İçimizi dökecek bir dost aradığımızda, ihtiyacımız olan bizi tüm varlığıyla dinleyecek bir yakındır; çare olsun veya çözüm üretsin diye değil, açmazımızı dinlesin ve anlasın diye, Dinlemenin ciddi bir iş olduğunu bilmeyenler nasihat etmeye kalkar. Halbuki o an akıl değil dinlenmek isteriz. Dinleme sanatından haberdar olmayanların öğrenmeye niyeti de meyli de yoktur. Kendi bildiği, kendi gördüğü, kendi hatırladığı kendine yeter.