Samimi davetçilerin çoğu, Müslümanlara isabet eden musibetlerin, sahih İslamî yapıdan sapan ahlâk ve gidişatları sebebiyle ol duğunu zannetmektedirler. Müslümanların bu gidişattaki sapmaları zaten gayet açıktır. Hayatlarının her alanına yayılan yalan, hile ve ikiyüzlülük; zayıflık, korkaklık ve uysallık; bidatler, günahlar ve gençliğin yaşadığı
Eski Mürcieler, "La ilahe illallah”ın anlaşılmasında yaptıkları bütün tahrifata rağmen iki noktada duruyor ve onları imanın gereği olmaktan çıkardıkları "amellerden" saymıyorlardı. Bunlar daha ön cede söylediğimiz gibi, namaz ve Allah'ın şeriatının hakimiyetini kabul etmekti. Her nekadar -teorik olarak- "ameller imanın
Reklam
Mürcie aynı zamanda, insanların İslam'a girmesi istenirken onlardan sadece kelime-i şehadeti dilleriyle ikrar etmelerinin talep edilmesini de delil olarak öne sürmüşlerdir: "Kelime-i şehadeti dil ile söyleyen hemen Müslüman kabul edilir ve dünya hayatında İslam'ın hükümleri kendisine uygulanmaya başlanır. Ahiretteki hesabı ise,
Bugün içinde yaşadığımız vakıa, bu konuda en iyi delildir. Zillet, değersizlik ve zaaf; acımasızca Müslümanlara saldıran düşmanlann galip gelmesi; hürmetlerine, kanlarına, namus ve mallarına sürekli saldınlar... İnsanlar selin önündeki çer çöp gibi olduğu müddetçe, işte sonuç budur. Onların böyle olmasının sebebi ise, İslam'ın gerekleriyle amel etmeden sadece kuru bir ikrar ve tasdiklerinin Müslüman olmaları için yeterli görülmesidir. Allah Teâlâ kullarının dinini zayi etmesini kabul eder mi? Ortaya çıkarılış amaçları İslam'ın gereklerini yerine getirmek olan bu ümmetin böyle yan çizmesini kabul eder mi? Üstelik bu durumun, dinin diğer hükümlerinin kendisine kıyas edildiği bir asıl olmasını kabul eder mi? İmanı kuvvetli ve "La ilahe illallah'ın gereklerini yerine getirme noktasında yere sağlam basan toplumlar, içlerinde zayıf imanlıları, tembelleri ve ağırdan alanları da barındırabilirler. Bunların bir zararı olmaz ve o toplum yoluna devam edip, hedefini gerçekleştirir. Fakat toplumun hepsi zayıf imanlılardan, tembellerden ve ağırdan alanlardan oluşacak olursa, bir şey yapılabilmesi veya bir sonuca varılabilmesi mümkün olur mu?
Kavramlar
Kavramlar
ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEYENLERİN DURUMU
Fıkıh alimleri, Allah Teâlâ'nın "Kim Allah'ın indirdikleri ile hükmetmezse; işte onlar kafirlerin ta kendileridir" ayeti hakkında: "Bu hükümlerle hükmetmeyi helal saymadıkça kafir olmaz. Eğer helal sayma yoksa, bu yine küfürdür ancak, kişiyi dinden çıkaran büyük küfürlerden değildir (kişiyi dinden çıkarmayan bir
100 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.