Ahlak Psikolojisi Üzerine Bir Araştırma

Kendini Savunan İnsan

Erich Fromm

Kendini Savunan İnsan Gönderileri

Kendini Savunan İnsan kitaplarını, Kendini Savunan İnsan sözleri ve alıntılarını, Kendini Savunan İnsan yazarlarını, Kendini Savunan İnsan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan doğaya egemen olmak için yeni ve daha iyi araçlar yaratırken bu araçların ağına düşmüş ve onlara anlam veren kendini yitirmiştir.
"Başkalarının sana yapmalarını istemediğin bir şeyi sen de başkalarına yapma" özdeyişi etiğin en temel ilkelerinden biridir. Ama başkalarına ne yaparsan, onu aynı zamanda kendine de yaparsın tümcesi de eşit ölçüde hak verilebilir bir tümcedir.
Reklam
İnsanların çok kuvvetli inandırma gücü olan bir lidere gösterdikleri tepki, yarı-uyutum durumunun bir örneğidir. Burada da liderin görüşlerinin koşulsuz olarak benimsenmesi, dinleyicilerin kendilerine sunulan düşünleri eleştirel bir biçimde değerlendirmelerinden ya da kendi düşünceleri üstünde temellenen bir kanılarından değil, konuşmacıya duygusal yönden boyun eğmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu durumdaki insanlar, konuşmacıyla örtüştükleri, onun öne sürdüğü düşünleri ussal yönden onayladıkları yanılsaması içindedirler. Onlar lideri, görüşleriyle kendi görüşleri uyuştuğu için kabul ettiklerini sanırlar. Gerçekte ise sıra bunun tam tersidir. Yani onlar liderin görüşlerini yetkesine yarı- uyutulmuş bir şekilde boyun eğdikleri için benimserler.
İnsanlar, para kazanmak için çalışmakta; parayı onunla hoşa giden şeyler yapmak için kazanmaktadırlar. Çalışma araç, hoşlanmaysa erektir. Ama gerçek durum nedir? Insanlar daha çok para kazanmak için çalışmakta, bu parayı da yine daha çok para kazanmak için kullanmaktadırlar. Herkes, acele etmekte ve daha çok zamana sahip olabilmek için araçlar bulmaktadır. Bundan sonra kazanmış oldukları zamanı, yeniden daha çok zaman elde etmek için koşuşturmakla geçirmektedirler. Bu iş, artık elde ettikleri zamanı kullanmayacak kadar yorgun düştükleri ana kadar sürüp gitmektedir. Bizler, bir araçlar ağı içine düşmüş ve erekleri gözden yitirmiş bulunmaktayız. Müziğin ve yazının en güzel örneklerini evlerimize getirebilecek radyolarımiz var. Ama bunun yerine dinlediklerimiz büyük ölçüde özetleyici magazin düzeyinde değersiz şeyler ya da zekâ ve beğeniyi aşağılayan reklamlar. İnsanın şimdiye değin sahip olduğu en görkemli araçlara ve gereçlere sahibiz . Ama bir an için durup da onların neye yaradıklarını sormuyoruz.
Insanın kutsanması olan us, aynı zamanda onun lanetidir de; us, onu içinden çıkılmaz bir ikiye bölünmüşlüğün içinden çıkma ödeviyle başa çıkmak uzere sürekli olarak zorlar. Bu yönüyle insansal varoluş, tüm öteki canlılardan farklıdır. Insan, sürekli ve kaçınılamaz bir dengesizlik durumu içindedir. Onun yaşamı kendi türünün örneğini yineleyerek 'yaşanılamaz'. Insan, yaşamaya mecburdur. O, canı sıkılabilen, hoşnutsuzluk duyabilen, cennetten çıkarıldığını hissedebilen tek hayvandır. İnsan, varoluş sorununu kendi başına çözmek zorunda olan ve bu sorundan kaçamayan tek hayvandır da. O, insansal durum öncesinde yaşadığı, doğayla uyum durumuna geri dönemez. Usunu doğanın ve kendi kendisinin efendisi oluncaya değin geliştirmeyi sürdürmesi gerekir.
"Ben bir Yahudi'yim. Yahudiler'in gözleri yok mu? Elleri, organları, boyutları, duyuları, duygulanımları yok mu? Onlar da tıpkı bir Hıristiyan gibi, aynı yiyeceklerle beslenmiyorlar mı? Aynı silahlarla yaralanmıyorlar mı? Aynı hastalıklara tutulup aynı yöntemlerle iyi edilmiyorlar mı? Onları da üşüten ve ısıtan aynı yaz ve aynı kış değil mi? Bizi yaraladığınız zaman kanımız akmıyor mu? Gıdıkladığınızda gülmüyor muyuz? Zehirlediğinizde ölmüyor muyuz? Ve eğer bize kötülük ederseniz sizden intikam almayacak mıyız? Eğer her konuda sizin gibiysek, bu konuda da size benzeyeceğiz."
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.