Adı:
Komşu
Yazar:
Sayfa sayısı:
108
Format:
Karton kapak
ISBN:
9786257630269
Kitabın türü:
Dil:
Türkçe
Ülke:
Türkiye
Yayınevi:
Kitapyurdu Doğrudan yayıncılık
Hiç kimseye zararı olmayan bu kadın neden öldürülmüştü? Harbiden neden öldürülmüştü ki yaşlı bunak? Birçok gençten daha umutlu görünen bu kadın, kendi canına kıyacak değildi ya. Onlara göre kesinlikle yabancı birisi öldürmüş olmalıydı. Bence de öyle.
108 syf.
·1 günde·Puan vermedi
Kitabın yazarını tanıyor olmasaydım hayatım boyunca bu kitabı okumuş olmayacaktım.
Bu kitabı ve Yasin Doğan'ın çıkacak olan diğer kitaplarını okumayı şu şekilde değerlendiriyorum; insanlarca tanınan ünlü bir yazar haline nasıl gelinir? Tekniği, dili -üslubu- ve kendine 'has'lığı konularındaki gelişim sürecini ve ilerleyiş şeklini takip etmiş, deneyimleyerek öğrenmiş olacağım -umarım-.
Kitap, yazarın 'komşuluk' ve 'komşu' konularındaki -biraz da yazarın kendi hayatındaki- yaşanmışlıkları günlükler ile anlatıyor. Komşuluk -artık- bir çoğumuzun uzak kalmış olduğu veya bilmediği bir konu, o yüzden kitaptan yapabileceğimiz çıkarımlar bizlere bu konu hakkında birçok öğretecektir.
Yazarın bazı günlüklerin sonuna "Rüyanızda en sevdiğiniz şeyi görün" yazması hoşuma gitmişti açıkçası, beni -okurunu- düşünen bir yazarmış gibi hissettirdi. Belki de, yazarın günlüklerinin sonundaki o güzel dilekleri sadece kendineydi...
Bir eserde 'inandırıcılık' ve 'ikna' kavramı çok önemli kavramlardır. Yazar, okuyucusunu ikna edemezse, inandıramazsa yazdıklarına okuyucu, Yazarın ona yansıtmak istediği hisleri hissedemez -veya istediğinden çok daha azını hissettirir-. Örneğin, "iyi hissetmiyorum" şeklinde yazan birisi, söylediklerini okuyucusuna inandırmazsa, onu 'iyi hissetmediğine' ikna etmezse o sözleri pek değerli bulamaz okuyucu, yazarın sözleri 'etkili' olamaz. Bu kitapta da bunu hissettim çok defa. (Ya da 'hissedemedim' demek daha doğru olabilir)
Yazar bir olay hakkında okuyucusuna bilgi verirken okuyucusuna o olay hakkındaki bilgisizliğini hissettirirse (yani üslubundan kaynaklı olarak bunu -olaylar hakkındaki bilgisini hissettiremezse) o söylenilenler pek inandırıcı gelmeyebilir.(Bu belki de bildiklerini anlatmadaki yetersizlikdir -bilemedim-.)
Zaten kitabın Sonsöz'ünde de bu anlatılanların kurgu olduğu yazıyor fakat yazar bu kurguyu da 'iyi' bir şekilde kurgulamış olması gerekir -tabi iyi bir yazar olmak istiyorsa.-
Umarım genç yazarımız sonraki eserlerinde ve yaşamında daha başarılı olur -ki bundan pek şüphem de yok- ve benim de 'süreç' deneyemimden elde ettiklerim 'çok' olur :)
Kitabın okunulmasını tavsiye ederim, fakat şunu unutmayın ki; 18 yaşında genç bir insanın yazmış olduğu ilk kitaptır bu.
Kitabı okuduktan sonra kitap, ağzımda hoş bir tat ve başımda biraz mesele bıraktı diyebilirim.
Başarılar Yasin, ve iyi okumalar okur...
