Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kirpiğiniz Yere Düşmesin

Kolektif

En Eski Kirpiğiniz Yere Düşmesin Gönderileri

En Eski Kirpiğiniz Yere Düşmesin kitaplarını, en eski Kirpiğiniz Yere Düşmesin sözleri ve alıntılarını, en eski Kirpiğiniz Yere Düşmesin yazarlarını, en eski Kirpiğiniz Yere Düşmesin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadın arkadaşlarım, kirpiğiniz yere düşmesin. Çilem DOĞAN
Başkaldıran, isyan eden kadınları görüyor musunuz?
Yüksek tavanlı aydınlık odalarda ya da çatlamış pencereli tek göz odalarda yaşanan şiddetin aynı olduğunu biliyoruz. Şiddet ister fiziksel ister ekonomik, cinsel ya da psikolojik olsun, biz kadınlar erkek şiddetinin her türlüsüyle mücadele etme yollarını kendimiz geliştiriyoruz. Türlü türlü savunma yöntemleri öğreniyor, canımıza tak ettiği noktada ise hayatlarımızı kontrol altında tutanlara karşı isyan ediyoruz. O yüzden şimdilerde, kadınların hayatlarına sahip çıkma hikayelerini daha çok duyar olduk. Yanı sıra kadın cinayetlerine ortak olmak istemedikleri için direnen, hayatlarını tehlikeye atan, suça katılmayı reddeden insanların da göstermiş oldukları dayanışmaya daha çok tanıklık etmeye başladık.
Reklam
İstanbul'da bir kadın, kocasının şiddetine karşı kendini savunmak için yumruk atıp adamı bıçakla tehdit editor. Adam ise kadını bıçakla yaralıyor. İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi kadına "eşe karşı basit yaralama" ve silahla tehdit" syçlarından, erkeğe ise yalnızca "eşe karşı basit yaralama" suçundan dava açıyor. Yani, mahkeme kadının attığı yumrukla erkeğin bıçaklamasını bir tutuyor. Mart'ta sona eren yargılama sanucunda adama 5 ay hapis cezası verilirken, kadın 2 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum ediliyor.
Yargılama süresince Nevin'in hayatı didik didik edildi. "Ben bu ilişkiyi gönüllü yaşamadım, yaşanan hiçbir şeyde rızam yoktur" ifadeleri mahkemenin soğuk duvarlarıns çarparak dönüp yine Nevin'i buldu, heyete ulaşmadı bile. Mahkeme heyeti Nevin yerine, tecavüzü inkar eden, ortada gönüllü bir ilişki olduğunu iddia eden akrabalara, komşulara inanöayı tercih etti. Daima dik duran, hiç bir duruşmada durumunu inkar etmeyen, heyete en küçük bir sitemde bile bulunmayan Nevin'e hiçbir indirim uygulanmaksızın müebbet hapis cezası verildi. Karar duruşmasından bir gün önce, 24 yıldır evli olduğu Fatma'yı öldüren katil Kemal Balaban'a, "cinayeti haksız tahrik" altında işlediği gerekçesiyle haksız tahrik indirimi uygulayıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 10 yıla indiren yargı, bir gün sonra Nevin'e müebbet hapis cezasını eli titremeden veriyorsa, kadınların kendi adaletlerini sağlamak dışında seçenekleri kalıyor mu?
Bu davaların hiçbirinde, ceplerde taşınan bıçaklar sürekli şiddete ve cinayetlerin tasarlanıp tasarlanmadığına dair şüphe oluşturmadı. Dava sürecini izleyen kadınlar ısrarla, erkeklerin "ani öfke" ile cinayet işledikleri hükmüne karşı çıktılar; davalarda cinayete götüren süreç yerine hayatlarını kaybeden kadınların sorgulandığunı, erkeklerin "hakaret etti", "beni terk etti", "beni terk edeceğini söyledi" şeklindeki ifadeleriyle sistematik erkek şiddetinin üstünün örtüldüğünü savundular. Bu davalarda erkeklerin cebinde bir, hatta bazen iki bıçak taşıması olağan görüldü, tasarlama srbebi (yani erkek şiddetinin sürekliliği) sayılmadı.
