Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler

Anonim

En Eski Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler Gönderileri

En Eski Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler kitaplarını, en eski Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler sözleri ve alıntılarını, en eski Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler yazarlarını, en eski Komünistlerin Gözüyle Siyasi Portreler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jacques Roux, devrimin ilk yıllarında Paris'in varoşlarında yılmaz bir devrim ajitatöıü olarak başladığı siyasal mücadelenin ilk anlarından itibaren kendini yoksul kitlelere sevdimıeyi becerdi. Devrim sürecinde pek çok parlak hatip ve entelektüel öne çıkıp isim yaptığı halde, bunların çoğu halkın içinden çıkmış değillerdi. Devrimin en radikal kanadının önderleri olan jakobenler arasında da hatiplik ve bilgi birikimi bakımından çok daha donanımlı olan Marat, Danton, Robespierre vb. daha çok elitlerin fikir kulüplerinde yetişmişlerdi. Roux ise kenar mahalle rahipliği yapması nedeniyle Paris varoşlarının dilini konuşuyor onları yakından tanıyordu
“Kudurmuşlar-enrage” hareketi burjuvazinin devrim sürecinde iktidara yerleşmesinde ve ılımlıların hizaya getirilmesinde önemli bir kaldıraç rolü oynamasına rağmen, savaşla birlikte aynı hareket iktidarı ele geçiren jakobenlerin baş belası haline geldi. Jacques Roux, Leclerc ve Varlet bu hareketin önde gelen sözcüleri arasındaydı. “Kudurmuşlar”ın yanında bir de hızla örgütlenmeye bîışlayan kadın hareketi vardı.
Reklam
Kudurmuşlar ve kadın hareketi özellikle aristokratlardan alınıp burjuvalara verilen ayrıcalıkların kısıtlanmasını; ekmek fiyatlarındaki artışın durdurulmasını, ücretlere konan sınırlama ve vergilerin kaldınlmasım, seçme seçilme ve örgütlenme haklarına konan (gelir ve meslek durumuyla ilgili) kısıtlamaların kaldınlmasım; ve savaşla birlikte hızla artan işsizlik ve açlığın önlenmesini talep ediyordu. Bu hareket aslında kralı giyotine gönderen hareketin ta kendisiydi. Bu nedenle hafife alınacak bir hareket değildi.
Pek çokları Jacques Roux ve onun gibilerin siyasete uzak durmalarına bakarak Fransız Devrimi’nde örnek alınacak akımın jakobenler olduğunu söylemektedirler. Bu aslında siyaseti ve devrimciliği burjuva kulvarına sokmak anlamına gelir Halbuki hem kudurmuşların sözcülüğünü üstlenen hem de bunu en az jakobenler kadar iktidar hedefi ile yapan bir başka akım vardı Fransız Devrimi sürecinde-. Babeuf ve takipçileri Kudurmuşların gerçek mirasçılarıydı ve aynı zamanda proleter devrimcilerin ilk öncüleri oldular. Nazım Hikmet'in dizeleri aynı zamanda bize Fransız Devrimi'nde Jacques Roux'nun temsil ettiği proleter damarla buluşmanın yolunu gösteriyor: "Kahrol Danton Ölmelisin Robespierre'im Ben Babeuf'le beraberim!"
En önemlisi, Lenin blankizmi de onunla özdeşleştirilerek ifade edilen “terör eylemleri”ni silaha başvurdukları için değil, bunların siyasal hedefleri ve sınıfsal içerikleri bakımından eleştirdi. Bu eleştiriyi yaparken de onları aşağılayan küçümseyen bir tutumla değil, onları aşma gereğini vurgulayarak yaptı. Bu noktada sınıf vurgusu şu sözlerdeki gibi öne çıktı:“Eski Rus terörizmi, komplocu aydınların işiydi:bugünkü partizan mücadelesi genel olarak işçi militanlar veya işsiz kalmış işçiler tarafından yürütülmektedir."
