Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karanlığın Yüreği

Joseph Conrad

Karanlığın Yüreği Gönderileri

Karanlığın Yüreği kitaplarını, Karanlığın Yüreği sözleri ve alıntılarını, Karanlığın Yüreği yazarlarını, Karanlığın Yüreği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
254 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Başucu ve Baş Tacı
Kitabı kaç kere okuduğumun bilgisi yavaş yavaş siliniyor hafızamdan. Her sene bir defa ziyaret ettiğim yakın bir dostum olmaya başladı. Her ziyaretimde başka bir iz bırakıyor bende. Conrad'ın romancılığının yanı sıra denizcilik hayatında kafasında oluşmuş Afrika kıtasını imgesel biçimde, Marlow karakteri üzerinden, çeşitli spekülasyonlara
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · İletişim Yayınları · 20174,220 okunma
Alınyazısı
Alınyazısı. Benim alınyazım! Tuhaftır yaşam: acımasız mantığın boş bir amaca yönelik gizemli düzeni. Yaşamdan umulacak tek şey, insanın biraz kendini öğrenmesi -o da geç olur hep- ve bitmek bilmeyen bir yığın pişmanlık. Ölümle boğuştum ben. Düşünebileceğiniz en can sıkıcı mücadeledir bu. Elle tutulmaz bir pusun içinde yer alır, ayağınızın altında bir şey yoktur, çevrenizde bir şey yoktur, seyirci yoktur, gürültü yoktur, ün yoktur, büyük bir kazanma isteği yoktur, büyük bir yenilgi korkusu yoktur, ılık bir umursamazlıkla dolu sağlıksız bir havada, kendi haklılığınıza inanmadan, rakibinizinkine hiç mi hiç inanmadan, sürer gider. Bilgeliğin son aşaması buysa eğer, yaşam sandığımızdan da gizemli bir bilmece demek.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Kurtz ve sesler
Dayanıklılığımla övünürüm, genellikle. Ama yetenekli Kurtz'u dinleyebilmek gibi büyük bir ayrıcalığı kaçırmak beni canevimden vurmuştu. Yanılıyordum, tabii. Bu ayrıcalık bekliyordu beni. Evet, gereğinden fazlasını bile dinledim. Haklıydım da. Bir sesti o. Bir sesten başka pek bir şey değildi. Ve dinledim -onu- o sesi -sesleri- hiçbiri sesten farklı pek bir şey değildiler ve o dönemin anısı dolaşıyor hâlâ çevremde, elle tutulmaz, büyük bir şamatanın ön titreşimleri gibi, aptalca, korkunç, çirkin, vahşi ya da yalnızca kötü, tümüyle anlamsız. Sesler, sesler -kızın kendisi bile- artık." Uzun bir süre sessiz kaldı. "Yetilerini bir yalanla yok ettim sonunda," diye başladı birden. "Kız! Ne? Kızdan mı söz ettim? Kız bunların dışındaydı. Tümüyle dışında. Onlar -kadınlar yani- hep dışındadırlar, dışında olmalıdırlar. Onlara kendi güzel dünyalarında kalmaları için yardımcı olmalıyız, yoksa bizim dünyamız daha da kötüleşir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Yalan
(...) ama bir yalana çok yaklaştım onun için. Yalandan nefret ettiğimi, tiksindiğimi, yalana tahammül edemediğimi bilirsiniz, başkalarından daha düzgün olduğumdan değil, beni üzdüğü için. Bir ölüm rengi, bir fanilik tadı vardır yalanda -en sevmediğim, en nefret ettiğim şeydir dünyada- en unutmak istediğim. Beni kötü yapıyor, hasta ediyor yalan, çürük bir şey ısırmışım gibi. Yaradılış, işte. Ne diyeyim, o genç salağın Avrupa'daki forsum konusunda ne istiyorsa ona inanmasına izin verecek kadar yaklaştım yalana.
Sayfa 106Kitabı okudu
Yamaç
Acının, teslimiyetin ve umutsuzluğun tüm biçimlerine girmiş, loş ışıkta yarı belirgin yarı silik kara şekiller ağaçların arasına çömelmiş, uzanmış, oturmuş, ağaç gövdelerine yaslanmış, toprağa tutunmuşlardı. Uçurumda bir patlama daha oldu, ayaklarımın altındaki toprak hafifçe titredi. Çalışma sürüyordu. Çalışma! Ve yardımcıların bazılarının ölmeye çekildikleri yer burasıydı. Yavaş yavaş ölmekteydiler, apaçıktı bu. Düşman değildiler, suçlu değildiler, dünyayla ilintili hiçbir şey değildiler artık; yeşilimsi loşlukta karman çorman uzanmış, kara birer hastalık ve açlık gölgesinden başka bir şey değildiler. Kıyının en ücra köşelerinden süreli sözleşmelerin tüm yasallığıyla getirilmişler, bu şartları zorlu çevrede kaybolmuşlar, alışık olmadıkları gıdalarla beslenmişler, hastalanmışlar, yararlılıklarını yitirmişler, sonra da sürünerek gidip dinlenmelerine izin verilmişti. Can çekişen bu şekiller hava kadar özgürdüler, bir o kadar da ince.(...)
Reklam
Senin gücün başkalarının güçsüzlüğünden doğan bir kazadır yalnızca.
Derin acılar ve büyük zorluklar pahasına dizginlenmiş lanetli bir mirası devralan ilk insanlardan olduğumuzu düşünebilirdik...
İnsanları, en iyi yanlarından tutup kendine çekerdi.
Joseph Conrad
Bu yetenekli, huzursuz adamın yüreğinde akıl dışı sevgiyle akıl dışı nefret boğuşma halindeydi. Ancak akıl dışı sevgi en fazla patavatsızca davranmaya sebep olabilecekken, akıl dışı nefret toplumun hayatını tehlikeye atabilir.
Sayfa 222 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Asıl sorun çağlardır var olan, Afrika'yı ve Afrikalıyı insandışılaştıran bu tutumun dünyada filizlenmesi ve büyümeye devam etmesidir.
Sayfa 221 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
... Adalet istiyordu, o kadar - adalet, o kadar.
Sayfa 174 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Onun anısının da, her insanın yaşamında biriken ölü anıları gibi olacağını sanıyordum -son ve hızlı geçişlerinde düşüveren gölgelerin bellekte bıraktıkları muğlak bir iz.
Sayfa 173 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ölümle boğuştum ben. Düşünebileceğiniz en can sıkıcı mücadeledir bu. Elle tutulmaz nir pusun içerisinde yer alır, ayağınızın altında bir şey yoktur, çevrenizde bir şey yoktur, seyirci yoktur, gürültü yoktur, ün yoktur, büyük bir kazanma isteği yoktur, büyük bir yenilgi korkusu yoktur, ılık bir umursamazlıkla dolu sağlıksız bir havada, kendi haklılığınıza inanmadan, rakibinizinkine hiç mi hiç inanmadan, sürer gider.
Sayfa 169 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Tuhaftır yaşam: acımasız mantığın boş bir amaca yönelik gizemli düzeni. Yaşamdan umulacak tek şey, insanın biraz kendisini öğrenmesi -o da geç olur hep- ve bitmek bilmeyen bir yıpın pişmanlık.
Sayfa 169 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.