Sayfa 130Kitabı okudu
Bitti mi, bitmedi! Bu ülkede kadınlar, erkeklerin ve toplumun elinden çektiği kadar adaletin elinden de çekiyor. İki aylık bebeğini bırakıp ailesini ziyarete giden Seçil Müge öğretmeni hatırladınız mı? Bebeğini evlilik dışı şekilde bir polisten dünyaya getirmiş, herkesten gizleyerek büyütmeye çalışıyordu. İlkokul öğretmenliği yapabilecek akıl ve ruh sağlığındaki bu kadın niye vebeğini yalnız bırakıp on günlüğüne ailesinin yanına gitsin ki? Müge öğretmen bebeğini birisine emanet etmişti. Avukatı olayın yeterince soruşturulmadığını söylüyor. Kaldı ki adli tabip bebeğin yedi gün boyunca bakıldığını son üç gün terkedilerek, aç susuz bırakılarak öldüğünü doğruluyor. Sonuç: Anneye ağırlaştırılmış müebbet hapis. Peki polis baba ve annenin bebeğini emanet ettiği kişi nerede? Asıl suçlu onlar değil mi? Bebeğini emanet ederek giden genç anneye verilen bu ceza haksız ve yersiz değil mi? Kamuoyu burada yanıltılmış olmadı mı? Korunan polis baba ve bebeğin emanet edildiği kişi kim? Onları kim koruyor?
Sayfa 166 - GerçeklerKitabı okudu
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kitap bir yıllık raporların derlenmesi ile oluşmuş. 2015 yılı Ocak ayından Aralık ayına kadar yaşamlarına sahip çıkan kadınların, o kadınlara adil davranmayan adaletin ve şiddete ses çıkaran sessiz kalmayanların çetelesinin tutulduğu bir rapor. Tam o dönemde kendisine tecavüz eden adamı öldürüp kafasını köy kahvesine atan Nevin'in davası
Kirpiğiniz Yere Düşmesin
Kirpiğiniz Yere DüşmesinKolektif · Güldünya Yayınları · 201619 okunma
Erkeklik marazından nasiplenmiş cümle erkek böyledir; tehlike çanları çalmaya başladı mı gizli bir çetenin mensupları gibi açık bir suç ortaklığı etrafında çabucak toplanıverir. Biri hepsi için öldürür, hepsi birbiri için sahiplenir.
Sayfa 147
Hep hatırlamak zorundayız; bize reva görülen bir toplu mezar ve oraya dikilen tek mezar taşında yazan da ortak hikayemiz.
Sayfa 147
Boşanmış,aileden kopmuş kadınların tek başlarına yaşamalarına yönelik bir sosyal politika esastan reddedildiği için şiddet yuvası olan ailelerde yaşamaya devam etmek zorunda kalıyor.
Reklam
Müdahil olmak linç etmeye dönüştüğünde şiddetin kaynağı olan "erkeklik" besleniyor ve yüceltiliyor. Kadınlar toplumsal olarak "korunmaya muhtaç" olarak kabul edildikleri için müdahil olmak erkeklik göstermenin bir tezahürü haline gelebiliyor. Halbuki müdahil olmak kadınlara yönelik şiddetin meşru olmadığını göstermek ve kadınlarla dayanışmak demek. Müdahale linçe dönüştüğünde, erkek şiddetini mümkün kılan sistem kendini yeniden üretmeye devam ediyor.
Biliyoruz ki kadınlara tek adres olarak evlilik gösterildikçe, aile dışındaki yaşam biçimleri reddedildikçe ve "fıtrat" söylemiyle kadınlık ve erkeklik rolleri sabitlenerek benimsetilmeye çalışıldıkça, erkek şiddetinin önlenmesi imkânsız!
Devlet erkek şiddetini engellemediği için kadınlar kendi canını kurtarmak zorunda kalıyor. Aile, medya, toplum, yargı erkek şiddetini meşru görüyor, kadınların yıllarca çektiği işkencelere "kader" deniyor. Kadınlara bu sıkıştırılmışlık içinde çare bırakılmıyor.
Anlatamadı. Bunca kötü şey, taciz, tecavüz, yani bu toplumda kadın olmak, bir mahkeme salonunda nasıl anlatılırdı ki...
Sayfa 125 - Güldünya YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.