Kierkegaard'dan Hayat Dersleri

Robert Ferguson

Kierkegaard'dan Hayat Dersleri Gönderileri

Kierkegaard'dan Hayat Dersleri kitaplarını, Kierkegaard'dan Hayat Dersleri sözleri ve alıntılarını, Kierkegaard'dan Hayat Dersleri yazarlarını, Kierkegaard'dan Hayat Dersleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayatta olan şey, doktora gittiğimde başıma gelenler gibi. Doktoruma kendimi iyi hissetmediğimi söyledim, şöyle cevap verdi: "Muhtemelen çok fazla kahve içiyorsun ve yeterince yürümüyorsun." Üç hafta sonra gittiğimde şöyle dedim: "Kendimi gerçekten hiç iyi hissetmiyorum ama bu sefer sebebi kahve olamaz çünkü artık kahve içmiyorum; egzersiz eksikliği de olamaz çünkü bütün günümü yürüyerek geçiriyorum." Doktorum cevap verdi: "Pekala, o halde sebep kahve içmemen ve çok fazla yürümen olmalı." Buyurun bakalım: Her iki seferde de kendimi iyi hissetmiyordum ama kahve içtiğim zaman kendimi iyi hissetmememin sebebi kahve içmem, kahve içmediğim zaman da kahve içmememdi. İnsanlar için de aynı şey geçerli. Bütün dünyevi hayatımız bir tür hastalık.
İnanmak, kendi aklını kaybedip Tanrı'yı kazanmaktır.
Reklam
Kilisedeki dinleyicilerden biri eve gider, İbrahim'in yaptığını yapmak ister. Onun da elindeki en iyi şey oğludur. Vaiz olanları öğrenirse adama gidip bütün o rahip vakarıyla öfkesini kusar: "Sen iğrenç bir insansın! İnsan bile sayılmazsın! Hangi şeytan içine girdi de kendi öz oğlunu öldürmek istedin!" Günahkar adam şöyle der: "Sen Pazar günkü vaazda ne söylediysen onu yaptım." Eğer iman insanın oğlunu öldürmesini kutsal bir eyleme dönüştürmüyorsa, o zaman İbrahim de diğer herkes gibi kınansın.
Bir gün bir tiyatronun perde arkasında yangın çıktı. Palyaço gelip izleyicileri uyardı. İzleyiciler bunun bir şaka olduğunu düşünüp alkış tuttu; palyaço söylediklerini tekrarlayınca alkışlar arttı. Bana sorarsanız dünya böyle sona erecek: Her şeyin bir şakadan ibaret olduğunu sanan cin fikirli tiplerin tezahüratları eşliğinde.
Hangi ülkede olduğunuzu anlamak için parmağınızı toprağa sokup kokluyorsunuz. Ben parmağımı varoluşa sokuyorum, ama koku yok. Neredeyim ben? Ne demek dünyada olmak? Anlamı ne bu kelimenin? Kim çekti beni bütün bunların içine, sonra kim bıraktı böyle? Kimim ben? Nasıl geldim dünyaya? Neden kimse fikrimi sormadı? Neden buranın kurallarını, yolunu yordamını öğretmediler, neden gezgin bir köle tüccarından satın alınmışım gibi böyle saflara sokuldum hemen? Gerçeklik denen bu dev projeye nasıl katıldım? Katılmak zorunda mıyım? Seçim diye bir şey yok mu? Eğer seçme şansımız yoksa, o zaman müdür nerede? Ona iki çift lafım var. Müdür de mi yok? Peki kime yönelteceğim ben şikayetimi?
"Hayat yalnızca geriye dönük bir şekilde anlaşılabilir; ama ileriye dönük bir şekilde yaşanmalıdır." Ne zaman trenin gittiğinin tersi yöne otursam aklıma gelir hala.
256 öğeden 301 ile 256 arasındakiler gösteriliyor.