Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemalizm Laiklik ve Demokrasi

Ahmet Taner Kışlalı

Kemalizm Laiklik ve Demokrasi Gönderileri

Kemalizm Laiklik ve Demokrasi kitaplarını, Kemalizm Laiklik ve Demokrasi sözleri ve alıntılarını, Kemalizm Laiklik ve Demokrasi yazarlarını, Kemalizm Laiklik ve Demokrasi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1940 yılında kurulan Köy Enstitüleri de, Kemalist devrimin ürünüdür. Orada verilen eğitim, sadece içerik olarak değil biçim olarak da, "demokratik kültür"ün yerleşmesine büyük katkı yapmıştır.
"Tek parti"nin içinde ideolojik bir çoğulculuğa izin veriliyordu. Altı Ok'un bir ilkesi de "devletçilik" olduğu halde, Celal Bayar ve arkadaşları, parti içinde açıktan "liberalizm" bir tutum takınıyor ve önemli görevlere gelebiliyorlardı.
Reklam
Mustafa Kemal sadece özgürlüklerden ve demokratik muhalefetten yana değildi; aynı zamanda "yargı bağımsızlığı"nı da savunuyordu. "Yargısı bağımsız olmayan bir devletin kendi bağımsızlığı tartışılır" diyordu. Böyle bir düşüncenin, bir diktatör tarafından savunulmasına olanak var mıdır?
Atatürk'ün "ulus" anlayışına ne ırk ne de din öğesini katmasının doğruluğunu, Bosna faciasını yaşarken bir kez daha anlıyoruz. Müslüman Boşnakları acımasızca öldüren, kadınlarının kızlarının ırzına geçen, evlerini eşyalarını yağmalayıp yakan Sırplar başka bir "ırk"tan mıdır? Boşnak da Sırp da Slav kökenli değil midir? İkisi de aynı dili konuşmamakta mıdır? Bosna örneğinde görülüyor ki: "ırk" birliği "bir ulus"un oluşmasına nasıl yetmiyorsa, "din" ayrımının öne çıkarılması da, bir "ulus"un ortaya çıkmasını engelleyebilmektedir.
368 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Türkiye’nin önde gelen aydınlarından merhum Kışlalı bu eserinde özgün olarak detaylıca Kemalizmin ne manaya geldiğini 6 ilke özelinde açıklıyor. Atatürk’ü anlayamayanlar ya da anladığını zannedenlerin nasıl bir siyasi ihanet içinde olduklarını gözler önüne seriyor. Laiklik ve demokrasi kısımlarında da özgün anlatımlar olmakla birlikte 93-94 yıllarında Cumhuriyet gazetesinde kaleme alınan konuyla alakadar yazıların bir derlemesi yapılmış. Dönemin politik olaylarını bilmeyenler ve unutanlar için hafızaları tazeleyen çok önemli analizler var. O dönemde yapılan hataların doğuracağı sonuçlara yönelik öngörülerinin bugün mevcut durumu çok isabetli bir biçimde yansıtıyor olması Sn. Kışlalı’nın ne denli donanımlı bir siyaset bilimci olduğunu gözler önüne sererken; bugünlere gelen yolda neden katledildiğini de çok net bir biçimde gösteriyor.
Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi
Kemalizm, Laiklik ve DemokrasiAhmet Taner Kışlalı · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2018167 okunma
Demokrasiyi güçlendirmek için verilmiş olan ''yasama dokunulmazlığı''nın, demokrasiyi yıkmak ya da yozlaştırmak için kullanılmasına izin vermek yanlıştır
Sayfa 308Kitabı okudu
Reklam
Atatürk’ün ulusçuluk ve ulusalcılık anlayışını en özlü bir biçimde değerlendiren bir anlatım, Unesco’nun 1981’i Atatürk Yılı ilan eden kararda var. Bürleşmiş Milletler’e ye 156 ülkenin oybirliği ile aldığı bu kararda, Atatürk şöyle tanımlanıyordu: “Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı...”
Daha o yönde hiçbir istek, hiçbir gereksinme yokken, Türk kadınına siyasal hak ve özgürlükleri -demokrasinin anayurdu sayılan bazı Batılı ülkelerden önce- veren, kadının siyasal yaşamda ağırlık kazanmasına çaba gösteren de Atatürk’tür. Eğer bugün Almanya’da her 100 üniversite öğretim üyesinden ancak birisinin kadın olmasına karşılık, bu oran Türkiye’de tam otuz katı yüksekse, bunda Kemalist devrimin katkısı yadsınabilir mi?
Almanya, İtalya ve Japonya gibi sanayileşmiş ülkelerin bile, demokrasiye kendi “iç dinamik”leri ile değil, savaş yenilgisiyle birlikte “dayatılan” koşullar nedeniyle geçtiklerini unutmamalıyız! Unutmamalıyız ki Kemalizm’in erdemlerini ve demokrasi karşısındaki tavrını daha iyi anlayabilelim!
İki nedenden dolayı, “Kemalizm” sözcüğünü “Atatürkçülük” sözcüğüne tercih etmek daha doğru olur: Atatürkçülük yıpratıldığı için, bir; Kemalizm uluslararası dile girdiği için, iki. Cumhuriyetimizin son kırk küsur yılı, “Atatürkçülük” adına Atatürk’e yapılan ihanetlerle doludur. Bir başka kesim ise, Atatürkçülüpü, Atatürk’ün sağlığında yaptıklarının “bekçiliği” biçiminde anlamıştır. Kalıplaştırmıştır, dondurmuştur. Oysa bu, Atatürk’ün önderliğinde gelişen ideolojinin ve devrimin özüne aykırıdır. Kemalizm “ilerici” bir ideolojidir. Ne geçmişin bekçiliğidir, ne de kalıplaşmış bir inanç sistemi. Değişen koşullar içinde, sürekli ve akılcı bir yenilenmeyi ve o yenilenmenin ilkelerini içerir.
1.000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.