#OkudumBitti
#KARABİBİK
#NabizadeNazım
Hazırlayan:Kemal Bek
Merhaba arkadaşlar, Bordo Siyah yayınları güzel bir Nostaljik Türk Klasikleri serisi hazırlamış, dış kapağı, baskısı, yaprakları çok güzel.
On bir sayfalık bir tanıtımı var, toplam elli sayfa, yormadan, sıkmadan elimize almamızla bitirmemiz bir oluyor.
Karabibik, Türk yazınında köy ve köylü konusunu işleyen ilk yapıttır.
Gerçekçi- Doğalcıdır, üçüncü kişi anlatımıyla yazılmıştır.
Günümüz Türkçesine çevrilmiş, sayfa altlarında da kelime anlamları verilmiştir.
Kaş'ın bir köyünde köyünde evde kalmış kızı Huri ile (Bu evde kalmışlığı hiç anlamam, evlenmek istemeyen evlenmesin evde kalsın Allah Allah ) yaşayan Karabibik' in iki hayali vardı, bir çift öküz almak ve Huri'yi evlendirmek. Tembel kızını da kim alacaksa, baba hiç ihtimal vermemektedir
Sabahın birinde yola çıkıp Temre Köyü'ne giden Karabibik, Anderya' yı bulup yirmi mecidiye borç isteyecektir. Nihayet karşılaşırlar, aralarında parayla ilgili konuşmalar geçer.
Ne dersiniz bizim Karabibik hayalinde ki öküzlere kavuşabildi mi, kızı ne oldu?
Yine gülümseyerek okuduğum bir kitap oldu. Kısa, samimi, yöresel ağızla yazılmış. Okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın sevgili dostlar
3 hikayeden oluşan kısa bir kitap. İlk iki hikaye fena değil. Dilini özellikle beğendim ancak son hikaye 40 yaşındaki bir mahlukun 12 yaşındaki bir kız çocuğuna olan sapıkça düşüncelerini aşk diye lanse etmiş. Anladım ki bazı erkek diye isimlendirilen zavallılar, yapacakları her pis muamele için kendilerince ikna edici sebepler bulabiliyor ve buna da inanıyorlar. Çocuklarımızı nasıl koruyalım? Kimden geleceği bile belli olmayan bu iğrenç düşünme biçimlerinden nasıl koruyalım.?
Konunun yanlışlığı bir yana, bunun bir kitapta bu kadar temiz! işlenmiş olması bir yana. Ve bunu basacak yayınevi bulabilmesi de ayrı konu tabii. Buna edebiyat falan demem, diyemem. Diyemem çünkü; bu konu korku hikayesi şeklinde işlenmedi ve hayır, tiksinilecek bir konu da değil kitapta. Okununca anlaşılacaktır, gayet nezih ve anlaşılabilir bir durum olarak anlatılıyor. Şimdi biz ne yapalım? Tüm erkeklerin dişi her varlığa yaş ve cinsi fark etmeden bu gözle baktıklarını mı düşünelim. Adına da aşk mı diyelim? Çocuklarımızı o pis zihniyetlerden nasıl koruyalım?
Kanu tesadüfle yine aşk ve sevda üzerindeydi. Muhlis yine eski edasıyla diyordu ki:
- Sevda kuru bir hayalden ibarettir.
Bu sefer Fettah büyük bir ciddiyetle onaylayarak dedi ki:
- Hay hay... Kuruntu denilse daha uygun olur?
Nail hâlâ diremekteydi. Dedi ki:
- Mezardan babam çıksa iddia ederim ki sevda yüce ve kutsal bir nimettir.
Fakat bu savunmaya içinden gülmekteydi.
Besim bardaktaki nar şurubunu yudum yudum içip bitirdikten sonra dedi ki:
- O kadar yüce ve yüksek ki yeryüzüne inmiyor.
İnsanların her şeyde yaptıkları gibi aşk ve sevda konusunda da birtakım abartılmış, asılsız şeylerle kendilerini aldatmalarına üzüldü. Her şeyde olduğu gibi aşk ve sevdada da insanın ikiyüzlüğünü nefrete değer buldu.
Fakat bilirsiniz ya... Gençlerin duyguca en fazla korkulacak zamanları yatağa girdikten sonra başlar. Özellikle insanın yatak içindeki durumu, hayal kurmak için en uygun durumdur.