Kelime Manalı Sevadül Azam Tercümesi
Ebu'l Kasım es-SemerkandiKelime Manalı Sevadül Azam Tercümesi Gönderileri
Kelime Manalı Sevadül Azam Tercümesi kitaplarını, Kelime Manalı Sevadül Azam Tercümesi sözleri ve alıntılarını, Kelime Manalı Sevadül Azam Tercümesi yazarlarını, Kelime Manalı Sevadül Azam Tercümesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz."Allah dilediğini doğru yola ulaştırır."
(Bakara 213.)
Sayfa 62
Vehb b. Münebbih şöyle der: “Ben peygamberlere verilen kitaplardan doksan bir tanesini okudum. Bütün bu kitaplarda şunu gördüm; eğer bütün yaratıkların aklı toplanıp bir yana, Muhammed{ص}’in aklı da bir yana konsa, onların aklı Muhammed{ص}’in aklının yanında çöllerdeki kum tanelerinden bir kum tanesi gibi kalırdı. Zira Allah Teâlâ aklı bin parçaya bölmüş, dokuz yüz doksan dokuz parçasını Muhammed{ص}’e, bir parçayı da dilediği kullarına vermiştir.”
32. Mesele: Peygamberler ve Veliler
Müslüman, peygamberlerin mertebelerinin velilerin mertebelerinden üstün olduğunu bilmelidir. Velilerin mertebelerinin peygamberlerin mertebelerinden üstün olduğunu iddia eden bidat ehlidir ve kerrâmiye diye anılır.
Velilerin, peygamberlerin mertebelerine ulaşamayacağı hususu son derece açıktır ve ispata muhtaç değildir. Zira veliler, bulundukları mertebeye ancak Allah Teâlâ’ya ve peygamberlere itaat ederek ulaşabilirler. Çünkü peygambere itaat Allah Teâlâ’ya itaattir.
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Kim Allah Teâlâ’ya ve Rasulüne itaat ederse o, Allah Teâlâ’nın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdir.”(1)
“Kim Allah Teâlâ’ya ve Rasulüne itaat ederse, Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar.”(2)
Bu kadarı akıllı kişi için kafidir.
(1) Nisa Sûresi: 69 (2) Nisa Sûresi: 13; Fetih Sûresi: 17.Kitabı okudu
Müslüman, haksız yere bir müslümana silah çekmemelidir. Zira peygamber Efendimiz{ص}: “Birbirlerini öldürmeye kalkışan iki kişi hakkında öldüren de öldürülen de cehennemdedir.” Buyurmuştur.(1)
Bir müslümanı kazayla öldüren kişi, diyet ve kefaret vermelidir. Kasten öldüren kişi, tekfir edilmez. Dünyadan tövbe ile ayrılırsa Allah Teâlâ onu affeder. Eğer dünyadan tövbe etmeden ayrılırsa onun işi Allah Teâlâ’ya kalmıştır; dilerse lütfedip onu bağışlar, dilerse de adaletiyle davranarak onu günahı kadar cezalandırır. Sonra onu cehennemden çıkartarak cennete koyar. Her kim, "bu katil cehennemde ebediyen kalır" derse o bidatçıdır. Çünkü müslüman adam öldürmekle kafir olmaz. Cehennemde ise ancak kafirler ebedi kalacaktır.
(1) Buharî: 7083, Müslîm: 7356Kitabı okudu
Bilmelisin ki, bir mü'min yüzbin kadınla zina etse, yüzbin müslümanı öldürse veya yüzbin fıçı içki içse de bunları meşru görmedikçe imandan çıkmaz. Tıpkı bir kafir, bütün hayır ve ibadetleri yerine getirse de Allah'a inanmadıkça küfürden çıkmadığı gibi. İşte mü'min de böyledir; Allah'a inandıkça bütün günahları işlese de imandan çıkmaz. Bu anlattıklarımız işin akıl ve nazar yönüdür.
{Nakil yönüne gelince}:
Allah Teâlâ, fısk, fücur ve günahla meşgul olan müminleri tövbeye davet ederken onları "müminler" diye anmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah Teâlâ’ya içtenlikle tövbe edin."(1) Eğer bu kimseler günahlarından dolayı kafir olsaydılar, Allah Teâlâ onları ‘müminler’ diye isimlendirmez ve "Ey kafirler! Allah Teâlâ’ya tövbe edin" derdi. Bir başka ayet-i kerimede Allah Teâlâ, "Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz!" Buyurmaktadır.(2) Burada da onlara "Ey kafirler!" dememiştir.
Aynı şekilde Âdem {a.s} cennete girdiği zaman Allah Teâlâ ona malum ağaca yanaşmayı yasaklamıştı. Fakat Âdem {a.s} o ağacın yemişinden yiyince Allah Teâlâ "Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı" buyurdu.(3) "Âdem Rabbine küfretti" demedi.
(1) Tahrim: 8 (2) Nur: 31 (3)Taha: 121Kitabı okudu