Uzun bir süre gazetecilik yapan ve bu meslekten emekli olan Enis, gazete patronlarıyla mücadelesini, meslekle ilgili birkaç sorun ve acı-tatlı olaylar dışında, gazetecilik hayatıyla ilgili yaşamını fazla öne çıkarmaz Kırmızı Karanfil’de. Yaşadığı, tanık olduğu olaylar ve gözlemleri bütün bir yaşamını kapsadığından, kendisiyle birlikte okuyucuyu bir toplum çıkmazında gezintiye çıkaran Reşat Enis, izlediği ve gözlemlediği olaylar karşısında sadece bir yazar olarak değil, aynı zamanda yaşadıklarından etkilenen biri olarak da çıkar okuyucu karşısına ama bu yüzeysel bir etkilenme olmayacaktır. Çünkü, yaşadığı ve gözlemlediği olayları kaleme almaktan çok, canlı bir insan vardır karşımızda ve biz süreçle birlikte, bir yazarın değişimini de izleriz Kırmızı Karanfil’de.
Türkiye’nin yaklaşık yetmiş yıllık sürecini, fotoğraf kareleri netliğinde gözler önüne seren Kırmızı Karanfil, yakın tarihte yaşananları toplumcu bir estetikle ele alan ve unutmamak gerektiğini vurgulayan, okunması gereken bir kitap.