Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kedinizle Tanışın

Desmond Morris

Kedinizle Tanışın Gönderileri

Kedinizle Tanışın kitaplarını, Kedinizle Tanışın sözleri ve alıntılarını, Kedinizle Tanışın yazarlarını, Kedinizle Tanışın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
146 syf.
8/10 puan verdi
Kedilerin Dünyasına Bu Kapıdan Giriniz
Desmond Morris'in 1992 tarihli "Catwatching" isimli kitabı Türkçe'ye "Kedinizle Tanışın" ismiyle çevrilmiştir. "Kedinizle Tanışın" kitabı, kedi sahiplerinin değerli yavrucaklarını tanıma ve anlama noktasında önemli bilgilerle dolu. Kedilerin birçok farklı özelliğini söz konusu kitap sayesinde fark edecek
Kedinizle Tanışın
Kedinizle TanışınDesmond Morris · Yapı Kredi Yayınları · 201739 okunma
Kedi Yavrusu Doğurur Deyimi ve Ortaçağ
"Bunu duyarsa kedi yavrusu doğurur" dediğimiz zaman, birinin fena halde üzüleceğini, hatta neredeyse histeri noktasına varacağını kastederiz. İlk bakışta çılgına dönmüş bir insanın davranışı ile kedi yavrusu doğurmak arasında aşikâr bir bağlantı yoktur. Doğru, paniğe kapılmış ya da öfkeden deliye dönmüş bir hamile kadın yoğun üzüntü sonucu düşük yapabilir. Bu yüzden de panik sonucu olarak aniden doğum yapmak anlaşılabilir. Ama niye kedi yavrusu? Niye köpek yavrusu ya da başka bir hayvan değil? Cevabı bulmak için saati Ortaçağ'a, kedilerin cadıların yakını olarak kabul edildiği devre döndürmek gerek. Eğer hamile bir kadın ıstırap verici sancılar çekiyorsa, büyülendiğine ve rahminin içinde onu pençeleyen kedi yavruları olduğuna inanılırdı. Cadılar da kediler üzerinde kontrol sahibi olduğu için, zavallı kadın kedi yavrusu doğurmasın diye bütün batını imha edecek sihirli iksirler sağlayabilirlerdi. On yedinci yüzyıla kadar, kürtaj yaptırma mazereti olarak "karındaki kediler"i çıkarmak mahkemece kabul ediliyordu. Büyülendiğine ve kedi yavruları doğurmak üzere olduğuna inanan her kadın korku ve iğrenme duygularıyla aklını kaçırma noktasına geleceği için, "kedi yavrusu doğurma" deyişinin nasıl olup da öfkeli bir panik hali yerine geçtiğini anlamak pek zor değil.
Sayfa 143
Reklam
Kediler Depremleri Önceden Hissedebiliyor mu?
Kısa cevap: Evet, edebiliyor ama bunu nasıl yaptıklarından hâlâ emin değiliz. Belki de yerkürenin, cihazlarımızın saptayamayacağı kadar küçük titreşimlerine karşı duyarlıdırlar. Depremlerin ani, muazzam tek bir sarsıntı şeklinde olmadıkları, kademeler halinde şiddetlendikleri biliniyor. Belki de kediler bir erken uyarı sistemine sahip. İkinci bir
Sayfa 132-133
Kediler Yaşlanınca Nasıl Davranır?
Pek çok kedi sahibi kedilerinin "yaşlılık" dönemine eriştiğini fark edemez. Bunun nedeni, bunaklığın kedi iştahında pek az etkisi olmasıdır. Oburca ve her zamanki zindelikleriyle yemeye devam ettikleri için, hâlâ "genç" oldukları düşünülür. Ama yaşlılığın kimi göstergeleri vardır. İlk zarar görenler, sıçrama ve temizlenme
Sayfa 123-125
Yavrular Öldürmeyi Nasıl Öğrenir?
Bu sorunun kısa cevabı öldürme eylemini nasıl yerine getireceklerini öğrenmeye ihtiyaçları olmadığıdır, ama annelerinin biraz yol göstermesinin faydası olur. Annelerinden ayrı tutularak bilimadamları tarafından yetiştirilen kedi yavruları, onlara ilk kez canlı kemirgenler verildiğinde avı öldürmeyi başarmıştı. Ancak yavruların hepsi başarılı
Sayfa 104-105
Kedi, Bıyıklarını Nasıl Kullanır?
Buna genellikle verilen cevap, bıyıkların, kedinin bir açıklıktan geçip geçemeyeceğini, açıklığın yeterince geniş olup olmadığını anlamasını sağlayan duyargalar olduğu şeklindedir. Ancak işin gerçeği çok daha karmaşık ve dikkat çekicidir. Dokunmaya duyarlı duyargalar olmalarının yanı sıra bıyıklar hava akımı saptayıcıları işlevi de görürler.
