı zamanda bir insanı gerçekten anlayabilmeyi de engelleyen bir şeydir."
"Mektuplar ne kadar tehlikeli makineler. Galiba yavaş yavaş demode olmaları o kadar kötü bir şey değil. Mektuplar sonsuz kere okunabilir ve yorumlanabilir; hayal gücünü ve fantezileri harekete geçirebilir; ısrarcı olabilir, kor gibi yanan kıpkırmızı bir gösterge olabilir."
"Belki de kurtuluşun sırrı burada yatıyordu. Karşındakinin yaptığı kötü hareketin ayrıntılarını görmezden geleceksin."
"Hem vergi memurları, hem de diş hekimleri insan doğasında yer alan derin korkuları ortaya çıkartabiliyor. Bizlere, alınan her keyfin, yıkıcı da olsa bir karşılığı olduğunu, bu keyiflerin bize karşılıksız değil, ödünç olarak verildiğini, en vazgeçilmez melekelerimizin bile gelişir gelişmez çürümeye başladığını hatırlatıyor."