Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kırılma Noktası
Oğuz DinçEn Eski Kırılma Noktası Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Kırılma Noktası sözleri ve alıntılarını, en eski Kırılma Noktası kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Oğuz Dinç'in kaleminden çıkan "Kırılma Noktası", kitapseverlere öyküleri aracılığıyla insanın derinliklerine doğru bir keşif vaat ediyor. On farklı hikâye, her biri kendi içinde anlamlı ve düşündürücü, sosyal mesajlarla işlenmiş. Dinç'in kaleminden çıkan her cümle, sosyal medyanın yüzeysel dünyasından aile bağlarına, iletişim sorunlarından savaşın acı gerçeğine kadar geniş bir yelpazede insanın iç dünyasına dokunuyor. Özellikle "Palyaço" ve "Aile Bağları" hikâyeleri, duygusal derinliğiyle okuyucuları etkisi altına alıyor. Yazarın kısa ama etkileyici anlatımı, her bir öyküde insanın hissettiklerini bir araya getirerek, okuyucunun duygusal sismografını harekete geçiriyor. "Kırılma Noktası", sadece kitapseverlerin değil, herkesin yaşamın karmaşıklığına dair düşünce dolu anlar yaşayacağı bir başyapıt.
" Artık ateş etmeyeceğim... Hayır. Ateş etmek istemiyorum. Çocuklar olduktan sonra savaş nerede, kim haklı, ne önemi var."
"Savaşta hep iki taraf vardır: Savaş ve insan. Ölüm her insanla , hepimiz kaybediyoruz; bunu ne zaman anlayacağız ? Gerçek barışa ne zaman kavuşacağız? Kavuşabilecek miyiz?"
Selam Hayatın içinden öyküler ile hayata kısa bir mola vermeye ne dersiniz ? İçinde on #öykü barındıran kısa ve etkileyici bir #kitap okudum : #kırılmanoktası .
Hayatın içinden olayların anlatıldığı öyküleri #kahve nizi yudumlarken okuyup bitirebilirsiniz . Sade, akıcı ve etkileyici her biri. Hızla okunsa da her öykü bittikten sonra bir mola verip düşünme ihtiyacı duyuyorsunuz. Olaylara bakış açınız yön değiştiriyor . Belki kendinizden bir parça biliyorsunuz belki de sizin de eleştirdiğiniz bir yönü.
İlk öykü #palyaço . Geleceğe umutla bakan bir gencin geçirdiği kaza sonrası yaşananlar ve toplumun geldiği hal ... Hayatı telefon kamerası ve aldığı beğeni ile ölçenler... Trajikomik durumu en acıklı biçimde gözler önüne seren öykü ilk sayfadan okuru kendine bağlıyor. #tebligat ile yaşanan tedirginlik ve belirsizliğin insanı nasıl etkilediğini okurken #ailebağları nda aile olmanın anlamını bir kere daha düşünüyoruz.
Kitapta yer alan öyküler de en az bu üç öykü kadar etkileyiciydi .
Herkesin bu yapılmaz dediği, kırılmaktan paramparça hissettiği ve bazı şeylerin rayından çıkıp olmayacak istikamete gittiğini anladığı anlar olmuştur. Kırılma Noktası tüm bu anların güzel bir örneği.
Hayat, ilerleyen zaman ve gelişen teknoloji sayesinde, gerileyen ilişkilere açık hale geldi. Bazı şeylerin değeri kaybedildi, hayatı sorgulama yitirildi ve ‘’sosyal medya’’ yaşamı başladı. Kimin nasıl olduğu değil, kaç beğeni ve yorum getireceği düşünülür oldu. Ya da herhangi birinin neden bu şekilde davrandığını sorgulamak yerine direkt etiketler oldu ve gerçek insanlığı kaybedip paravan arkasında yaşayan uzak bireyler oldu çoğu insanoğlu.
Her bir öyküsünde başka bir şeye nokta atışı yapan Oğuz Bey, gelişmenin geriliğini öyle ustaca anlatmış ki tadına doyum olmaz. İçerisinde on adet öykü bulunan Kırılma Noktası, okuyucunun bam teline farklı açılardan on kez vuruyor. Akıcı dili, gizliden sezdirdikleri ve gündelik hayat konularıyla okuyucuya zevkli bir okuma dünyası sunuyor. Öykü okumayı seven biri olarak, kitabın son sayfasına geldiğim vakit ‘’ İyi ki okumuşum. ’’ dedim. Hayatın farklı penceresinden, aynı insanlarına çeşitli şekilde bakmak isterseniz ‘’ Kırılma Noktası’’nı okuyunuz.
