Risale-i Nur, tarîkat değil hakikattır.
Âyât-ı Kur'aniyeden tereşşuh eden bir nurdur.
Ne şarkın ulûmundan ve ne de garbın fünunundan alınmış değil.
Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ın bu zamana mahsus bir i'caz-ı manevîsidir.
Menfaat-i şahsiye yoktur.
Kat'iyyen takarrur etmiş ki; Risale-i Nur hakikatlarına, gıdaya ihtiyaç gibi bu zamanda ihtiyaç var.
Bu ihtiyaç ise onu tevakkufta bırakmaz, işlettirecek inşâallah.
Hazret-i Ali (Radıyallahu Anhü) ve Gavs-ı Geylanî (Kuddise Sırruhu) gibi kahramanların manevî teminatı قُلْ وَ لَا تَخَفْ ve وَلَا تَخْشَ hitabları, bize her vakit cesaret ve kuvve-i maneviye veriyor.