Kıskançlık Öyküleri
KolektifKıskançlık Öyküleri Gönderileri
Kıskançlık Öyküleri kitaplarını, Kıskançlık Öyküleri sözleri ve alıntılarını, Kıskançlık Öyküleri yazarlarını, Kıskançlık Öyküleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doktorun dikkatle yokladığı kalp duruvermişti; yaşlı adama bundan böyle acı vermeyecekti.
Heyecanlanmak yok, demesi kolay! Nasıl heyecanlanılmayacağını da öğret bakayım, sayın profesör...
Hiçbir işe yaramayan beceriksiz ve acınacak halde biri gibi durmakla olmaz!
Bedence zayıf olanlar ellerine bir silah geçirince daha bir güven duyarlar kendilerinde.
Ah bu para, uğursuz para onları bozdu...
Venüs, Olympia'nın tepesinde otururken gözyaşlarının aktığını görünce, ihanetten ne kadar nefret ettiğini söyler.
Dünyada iki sır vardır, kızım, biri nasıl doğduğumuz, öteki de ne zaman öleceğimiz... Bu ikisini kimse bilemez!
Boşu boşuna "Aklın yoksa tanık ol" dememişler...
Hep yeni, hep yeni... Kimse eskiye kafa yormuyor. Eskileri nereye atacaklar bakalım!
Tek istediğim, geniş yapraklı ağaç ormanlarının uğuldadığı serin orta kuşak iklimine kavuşmak, eğer kaldıysa, hala bir yerlerde yaşıyorsa.
Sevdiğim bir şehirde sevdiğim şekilde yaşıyorum ve sevdiğim işi yapıyorum ve sevdiğim kadınla yaşıyorum. Ne zaman iyi bir şey olsa sana koşmuyor muyum? Kötü bir şey olduğunda senin omuzunda ağlamıyor muyum?
Kıskanç bir ruh söz konusu olduğunda, keşifle intikam arasındaki mesafe pek uzun değildir.
Felaketler, kederler, saatleri uzatır; fakat seneler hep aynı süratle geçer. Size garip gelecek ama bahtsızlığın son haddinde de insanların bir çoğunun tanıyamadıkları bir zevk vardır; yaşamak ve teneffüs etmek zevki.
Yalnızlık, yalnız ormanlarda ve kayalık yerlerde olmaz ya, bahtı kara olan insan her yerde yalnızdır.
Üstüne taş bir binanın yıkıldığını düşün. İşte aynı his; sanki enkaz arasından seni çıkarıyorlarmış gibi oluyorsun.