Dilerim ki kalemi daim okuyucusu bol olur.
"Savaşta hep iki taraf var. Savaş ve insan .Ölen her insanla hepimiz kaybediyoruz.Bunu ne zaman anlayacağız ? Gerçek barışa ne zaman kavuşacağız? kavuşabilecek miyiz ?"
Selamlar sevgili dostlarım
İçerisinde bulunduğumuz derin anlamları olan şu günlere yakışır , derin anlamlı bir eser veriyorum sizlere.
Sayfaları incecik fakat içinde bulundurduğu anlamları derinden ve çok olan bir eser.
Kısa kısa öyküler okuduğunuzu sanarken aslında hayata dair şeyleri uzun uzadıya sorgulama yetinizi geliştiriyor olacaksınız .
Okuduğunuz tüm öykü eserlerinin basitliğinden çıkıp üzerine kafa verebileceğiniz aldığı ödülleri delicesine hak eden bir eser
#_kitabimvekahvem_
"... ölen bir insanın hayatla bağları olduğunu, İyilikler yapmış, dostluklar kurmuş biri olduğunu duymak iç burkuyor." #alinti
Ne kadar güzel bir alıntı değil mi? Bazen ölen kişi sadece bizim düşmanımız olabilir bazen de milletimizin düşmanı. Bizim için düşmanlık dışında bir anlamı olmasa da onun da bir insan olduğu ve hayatın bir karesinde yer aldığı aşikar.
Bazen bir kelime, bazen bir cümle, bazen bir kıssadan hisse ile fark ederiz senelerdir gözümüzün önünde olanı. Şaşırır kalırız. Bu şaşkınlığimız bunca zaman gözümüzün önünde olanı görmeyisimizer midir yoksa aslında bu kadar basit olanı anlamayısımıza mıdır bilinmez....
Birbirinden güzel ve etkileyici on öykünün yer aldığı #kirilmanoktasi tam da bu duygularla okuyup hafiften burun diregimizi sizlatacak içerikte. #oguzdinc 'in farklı tarihlerde kaleme aldığı öyküler var. Anlatım akıcı, öyküler düşündürücü. Palyaço ve Sır öyküleri 2018 yılında kaleme alınmış. Hala çok güncel konular maalesef.
Okumanızı tavsiye eder, iyi akşamlar dilerim.
Siz öykü kitapları okumayı seviyor musunuz?
#aylakadam
“Savaşta hep iki taraf var: Savaş ve insan. Ölen her insanla, hepimiz kaybediyoruz; bunu ne zaman anlayacağız? Gerçek barışa ne zaman kavuşacağız?”
‘Kırılma Noktası’ durum hikayeciliği anlayışını hissettiğimiz insana dair on öyküden oluşuyor. Kitabın ismine bayıldım. Sahi, nedir kırılma noktası? Değişim ve dönüşüm anlamına gelir ki; yazar da öyküleriyle okuyucusuna bu deneyimi sunuyor. İnsanoğlunun olgunlaşma ve öğrenme sürecinin bir parçası olarak, bu okuma deneyiminin farkındalığı artıracağını düşünüyorum.
2006-2018 yılları arasında kaleme alınan hikayelerde insanlığın uğradığı deformasyon ve toplumsal konular ağırlıklı olarak işlenmiştir.
‘Palyaço’ hikayesinde dijital duyarsızlığın gelebileceği en kötü noktayı görüyoruz. Koyun can derdinde, kasap et derdinde atasözünün en utanç verici dönemini yaşıyoruz.
‘Tebligat’ hikayesinde kara mizah öğesine ve muhtarlığa bırakılan resmi belgeden duyulan korkuya hak vermemek elde değil.
2006 yılında yazılan ‘Savaş Alanı’ hikayesinde insanoğlunun yıllar içinde hala ilkelliğinin hüküm sürdüğünü okumak ve yüzleşmek en acısıydı. “Çocuklar öldükten sonra savaş nerede, kim haklı, ne önemi var.”