tek işverenin devlet olduğu bir ülkede muhalefetin anlamı yavaş yavaş ölüme mahkûmiyettir.
çalışmayana ekmek yok diyen eski prensibin yerini artık boyun eğmeyene ekmek yok prensibi almıştır.
Bir kere, genellikle, insanların öğrenim ve algılama düzeyleri geliştikçe görüşleri ve zevkleri de farklılaşmakta, belli bir
değerler hiyerarşisinde uzlaşmaları giderek zorlaşmaktadır.
Dolayısıyla, düşünce sisteminde aşırı bir benzeşmeye varabilmek için, ilkel içgüdülerin, basit ve yaygın zevklerin geçerli
olduğu, düşük moral ve entellektüel standardların belirlediği
sosyal katmanlara inmek gerekir. Halkın çoğunluğu düşük
moral standartlara sahip olmasa bile, değerleri birbirine çok
benzeyen büyük bir kesimin standardının düşük olduğu bir
gerçektir. Geçmişte olduğu gibi hala, değerlerdeki benzerlik
halkın en kalabalık kesimini birleştiren en düşük düzeyli bir
ortak paydadır. O halde, toplumsal hayatı kendi değer sistemlerine göre değiştirecek olan kalabalık grup, halkın orijinallik ve bağımsızlık özelliklerinden en yoksun yığınlarından
gelecek ve bu grubun kendine has ideallerini toplumun geri
kalan kısmına da kabul ettirebilmek için kullanabileceği tek
koz, sahip olacağı sayısal ağırlığı olacaktır. Bu durumda, potansiyel diktatörün yapacağı tek şey kendi akidesine kazanacağı insan sayısını mümkün olduğunca arttırmaktır.
Bireyin erdemi, ancak, ona uğruna kişisel arzularından vazgeçebilmeyi göze alabileceği doğrunun ne olduğunu şahsen değerlendirme fırsatı verildiğinde tartışılabilir.