Sayfa 91-92
Reklam
Kediler Etoburdur
Bu arada, et üzerine kurulu beslenme düzenlerinde bu bitki desteğine ihtiyaç duymalarına rağmen kedilerin öncelikle etobur olduğunu ve ona göre muamele görmeleri gerektiğini söylemek gerekir. Zaman zaman iyi niyetli vejetaryenlerin kedilerini etsiz bir beslenme düzenine geçirme girişimleri hem yanlış hem de zalimcedir. Kediler vejetaryen bir beslenme düzeninde hızla ciddi şekilde hastalanır, uzun süre de hayatta kalamaz. Kediler için uygun olduğu ileri sürülerek tavsiye edilen vejetaryen diyetlerle ilgili çıkan bazı yayınlar apaçık bir hayvan istismarı vakasıdır ve buna göre muamele görmelidir.
Sayfa 90
Başarılı Fare Avları Rekorları
Bir uzmana göre, kayda geçmiş en başarılı fare avcısı Lancashire'daki bir fabrikada yaşayan erkek bir tekirdi ve yirmi üç yıl gibi çok uzun bir ömür zarfında 22.000'den fazla fare öldürmüştü. Ortalamaya vurunca neredeyse günde üç fare ediyor ki bu, arada bir insan dostları tarafından sunulan destekleri de hesaba katınca, evcil bir kedi için makul bir beslenme düzeni... Fakat yine de dünya sıçan yakalama şampiyonunun yanında sönük kalıyor. Bu unvan, artık var olmayan White City Stadyumu'ndaki ikametinin karşılığını fazlasıyla veren dişi bir tekire ait. Bu tekir sadece altı yıllık bir dönem zarfında 12.480 sıçan yakaladı. Yani bir güne beş ila altı sıçan düşüyor. Müthiş bir başarı bu; eski Mısırlıların neden kedileri evcilleştirmekle uğraştığını ve bir kedi öldürmenin cezasının neden ölüm olduğunu anlamak pek de zor değil.
Sayfa 85-86
Kedi Pencereden Bir Kuş Gördüğünde Niye Dişlerini Takırdatır?
Bu tuhaf hareketi her kedi sahibi görmemiştir gerçi ama o kadar garip bir şeydir ki "bir kez gördün mü unutmazsın" denecek türden vakalar arasında sayılabilir. Pencere pervazında oturan kedi dışarıda dikkat çekici şekilde hoplayıp zıplayan küçük bir kuş görür ve ona büyük bir dikkatle bakmaya başlar. Bunu yaparken de “diş-takırdatan bir
Sayfa 76-77
Kedi Niye Tıslar?
Göründüğü kadarıyla bir kedinin tıslamasıyla bir yılanın tıslaması arasındaki benzerlik tesadüfi değil. Kedigil tıslamasının korunma amaçlı bir taklit olduğu ileri sürülmüştür. Başka bir deyişle kedi düşmana kendisinin de zehirli ve tehlikeli olduğu izlenimini vermek için yılanı taklit etmektedir. Tislamanın niteliği şüphesiz çok benzerdir. Bir
Sayfa 71-72
Reklam
Kedi Niye Mırlar?
Aslında cevap ilk bakışta gayet bariz görünüyor. Mırlayan kedi halinden memnun kedidir. Şüphesiz doğrudur bu, değil mi? Halbuki, hayır, değildir. Gözlemler tekrar tekrar göstermiştir ki büyük acı çeken, doğum sancısı gelen, yaralanmış, hatta ölmekte olan kediler bile yüksek sesle, uzun uzun mırlarlar. Oysa bu kedilerin hallerinden memnun oldukları
Sayfa 31-32
Ortaçağ'da Kediler de Kiliseden Payını Aldı
Ancak kedilerin bu güzel günlerinin sonu gelecekti. Ortaçağ'da Avrupa'daki kedi nüfusu yüzyıllarca işkenceye ve eziyete maruz bırakılacak ve Kilisenin teşvikiyle öldürülecekti. Daha önceleri pagan ayinlerde kullanıldıkları için kediler kötü varlıklar, Şeytan'ın temsilcileri ve cadıların büyülü hayvanları ilan edilmişlerdi. Her taraftaki Hıristiyanlar, onlara mümkün olduğunca acı ve çile çektirmeye teşvik ediliyorlardı. Önceden kutsal olan, şimdi lanetli olmuştu. Yortularda kediler halk önünde diri diri yakılıyordu. Güya İsa'nın düşmanlarını ortadan kaydırmaya yönelik korkunç girişimin parçası olarak rahipliğin teşvikiyle yüz binlercesi çarmıha gerilmiş, dövülmüş, kavrulmuş, kilise kulelerinden fırlatılmış, derileri yüzülmüştü.
