Kitabı çok sevdim. Özellikle dil ve anlatımının oldukça basit olması ve çokça yaşam içinden alınan örneklerle anlatılanları desteklemesi toplumun geniş bir kesimine ulaşmasını sağlıyor. Okurken günümüz toplumunda yapılan yanlışları ve işin doğrusunu karşılaştırınca kızgınlıkla karışık bir acı duygusunun içinde buldum kendimi. Zira her bir yanlış için şimdinin toplumunda bolca örnek var.-Maalesef.- Toplumda var olan yanlış mahremiyet bilincinin doğruya evrilmesi gerekli.( Uzun soluklu, meşakkatli ve uğraştırıcı- ama hayati öneme sahip bir konu.) Eksik olduğumuz hayli önemli nokta ise saygıyı sadece çocuktan beklemek ve onların benliğine, duygularına, söylemlerine, eylemlerine aynı saygı ile karşılık vermemek.
Doğru mahremiyet bilincine sahip olmayan anne-baba, öğretmen, Ali amca, Fatma teyze, yan komşu gibi yolu çocuğa çıkan birçok yetişkin tarafından o minicik dünyalar istenmeden de olsa alt üst ediliyor. Kitapta şöyle bir cümlenin altını çizmiştim: “Çocuk eğitiminin en önemli kısmı, ‘Mahremiyet Eğitimi’dir. Yetişkinlerin, bu eğitimin ne olduğunu, nasıl verildiğini ve mahremiyet eğitimi eksikliklerinin nelere sebep olabileceğini bilmesi, çocukların hakkıdır.”
Bu hakkı onların ellerinden çalmayalım.. Çocuklarımızın çocukluğunu ellerinden almayalım. Yetişkin olduklarında sıkıca tutunabilecekleri sadece çocuklukları olacak..
Doğrunun, iyinin, şefkatin tüm topluma sirayet etmesi ümidi ile..