Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evlenmeden Önce Keşke Bilseydim Diyeceğiniz Şeyler

Konuşmamız Lazım

Gary Chapman

En Eski Konuşmamız Lazım Gönderileri

En Eski Konuşmamız Lazım kitaplarını, en eski Konuşmamız Lazım sözleri ve alıntılarını, en eski Konuşmamız Lazım yazarlarını, en eski Konuşmamız Lazım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Boşanma evlilik için hazırlıksız olmanın ve yakın bir ilişkide takım arkadaşı olarak hareket etme becerisi öğrenememiş olmanın sonucudur.
Aslında birçok çift evliliklerinden çok düğünleri için yapacakları hazırlıklara kafa yorar. Oysa evlilik kutlaması birkaç saat sürerken; evlilik, umut ediyoruz ki ömür boyu sürecektir.
Reklam
Evlilikte asla 'benim dediğim olacak' denmez. Konu 'bizim' yolumuzu keşfetmektir.
Öncelikle, evlilikte anlaşmazlıklar yaşayacağımız gerçeğini kabul ederek başlamalıyız işe. Anlaşmazlıklar yanlış insanla evlendiğinize dair birer işaret değildir. Size insan olduğunuzu hatırlatır. Hepimiz kendi düşüncelerimizin en doğrusu olduğuna inanma eğilimindeyizdir. Ancak, eşimizin de kendi düşünceleri hakkında aynı fikre sahip olduğunu fark edemiyoruz. Kimi zaman karşınızdakinin mantığı sizin mantığınıza sığmaz, duyguları ise sizinkine ayna tutmaz. Hayat hakkındaki düşüncelerimiz ve algılarımız; geçmişimiz, değerlerimiz ve kişiliğimizden etkilenir. Ve bu faktörler her birimizde farklılık gösterir.
Küçük de olsa büyük de; tüm anlaşmazlıklar bir akşamı, haftayı, ayı ya da bir ömrü mahvetme potansiyeline sahiptir. Öte yandan, anlaşmazliklar birbirimizi nasıl seveceğimizi, destekleyeceğimizi ve yüreklendireceğimizi de öğretebiliyorlar bize. Bu ikincisi kesinlikle bizim açımızdan çok daha iyi bir yol olacaktır. Farkı yaratan ise anlaşmazlıklarla baş etme yöntemimizdir.
Ebeveynlerimizin yanında büyüdüğümüzden, iletişim şekillerinin sağlıksız olduğunu da fark etmiyoruz. Bu bizim için hep böyle olmuştur çünkü kanıksamışızdır. İletişim şekline dikkat etmemize ve neden değişmesi gerektiğini anlamamıza yardım etmesi için aileden olmayan birine ihtiyaç duyarız. Ebeveynlerimizin iletişim şekillerinden etkilendiğimiz için, onları benimsememiz olasıdır. İyi haber, bu iletişim şekillerinin değiştirilebileceğidir ve onları değiştireceğiniz dönem de flört dönemidir. Sevgilinizin annesi ve babasının tartıştığına şahit olursanız ve babasının en sonunda odayı terk ettiğini ve annesinin son sözlerinin öylece havada kaldığını gözlemlerseniz, flört ettiğiniz erkeğin de büyük bir ihtimalle siz evlendikten sonra tartışmalarda benzer bir tepki vermesini bekleyebilirsiniz. Tabii eğer bu kitabı okuyorsa ve ikiniz kafa kafaya verip sorunlarınızı çözmenin daha sağlıklı bir yolunu bulursanız durum değişebilir.
