Alman kavmi, kendi evlatlarını tek bir devlet halinde bir araya toplamadıkça, sömürge siyaseti çalışmalarında bulunmayı hak etmeyecektir. Alman sınırları bütün Almanları ihtiva ettiği zaman bu nüfusu besleyemeyecek kadar güçsüz olduğunu tahakkuk ederse; bu kavmin hissedeceği gerek ve zorunlulukta yabancı topraklar elde etmek için hak sahibi olacaktır. İşte o vakit, sapan yerini kılıça bırakacak ve temiz gözyaşları gelecekteki dünyanın ürünlerini hazırlayacaktır. Dünyaya gözlerimi açtığım şehrin durumu, yukarıda açıkladığım büyük ve şerefli bir görevin sembolü gibi görünüyordu.
Devlet toprakları bütün Almanları içine aldığında onları beslemeye gücü yetmezse, milletin duyacağı ihtiyaçtan dolayı, yabancı toprakları ele geçirme hakkı doğacaktır.
Bavyera soyundan gelen ancak Avusturyalı olan annem ve babam 1880'li yıllarının sonuna dek orada yaşıyordu. Babam görevine bağlı bir memurdu, annemse kendini ev işleriyle çocukların bakımına adamıştı. Sonsuz sevgiyle dolu bir kadındı.
Kısa zamanda kahramanlık, ahlaki düşüncelerimde birinci sıraya geçti. Savaşa ve askerliğe ait şeylerin tamamını her türlü kaynaktan toplamaya başladık.
Dini yortuların ihtişam dolu gösterileri beni mest etmeye yetiyordu . İşte bu durum tıpkı babam gibi düşünmeme sebep oluyordu. Köyünün papasının yaşayışı babamı nasıl büyülemiş ise, muhterem peder Abbe de benim gözümde büyüyor ve bana hedef olarak gözüküyordu.