Türk varlıgını ve kudretini ileri ülkelere en doğru ve kolay bir şekilde anlatılabilir. Kaynağı bilinmeyen"KEMALİST" deyimi ise etrafınızda toplanmış bulunan bir azınlığı ifade ediyor. Halbuki bütün millet, sizin etrafinizdadir. Bunun için bu dar çerçeveli deyime iltifat etmeyiniz.
10 Temmuz Salı günü Ankara İstasyonu'ndaki özel kalem binasında Parti tüzüğünü müzakere ettikten sonra Gazi ile baş başa hasbihal ettik. Kendisinden hiç beklemedigim bir cümle sarf etti. Dedi ki: " DİNİ VE NAMUSU OLANLAR AÇ KALMAYA MAHKÛMDURLAR."
Fethi bey söze karıştı. Gayet buyurgan bir edayla şöyle dedi:
Evet Karabekir. Türkler İslamiyet'i kabul ettiklerinden böyle geri kaldılar. Ve Müslüman kaldıkça da bu halde kalmaya mahkûmdurlar!
Sende kuvvet varsa bende de hakikat var,
Kuvvet sistir kalkar, hakikat güneştir doğar,
Ben korkmam kuvvetten,sen de korkma hakikatten,
Ondan korkanlar ayrılmaz zulüm ve zulmetten.
Halbuki,
Kimde hakikat gördünse sen ondan çok korktun,
Tevkifler yaptın, evleri bastın.
Neydi kastın?
Çok insan astın.
Tevkif olundum, köşküm basıldı,
Dört çuval evrakım da alındı,
Üç bin kitabım gece yakıldı,
Yıllarca peşime hafiye takıldı.
Fakat gördün ki, hiç korkmam ben,
Niçin ya hâlâ sen
Korkuyorsun hakikaten?
Sende kuvvet varsa bende de hakikat var,Kuvvet sistir kalkar, hakikat güneştir dogar,Ben korkmam kuvvetten, sen de korkma hakikatten,Ondan korkanlar ayrılamaz zulüm ve zulmetten.