Reklam
Karşınızdakine içtenlikle saygı gösterme, onlara tam bir düşünce ve fikir özgürlüğüne ve bu düşünce ve fikirler için kendilerine özgü sebeplere sahip olma hakkı tanıma kavramina dayanıyordu. Onların düşüncelerinin de mantıklı olduğunu anlamayı ve kabul etmeyi ifade ediyordu. Çatışmayı çözerken oluşan muhalif atmosferi ortadan kaldırıyor ve bir dostluk ortamı yaratıyordu. Birbirinizin fikirlerini dinledikten ve onayladıktan sonra, anlaşmazlığa bir çözüm bulmak için hazırsınız demektir. Çözüm bulmanın anahtarı ise "ödün vermek”tir. Genellikle ödün vermeyi olumsuz bir ifade olarak düşünürüz. İnsanlar çoğu zaman değer ve inançlari konusunda ödün vermemeleri konusunda uyarılırlar. Ancak evlilikte ödün vermek sadece olumlu bir davranış değil, aynı zamanda gerekli bir davranıştır da. Ödün vermek bir buluşma noktası bulmaktır. Her iki kişinin de uyumlu bir evliliğe kavuşmak için bir şeylerden vazgeçmeye gönüllü olmasını gerektirir. Eğer, ikimiz de kendi istediğimizi tutturursak, tekrar tartışma içinde buluruz kendimizi. Evlilikte asla 'benim dediğim olacak' denmez. Konu 'bizim' yolumuzu keşfetmektir.
"Karşı Tarafta Buluşmak" Anlaşmazlıkları çözmenin ikinci bir yolu ise "karşı tarafta buluşmaktır". Bu da birbirinizin düşüncelerini ve hislerini dinledikten sonra, bir kişinin bu durum için, diğer kişinin aklındakini yapmanın en iyisi olduğuna karar vermesidir. Bu, kendi düşüncenizden tamamen feragat etmek, eşinizin istediğini olumlu bir yaklaşımla yerine getirmektir. Eşinizin istediğini yapmanızın sebebi ona değer vermeniz ve bunun onun için önemini idrak etmenizdir. Bir adam şöyle demişti, "Eşim doğurganlık döngüsünün sonuna yaklaşmakta olduğunu açıklayınca bebek sahibi olmaya karar verdim. Onun kalbindekileri anlayınca, onu hayal kırıklığına uğratma riskini almak istemedim. Her zaman çocuk yapmak istediğimiz konusunda hemfikirdik. Ben sadece bunun doğru bir zaman olmadığını düşünüyordum. Daha iyi bir finansal altyapımız olana dek beklemek istiyordum. Ancak onu dinledikçe ve bunun onun için ne kadar önemli olduğunu gördükçe, bazı korkularım olmasına rağmen şimdi bir bebek sahibi olmaya çalışmamız gerektiği ko nusunda ona hak verdim ve bu karardan asla pişman ol madım." Bazen diğer kişinin fikrine katılma kararı büyük fedakarlık gerektirir. Ne var ki, fedakarlik her zaman için aşkın bir parçasıdır.
"Daha Sonra Buluşmak" Herhangi bir anlaşmazlığı çözmenin üçüncü yolu "daha sonra buluşmaktır." Bu yaklaşım şu cümleleri içerir: "Su anda vicdanen fikrine katılamıyorum ve ortada buluşacak bir nokta bulamıyorum. Şu anda bu hususta anlaşamadığımız konusunda anlaşsak olmaz mı? Bunu bir hafta ya da bir ay içinde tekrar tartışırız ve bir çözüm ararız. Bu süre zarfında birbirimizi sevip, keyifle birlikte olup, birbirimize destek olacağız. Bu evliliğimizi aksatan bir konu olmayacak." Bir soruna o an için uzun vadeli bir çözüm bulunamadığında, bu kesinlikle meşru bir tepkidir. Bir ay sonra, her şey farklı gözükebilir, ya da her ikinizin de mutlu olacağı yeni olasılıklar aklınıza gelebilir.
Anlaşmazlıklarınızı bu üç yoldan biriyle çözebilirsiniz. Burada aslolan, birbirinizi dinleyerek dostane bir atmosfer yaratmak ve karşınızdakini mantıksız olmakla suçlamak yerine birbirinizin bakış açısını onaylamaktır. Birbirimizin düşüncelerini anlamayı öğrendiğimizde ve çözüm aradığımızda, evlilik ilişkisindeki olağan anlaşmazlıkları halledebilir ve birtakım olarak bir arada çalışmayı öğrenebiliriz. Karolyn ile evlenemeden önce keşke biri bana bunu nasıl yapacağımı anlatmış olsaydı, boş ve anlamsız tartışmalarla zaman kaybetmemiş olurduk.