Kamo
Devrimin sıra neferleri "sıradan” devrimciler değillerdir. Onların proleter devrimin gerçekleşmesindeki payları da asla küçümsenemez. Devrimci bir örgütü, bir organlar bütünü olarak görmek yerine, adları devrimci yazında sıkça yer alan kişilerle özdeşleştirmek sadece böyle bir örgütün çeşitli görev ve sorumluluklarında yer alan nice devrim neferinin önemini azaltmakla kalmaz, böyle bir düşünce devrimci bir örgütün devrimci bireylerin bir arada plansız bir şekilde görev yaptıkları şekilsiz bir topluluk olarak anlaşılmasına da neden olur. Oysa devrimci bir örgüt, gücünü, yetenek ve kapasitelerinin azamisini uygun iş bölümü ve sorumluluklar temelinde kullanarak görevlerinde uzmanlaşmış devrim neferlerinden alır. Bu neferler devrimci siyasetin sınıf ve kitleler içinde mayalanmasını sağlar.
Reklam
Kof övgülere ne kadar uzak olduğu bilinen Lenin'in Sverdlov'un ardından sarf ettiği bu sözlerin abartmasız bir tasvir olduğunu Lunaçaıski gibi birçok başka tanıklık da doğruluyor.Ama bu tür tasdiklere de o kadar gerek yok. Çünkü sonraki gelişmeler Sverdlov'un yeri kolay doldurulamayan bir örgütçü olduğunu kanıtlamıştır. Lenin'in de endişeyle ifade ettiği gibi, Sverdlov'un yeri herhangi bir kişi tarafından doldurulamadı. Sverdlov'un üstlendiği örgütsel görevleri sürdürebilmek 1919’da üç kişilik bir sekretaıya oluşturuldu. Daha sonra bu sekretaryanın üzerinde bir genel sekreterlik kurumu yaratılarak başına Stalin getirildi. Sverdlov ayrıca Sovyet'lerin Merkezi Yürütme Kurulu Başkariıydı. O göreve de onun ardından Kalinin geldi. Ama ne o sekretarya, ne de daha sonraki kurumlaşmalar Sverdlov'un yerini dolduramadı. Lenin'in de söylediği gibi Sverdlov'da cisimleşen özellikler, onun kişisel meziyetlerinden ileri geliyor değildi. Bu meziyetlerin şekillenmesine ve açığa çıkmasını asıl sağlayan Bolşevik Parti çalışmasının koşullanydı. Sonradan, asıl eksikliği duyulan şeyin Sverdlov’un kişisel meziyetlerine aşağı yukarı sahip olan hatta belki onu aşan devrim neferleri olmadığı iyice belli oldu. Çünkü Rusya’da da dünyanın başka yerlerinde de proletaryanın bağrından kişisel meziyetleri bakımından Sverdlov’la kıyaslanabilecek nice devrimcinin çıktığından ve çıkmaya devam edeceğinden kuşku duymamak gerekir
Lenin’in tarif ettiği gibi, Sverdlov benzeri militanları öne fırlatıp biçimlendiren bolşevik tipte bir devrimci partinin pratik çalışma ortamıdır. Sverdlov gibi örgütçüleri yaratan ve bu tür örgütçülere ihtiyacı olan devrimci paıti faaliyetidir asıl eksikliği duyulan. Sverdlov’un ömrünü adadığı Bolşevik Parti’nin yeri doldurulamamıştır asıl.Tasfiyeciliğin, işçi sınıfına küskünlüğün illegal örgüt çalışmasını ve bunun dayattığı fedakârlıkları küçümsemeyi marifet savıp, aydınları ve şöhretleri öne çıkarma merakının el ele, kol gezdiği koşullarda Sverdlov gibi devrimcileri şekillendirip öne fırlatacak bir partinin bulunmadığı açıktır.
Kollontay
3 Nisan'da İsviçre'den dönen Lenin'in Nisan Tezleri’ni tek destekleyen bolşevik, Kollontay olmuştu.
Sovyet hükümeti kurulduğunda sosyal yardım halk komiserliğine atanan Kollontay “Eski aile, ev yaşamı ve çocuk eğitimi biçimlerinden kurtulmadığımız sürece yeni bir birey yaratmak olanaksızdır, sosyalizmi kurmak olanaksızdır.” diyordu.
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.