Sayfa 22
Kedilere Sokakta Reva Görülen Yaşam
Aynı zamanda bu direnç, kedigillerin çektiği çilenin de sorumlusudur aslında. Kedilerin sokağa atılıp terk edildiklerinde hayatta kalabilmeleri, insanların tam da bunu yapmasını, yani onları sokağa atmasını kolaylaştırır. Bu hayvanların çoğunun sonraki yıllarını berbat kent koşullarında yaşamak zorunda kalması -mesela varoş kedilerinin insan toplumunun çöplüğünü ve pisliğini karıştırarak yaşamını güçbela sürdürebilmesi- onların ne kadar dayanıklı olduğunu gösteriyor olabilir ama bu, kedigiller için rezil varoluş biçimidir. Böyle bir şeye müsamaha gösteriyor olmamız ise kediyle kadim kontratımızı nasıl tekrar tekrar ihlal ettiğimizin bir diğer utanç verici örneğidir. Ancak bu vaziyet bile zaman zaman kedilere ettiğimiz zalimce eziyetin ve işkencenin yanında hiç kalır. Kediler sık sık yönlendirilmiş saldırganlığımızın hedefi olmuştur, hatta bu öyle yaygındır ki İngilizcede sonra çırak da kediyi tekmeledi" şeklinde bir deyim bile vardır. Bu deyim yukarıdan gelen hakaretlerin sosyal düzende altlardaki mağdurlara çevrildiğini ifade eder; en altta da kedi bulunmaktadır.
Sayfa 15-16
Kediler ve Sokakta Yaşam
Terk edilmiş kedilere ve kendi seçimleriyle yabani yaşam sürmeye başlamış kedilere -yabanıl nüfusa- bakınca, insan ciddi bir farklılık görüyor. Kendilerine yeten sürülerin içindeki sokak köpekleri, daha az medeni bölgelerde insan olmaksızın üremeye ve başlarının çaresine bakmaya başlarken, bu tür gruplar kent ya da banliyö ortamlarında neredeyse tamamen yok olmuşlardır. Hakikaten de modern, kalabalık Avrupa ülkelerine baktığınızda neredeyse hiçbir yerde yoklar. Kırsal bölgelerde bile hayatta kalamıyorlar. Bir yabani köpek çetesinin oluşması halinde kısa süre içinde, hayvanlarına zarar vermesinden çekinen çiftçi topluluklarının hedefi oluyorlar. Yabani kedilerin durumu ise farklı. Her büyük şehirde sağlam bir nüfus oluşturuyorlar. Onların kökünü kazımaya yönelik girişimler genellikle başarısızlıkla sonuçlanıyor çünkü her zaman havuza yeni sokak kedileri ekleniyor. Ayrıca onları yok etmeye yönelik çok da ciddi bir ihtiyaç duyulmuyor çünkü sadece kadim haşere avcısı işlevlerini sürdürme yoluyla bile hayatta kalabiliyorlar. Ancak insan müdahalesinin fare ve sıçan nüfusunu zehirleme yoluyla ortadan kaldırmış olduğu yerlerde yabani kediler yaşamlarını zekâlarına dayanarak sürdürmek, çöp tenekelerini karıştırmak ve merhametli insanlardan yemek dilenmek zorundalar. Bu sokak kedilerinin çoğu, zar zor hayatta kalabilen hazin vaziyette yaratıklardır. Dirençleri inanılmazdır ve binlerce yıllık evcilleştirme sürecine rağmen kedigil beyni ve bedeninin yabanıl koşullara hâlâ ciddi şekilde yakın olduğunun ispatıdır.
Sayfa 14-15
Kedilerin Rolleri
Kediler için ise kadim kontratın şartları çok daha basitti, her zaman da öyle kaldı. Sadece bir asli, bir de ikincil görev vardı. Asıl olarak haşeratla mücadele etmeleri, bir de buna ek olarak ev hayvanı olmaları gerekiyordu. Avladıkları hayvanlar küçük olduğu ve tek başlarına avlandıkları için arazide insan avcılara pek faydaları yoktu. Hayatta kalmak için karşılıklı yardıma bel bağlayan sıkı düzenlenmiş sosyal gruplarda yaşamadıklarından kediler eve davetsiz girenlere karşı ev sakinlerini uyarmazlar, o yüzden de mülk koruyucusu ya da sahiplerinin savunucusu olarak da pek işe yaramıyorlardı. Ufak tefek oldukları için de yük hayvanı olarak hizmet edemezlerdi. Modern zamanlarda, ideal ev hayvanı konumunu köpeklerle paylaşmanın ve filmlerde ya da oyunlarda rol almanın dışında kediler insana getirdikleri faydayı çeşitlendirememiştir.
Sayfa 13
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.