Reklam
"Özür dilediğinizde, genelde ne söylersiniz ya da ne yaparsınız?" İkinci olarak, "Bir insan sizden özür dilediğinde, onların size ne söylemesini ya da size nasıl davranmasını beklersiniz?"
Özür Dilleri Araştırmalarımızda bulduğumuz beş özür dilinin kısa özetleri aşağıda verilmiştir. 1. Pişmanlığı ifade etmek "Özür dilerim” özür dilemede kullanılan ilk ifade olabilir. Ancak ne için özür dilediğinizi de belirtmelisiniz. Tek başına telaffuz edildiğinde, "Özür dilerim" fazla geneldir. Örneğin şöyle diyebilirsiniz, "Eve bir saat geç geldiğim için üzgünüm. Sinemaya gitmek için beni beklediğini biliyorum. İlk otuz dakikayı kaçırdığımızın farkındayım ve bu saatten sonra gitmek istememen çok doğal. Zaman konusunda daha dikkatli davranmadığım için kötü hissediyorum kendimi. Ofisteki işlere takıldım. Tamamen benim suçum. Sana sözümü tutamadım." Eğer öfkelendiyseniz ve kırıci bir şekilde konuştuysanız, şöyle diyebilirsiniz: "Kendimi kaybettiğim ve sesimi yükselttiğim için üzgünüm. Çok kırıcı olduğumun farkındayım ve seni gerçekten çok üzdüm.Bir koca, eşiyle asla bu şekilde konuşmamalı. Seni küçük düşürdüğümün farkındayım. Sen benimle böyle konuşsaydın, ben kim bilir ne kadar kötü hissederdim kendimi. Çok üzülmüş olmalısın, ben de seni üzdüğüm için çok üzgünüm.” Bu özür dili duygusal bir dildir. Sözlerinizin ya da davranışınızın karşınızdakini derinden yaralamasından duyduğunuz duygusal acıyı karşı tarafa ifade etmeye çalışır. Bu eğer kırdığınız kişinin özür diliyse, onların bilmek istediği şudur, "Bu davranışının beni ne denli üzdüğünü anlıyor musun?" Bunu ifade edemeyen herhangi bir özür onlara anlamsız gelecektir.
2. Sorumluluğu Üstlenmek Bu özür "Ben hatalıydım" sözleriyle başlar ve sonra davranışınızda neyin yanlış olduğunu açıklar. Örneğin, "Akşamüstü planımı eve erken dönebileceğim şekilde ayarlamadığım için hatalıyım. Bu akşam çıkacağımızı biliyordum ama zamanında çıkabilmek için kaçta evde olmam gerektiğini bilinçli olarak düşünmemiştim. Benim hatamdı. Yanlış bir hareket olduğunun farkındayım. Bu tamamen benim suçum." Kırıcı bir şekilde konuşmuş olan bir kişi şu şekilde özür dileyebilir: "Seninle konuşma şeklim yanlıştı. Sesimi yükseltmem ve seni kıracak şekilde konuşmam saygısız bir tavırdı ve kabaydı. Öfkeme hakim olmalıydım. Seni suçlamıyorum. Davranışımın sorumluluğunu üstleniyorum ve yanlış olduğunu biliyorum." Birincil özür dili "sorumluluğu üstlenmek" olan bir kişi davranışınızın yanlış olduğunu itiraf etmenizi beklemektedir. Böyle bir kişi için "Üzgünüm" demek asla bir özür yerine geçmez. Bu kişiler, davranışınızın ya da sözlerinizin sorumluluğunu üstlenmenizi ve yaptığınızın yanlış olduğunun farkında olmanızı isterler.
117 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.