Sevdiğim karakter öldüğünde baş ucunda bekleyen sevgilisi gibi hissediyorum... Karanlık odada ölüsüne bakan o sevgili gibi.Ya da zihnimde kararttığım o oda.
Güçlünün hayatta kaldığı bu koca kentte hayatta kalacak güce ve cesarete sahip olabilecek miydi bu toy doktor Berger? Soğuk içine işledi ve hiç şeyini bilmediği bir ülkede hiçbir şeyin onun için tanıdık olmadığı bu yerde , Sıla hasreti içini buz gibi bir havayla doldurmuştu .
Sessizce bir süre vücudundaki kırmızı lekelere, kızıl hastalığına baktı , bulaşmıştı küçük kızdan işte ve üzerine büyük bir yorgunluk çöktü , her şey birbirine girmişti . Yalnızlık ve insanlar .. Mutluluk ve hüzün.. geçmiş ve gelecek.. ölüm böyle bir şeydi demek ki .
Kız kardeşi , Karla ve bu şehirdeki ilk dostu Schramek başucunda duruyorlardı . Üçü de sessizce ona bakıyordu , hiç kimse ağzını açmıyordu , kız kardeşinden bir süre sonra hıçkırık sesi duyuldu sonra o da kesildi , pencereden ise dışarda akıp giden yaşamın sesi geliyordu...