Terk edilmiş kedilere ve kendi seçimleriyle yabani yaşam sürmeye başlamış kedilere -yabanıl nüfusa- bakınca, insan ciddi bir farklılık görüyor. Kendilerine yeten sürülerin içindeki sokak köpekleri, daha az medeni bölgelerde insan olmaksızın üremeye ve başlarının çaresine bakmaya başlarken, bu tür gruplar kent ya da banliyö ortamlarında neredeyse tamamen yok olmuşlardır.
Hakikaten de modern, kalabalık Avrupa ülkelerine baktığınızda neredeyse hiçbir yerde yoklar. Kırsal bölgelerde bile hayatta kalamıyorlar. Bir yabani köpek çetesinin oluşması halinde kısa süre içinde, hayvanlarına zarar vermesinden çekinen çiftçi topluluklarının hedefi oluyorlar.
Yabani kedilerin durumu ise farklı. Her büyük şehirde sağlam bir nüfus oluşturuyorlar. Onların kökünü kazımaya yönelik girişimler genellikle başarısızlıkla sonuçlanıyor çünkü her zaman havuza yeni sokak kedileri ekleniyor. Ayrıca onları yok etmeye yönelik çok da ciddi bir ihtiyaç duyulmuyor çünkü sadece kadim haşere avcısı işlevlerini sürdürme yoluyla bile hayatta kalabiliyorlar.
Ancak insan müdahalesinin fare ve sıçan nüfusunu zehirleme yoluyla ortadan kaldırmış olduğu yerlerde yabani kediler yaşamlarını zekâlarına dayanarak sürdürmek, çöp tenekelerini karıştırmak ve merhametli insanlardan yemek dilenmek zorundalar. Bu sokak kedilerinin çoğu, zar zor hayatta kalabilen hazin vaziyette yaratıklardır. Dirençleri inanılmazdır ve binlerce yıllık evcilleştirme sürecine rağmen kedigil beyni ve bedeninin yabanıl koşullara hâlâ ciddi şekilde yakın olduğunun ispatıdır.