Kara Şafak kitaplarını, Kara Şafak sözleri ve alıntılarını, Kara Şafak yazarlarını, Kara Şafak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Morganville Vampirleri serisinin 12. kitabı ve hâlâ çok heyecanlı. Drouglar mı yok olacak yoksa Amelie droug a mı dönüşecek vs. vs. derken kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Ve yine bir büyük savaş daha bitti ve Morganville yeniden kurulacak 13. kitap için sabırsızlanıyorum.
Kara ŞafakRachel Caine · Artemis Yayınları · 201459 okunma
Drauglar çok zorlu düşmanlar oldukları için yaşanacak olan savaşın da aynı derecede zorlu ve etkileyici olmasını umut etmiştim ben ama yaşanan bu savaş umduğum kadar etkileyici değildi. Aslında dürüst olmak gerekirse kitabın geneli de umduğum kadar etkileyici değildi. Beklemediğim insanlardan gelen beklemediğim hamleler hatta ihanetler beni şaşırttı sadece. Fakat bunların haricinde yaşananlar beni hayal kırıklığına uğrattı. Amelie olayının bağlanma şekli, Magnus'un akıbeti, Miranda'nın yaşadığı olay sonucunda başına gelen şey ve kitabın sonunda yaşanan kapışma sahnesi de dahil olmaz üzere kitapta yaşanan bazı olaylar bana göre mantıklı değildi.
Final sahnesini okuduktan sonra da başa dönmüşüz gibi hissettim ve bu durum hoşuma gitmedi. Gerçi en başında bile işler bu kadar kötü değildi. Yazar final sahnesinde şu mesajı vermek istedi sanırım: Kötü günleri geride bıraktık, şimdi sırada daha kötü günler var.
Mantıksız bulduğum olayların olması ve her şeyin bu kadar tersine dönmesi biraz canımı sıktı, evet. Ama olaylar tekrar mantık çizgisinde ilerlemeye başlarsa serinin devamının gayet başarılı olacağına da inancım tam açıkçası.
Kara ŞafakRachel Caine · Artemis Yayınları · 201459 okunma
Claire işte o zaman çığlık atmaya başladı. Sözcüksüz, acı dolu çığlıkları metal kutuyu çınlattı. Sanki başkasının çığlığı, başkasının acısıydı. Çünkü ne kadar derinden gelirse gelsin, Claire'nin çektiği ıstırabı yansıtmanın yanına bile yaklaşamazdı.
Myrnin bakışlarını ondan ayırıp diğerlerini süzdü. Dilinin ucunda hiçbirinin cevaplamak istemeyeceği bir soru varmış gibi kaşları havalanıp duruyordu. Sonunda omuz silkti. “Peki madem,” dedi. “Anlaşılan benim zerre kadar umursamadığım, dramantik bir problem söz konusu. Kahve isteyen?”