Kastamonu Lahikası Mecmuası kitaplarını, Kastamonu Lahikası Mecmuası sözleri ve alıntılarını, Kastamonu Lahikası Mecmuası yazarlarını, Kastamonu Lahikası Mecmuası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kastamonu Lahikası, Risale-i Nur'un ikinci dönem lahikalarıdır. Bu lahikaların yazıldığı 1936-1943 yılları arasında Üstad Bediüzzaman Kastamonu'da gözhapsinde ikamet etmektedir.
Kastamonu LahikasıBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20092,087 okunma
Bu zamanda enaniyet çok ileri gitmiş. Herkes, kameti miktarında bir buz parçası olan enaniyetini eritmeyip bozmuyor; kendini mazur biliyor, ondan nizâ çıkıyor. Ehl-i hak zarar eder, ehl-i dalalet istifade ediyor.
Kastamonu Lâhikası-182
يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى اْلاٰخِرَةِ*
ayetinin sırr-ı işarîsiyle, ahireti bildikleri ve iman ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi baki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve akıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman safi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir. O musibet sırrıyla, hakikî müminler dahi bazen ehl-i dalâlete taraftar olmak gibi dehşetli hatada bulunuyorlar.
*(Dünya hayatını ahirete tercih ederler. İbrahim suresi: 3)
Risale-i Nur, yüze yakın din tılsımlarını ve hakaik-i Kur'aniyenin muammalarını hall ve keşfetmiştir ki; her bir tılsımın bilinmemesinden çok insanlar şübehata ve şükûke düşüp, tereddüdlerden kurtulamayıp, bazan imanını kaybederdi. Şimdi bütün dinsizler toplansalar, o tılsımların keşfinden sonra galebe edemezler. Yirmisekizinci Mektub'daki İnayat-ı Seb'ada bir kısmına işaret edilmiş. İnşâallah bir zaman o tılsımlar, müstakil bir risalede cem' edilecek.
Ve hem vakit dar, hem bizler az olduğumuz için vakit bulamıyoruz ki, o nuranî eserlerden de istifade etsek.
Hem Risale-i Nur şakirdlerinin yüz mislinden ziyade zâtlar, o kitablarla meşguldürler ve o vazifeyi yapıyorlar. Biz de, o vazifeyi onlara bırakmışız. Yoksa hâşâ ve kellâ! O kudsî üstadlarımızın mübarek eserlerini ruh u canımız kadar severiz. Fakat herbirimizin birer kafası, birer eli, birer dili var; karşımızda da binler mütecaviz var. Vaktimiz dar. En son silâh, mitralyoz gibi Risale-i Nur bürhanlarını gördüğümüzden, mecburiyetle ona sarılıp iktifa ediyoruz.
Bu dünyada benim için medâr-ı tesellî sizlersiniz ve hakkınızda büyük ümîdlerimi doğru çıkardınız. Cenâb-ı Hak, sizden ebeden râzı olsun, âmîn...
Kastamonu Lâhikası
"Bir hâdisede hem insan eli hem kader müdahalesi olduğundan insan, zâhirî sebebe bakıp bazen haksız hükmedip zulmeder. Kader, o musibetin gizli sebebine baktığı için adalet eder."
"Zarara rızasıyla girene merhamet edilmez ve lâyık değildir.
Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmin!
Kastamonu Lâhikası-145