"Bunu duyarsa kedi yavrusu doğurur" dediğimiz zaman, birinin fena halde üzüleceğini, hatta neredeyse histeri noktasına varacağını kastederiz.
İlk bakışta çılgına dönmüş bir insanın davranışı ile kedi yavrusu doğurmak arasında aşikâr bir bağlantı yoktur. Doğru, paniğe kapılmış ya da öfkeden deliye dönmüş bir hamile kadın yoğun üzüntü sonucu düşük yapabilir. Bu yüzden de panik sonucu olarak aniden doğum yapmak anlaşılabilir. Ama niye kedi yavrusu? Niye köpek yavrusu ya da başka bir hayvan değil?
Cevabı bulmak için saati Ortaçağ'a, kedilerin cadıların yakını olarak kabul edildiği devre döndürmek gerek. Eğer hamile bir kadın ıstırap verici sancılar çekiyorsa, büyülendiğine ve rahminin içinde onu pençeleyen kedi yavruları olduğuna inanılırdı. Cadılar da kediler üzerinde kontrol sahibi olduğu için, zavallı kadın kedi yavrusu doğurmasın diye bütün batını imha edecek sihirli iksirler sağlayabilirlerdi. On yedinci yüzyıla kadar, kürtaj yaptırma mazereti olarak "karındaki kediler"i çıkarmak mahkemece kabul ediliyordu.
Büyülendiğine ve kedi yavruları doğurmak üzere olduğuna inanan her kadın korku ve iğrenme duygularıyla aklını kaçırma noktasına geleceği için, "kedi yavrusu doğurma" deyişinin nasıl olup da öfkeli bir panik hali yerine geçtiğini anlamak pek zor değil.