Bu kitabı ve Yasin Doğan'ın çıkacak olan diğer kitaplarını okumayı şu şekilde değerlendiriyorum; insanlarca tanınan ünlü bir yazar haline nasıl gelinir? Tekniği, dili -üslubu- ve kendine 'has'lığı konularındaki gelişim sürecini ve ilerleyiş şeklini takip etmiş, deneyimleyerek öğrenmiş olacağım -umarım-.
Kitap, yazarın 'komşuluk' ve 'komşu' konularındaki -biraz da yazarın kendi hayatındaki- yaşanmışlıkları günlükler ile anlatıyor. Komşuluk -artık- bir çoğumuzun uzak kalmış olduğu veya bilmediği bir konu, o yüzden kitaptan yapabileceğimiz çıkarımlar bizlere bu konu hakkında birçok öğretecektir.
Yazarın bazı günlüklerin sonuna "Rüyanızda en sevdiğiniz şeyi görün" yazması hoşuma gitmişti açıkçası, beni -okurunu- düşünen bir yazarmış gibi hissettirdi. Belki de, yazarın günlüklerinin sonundaki o güzel dilekleri sadece kendineydi...
Bir eserde 'inandırıcılık' ve 'ikna' kavramı çok önemli kavramlardır. Yazar, okuyucusunu ikna edemezse, inandıramazsa yazdıklarına okuyucu, Yazarın ona yansıtmak istediği hisleri hissedemez -veya istediğinden çok daha azını hissettirir-. Örneğin, "iyi hissetmiyorum" şeklinde yazan birisi, söylediklerini okuyucusuna inandırmazsa, onu 'iyi hissetmediğine' ikna etmezse o sözleri pek değerli bulamaz okuyucu, yazarın sözleri 'etkili' olamaz. Bu kitapta da bunu hissettim çok defa. (Ya da 'hissedemedim' demek daha doğru olabilir)
Yazar bir olay hakkında okuyucusuna bilgi verirken okuyucusuna o olay hakkındaki bilgisizliğini hissettirirse (yani üslubundan kaynaklı olarak bunu -olaylar hakkındaki bilgisini hissettiremezse) o söylenilenler pek inandırıcı gelmeyebilir.(Bu belki de bildiklerini anlatmadaki yetersizlikdir -bilemedim-.)
Zaten kitabın Sonsöz'ünde de bu anlatılanların kurgu olduğu yazıyor fakat yazar bu kurguyu da 'iyi' bir şekilde kurgulamış olması gerekir -tabi iyi bir yazar olmak istiyorsa.-
Umarım genç yazarımız sonraki eserlerinde ve yaşamında daha başarılı olur -ki bundan pek şüphem de yok- ve benim de 'süreç' deneyemimden elde ettiklerim 'çok' olur :)
Kitabın okunulmasını tavsiye ederim, fakat şunu unutmayın ki; 18 yaşında genç bir insanın yazmış olduğu ilk kitaptır bu.
Kitabı okuduktan sonra kitap, ağzımda hoş bir tat ve başımda biraz mesele bıraktı diyebilirim.
Başarılar Yasin, ve iyi okumalar okur...
Yollar çare bulur sana.
Sayfa 82
Biz yaratılınca hayatlarımız da yaratılmadı. Biz onları yaratmak için yaratıldık. Neden tek bir tane ile yetiniyoruz ki?
Sayfa 98
Çünkü yıldızlar sana istediğinde gülümser...
Sayfa 107
Meğer mutlu görünmek ne kadar basitmiş.
Sayfa 44
Nefes almaktan yorulur mu bir insan?
Sayfa 45
Kitabın basım bilgileri
Adı:
Komşu
Yazar:
Sayfa sayısı:
108
Format:
Karton kapak
ISBN:
9786257630269
Kitabın türü:
Dil:
Türkçe
Ülke:
Türkiye
Yayınevi:
Kitapyurdu Doğrudan yayıncılık
Hiç kimseye zararı olmayan bu kadın neden öldürülmüştü? Harbiden neden öldürülmüştü ki yaşlı bunak? Birçok gençten daha umutlu görünen bu kadın, kendi canına kıyacak değildi ya. Onlara göre kesinlikle yabancı birisi öldürmüş olmalıydı. Bence de öyle.
