Ben hiçbir zaman öyle çılgına dönmüş gibi, hıçkıra hıçkıra ağlamadım. Cesur veya sabırlı bir insanmış gibi görünmeye çalışmıyorum. Bunun tek nedeni kimseyi o kadar çok sevmemiş olmam.
Kalbin hafızasının kötülükleri elediğini ve iyilikleri yücelttiğini, ayrıca kalbin bu özelliği sayesinde geçmişin yükünü sırtımızda taşıyabildiğimizi bilemeyecek kadar gençti.
Söylemek isteyip de aşağılık biri olmadan söyleyemediklerimiz.
Her şey bir popülerlik yarışmasıdır. Bahsettiğin bu üzüntü mesela. Nasıl olacağını biliyorum. Bugün okula gidip sevimli, küçük arkadaşlarınla bile isteye birbirinize sarılacaksınız. Onlara bir seferinde, beş yıl önce Lucinda'nın sana ojesini ödünç verdiğini anlatacaksın. Sana kimse zırvaladığını söylemeyecek. Sevimli, küçük arkadaşlarının hepsi etrafına toparlanacak ve kanayan yaraya yaklaşmaya çalışacak. Zoraki gülümseyeceksin. Öğretmenlerin ödevlerini teslim etmemene göz yumacak. Şimdi bana bunun bir popülerlik yarışması olmadığını söyle. Söyle, kardeşim. Hadisene. Söylesene, ben nasıl üzülmüşüm.
Sayfa 28 - Bir Jade Dixon-Burns SenaryosuKitabı okuyor