Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karalama Defteri - Ararken

Nurullah Ataç

En Eski Karalama Defteri - Ararken Sözleri ve Alıntıları

En Eski Karalama Defteri - Ararken sözleri ve alıntılarını, en eski Karalama Defteri - Ararken kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
 Bilgelik, içimizde bir duygu olarak kaldıkça, bize ancak özlemini çektirdikçe tatlı, hoş bir şey.
Kişiyi kişi eden yaşaması değil, tutkularıdır.
Reklam
Yokluğa şekil verilemez; yokluk, en tantanalı şeklin altından da kendini gösterir, sırtarıverir.
En güzel yaz, kış gecelerinin karanlığında bütün çiçeklerini, kuşlarını bizim yarattığımız yaz değil midir?
Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim! Neden böyle uzaksınız benden? Ey benim eski gözyaşlarım! Sizin sıcaklığınızı neden gene duyamıyorum? Yanaklarımda bir iziniz olsun kalmamış... Koyup gitmişsiniz beni... Sizi tanımıyor değilim. Ey benim eski duygularım, düşüncelerim, gözyaşlarım! Ey benim gönlümün eski yalanları! Birer birer tanıyorum, birer birer biliyorum sizi, ancak, ne türlü söyliyeyim? İçeriden değil, dışarıdan tanıyorum sizi. Sizi biliyorum, biliyorum ya, nerede, ne türlü tanışıktı, onu bilemiyorum. Artık siz ben değilsiniz, ben de siz değilim, yabancıyız birbirimize... Yoksa ben sizi eskiden ilgiyle okuyup sonra adını bile unuttuğum bir öyküden mi biliyorum? Etimde değilsiniz benim artık:  ben şimdi sizi bensiz, kendimi de sizsiz düşünebiliyorum. Demek sizinle ben bir değilmişiz, sizsiz de bir ben olabilirmiş... Oysaki ben sizi varlığımın, benliğimin özü, ta kendisi sanmıştım. Size benmle, kendi etime de sizinle yoğurulmuş diye bakıyor, "Ayrılamazlar birbirinden!" diyordum. İşte, göz göze geliyoruz da birbirimize gülümsemeden, öfkelenmeden, omuz silkmeden geçebiliyoruz. Tanıyorum sizi, ancak ben değilmişsiniz gibi, benden büsbütün ayrı, benim dışımda bir varlıkmışsınız gibi bakıyorum size... Ey benim eski duygularım, düşüncelerim! Ey benim eski gözyaşlarım! Bir gün gelecek, ben size dışarıdan bakabileceğim.
Gerçekçi sanat adamı gerçekte ne görüyorsa onun tıpkısını yapmağa kalkan adam değildir, gerçeği bize duyuran adamdır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Bir yaşa geldikten sonra kişi, gerçekle düş arasında pek bir ayrım olmadığını, ikisinin birbirine ayırt edilemezcesine karışıverdiklerini anlıyor. Düşlerimiz de gerçeğin bir yankısı değil midir? Gerçekle düş bir değil midir, bir düş oluvermiyor mu? En sevdiğimiz, en tutunduğumuz gerçek, bir günün sona eriyip başka bir günün başlamasiyle, bir anı olmuyor mu? Anılar da düşlerden büsbütün başka mı sanırsınız? Düşlerimiz bizim gelecekteki anılarımız, anılarımız da geçmişteki düşlerimizdir.
Sayfa 154Kitabı okudu
Günler akıp geçiyor… Belki de ancak bize öyle geliyor. Ayrı ayrı günler yoktur, bir bitmiyen büğün vardır ki hepimiz onun içine kapanır, onun içinde akar gideriz deseler, bilmem o da doğru olmaz mı?..
Dünsüz, yarınsız, değişmez bir büğün içinde yaşama… Bilmem, ölümün ta kendisi değil mi bu?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.