Ümidimiz, miracın davetçisi olan o Büyük Dost’un sohbetine kavuşmak olunca dünyamız da değerli olacak, bu sefil alemde dost arama çabalarımız boşa gitmeyecektir. İşte o zaman “dünya güzelmiş, çünkü o Büyük Dost güzel! ” diyebileceğiz..
Fethi Gemuhluoğlu: "Dost ol kişidir ki, öldürülmesi muhakkak ve mukarrer olan gecede Peygamber-i ekber'in yatağında yatar; O'na Şâh-ı Velâyet denir. Dost ol kişidir ki, Yâr-ı Gâr'dır. Kucağında, mübarek bir emanet vardır. Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır. Kucağındaki emanet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir. Oradan Ebû-Bekr'i yılan sokar. Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatandır, gönlü ile orayı tıkayandır.."
Başkalarını sevdiğimiz nispette sevilmeye layık oluruz. Bu da bizi huzurlu yapar, mesut eder. Herhalde saadetin baş şartı kendinden başkasını sevebilmek kabiliyetidir. İçimizdeki sevginin dışarıya projeksiyonu bizi de sevilecek kimselerden yapar. Başkasını sevmeyen aslında kendisini sevmiyor demektir.