Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Öne Çıkan Korku Gönderileri

Öne Çıkan Korku kitaplarını, öne çıkan Korku sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Korku yazarlarını, öne çıkan Korku yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orson Welles, radyodan H.G.Wells'in, dünyanın Mars'tan gelen uzaylılar tarafından işgal edilmesini konu alan 'La Guerre des mondes' adlı romanının bir bölümünü sunmuştu ve fonda bu hikayeyi destekleyen gürültüler vardı. Radyoyu dinlemekte olan altı milyon kişiden bir milyonu, bunu bir haber yayını sanarak paniğe kapılmıştı: bunun ardından kaçışlar, çeşitli heyecan gösterileri ve hatta intiharlar olmuştu.
Korku da, en azından belli bir biçimde, şenliklerinkine benzer bir rol oynamaz mı? O da, heyecanın tırmanmasına ve alışkanlıkların altüst olmasına yol açarak, sıkıntı ve monotonluk çemberini kırar. O da ilgiyi başka alanlara çeker ve duygusal hayatı, dönüklüğün, yavanlığın, daha önce görülmüş olanın dışına çıkarır. Şunu görmek gerekir ki, endişe verici görünümlerine ve yarattıkları kaygıya rağmen korku nesneleri, tekdüze bir evren içinde çıkış yaparlar. Yaptıkları karşıtlık etkisi, duygusal hayat karşısında, şenliklerinkine çok benzer bir rol oynamalarını sağlar. Herşey yavanlıktan daha iyidir. Ve bunun bilincinde olmasalar da insanlar kendilerini oyalayan şeyi minnettarlıkla karşılarlar. Korku karşısında hiç kimse kayıtsız kalamaz.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
İnsan sürekli olarak varoluşunun gülünç veya ciddi ağırlığına bir alternatif arar. Genel olarak bunu, eğlenceleriyle ve çılgınlıklarıyla şenliklerde bulur.
Sayfa 114Kitabı okudu
Hiçbir heyecan, korku gibi, cellatların ulaşamadıkları yere ulaşmak için insanın en derinlerine inemez.
İlk olarak, bir çatışma veya bir savaş tehditi, yakında olacak bir felaket tehditi veya bir kriz, enflasyon veya durgunluk dönemi gibi duyarlılaştırıcı sosyoekonomik bir konjonktür varsa, bir paniğin ortaya çıkma ihtimali çok yüksektir. İkinci olarak, panik esas olarak, yüksek bir heyecanlılık ve anksiyete derecesi olan zayıf kişileri etkiler.
Hayatımızda "yapılanmış ilk Ben"imizin annedir:
"İlk dönemin gerilimli dönemlerine, ve aşırı uyarılar ve hoş olmayan durumlarla bağlantılı olarak onlara eşlik eden boşalım fenomenlerine (krizler, ağlamalar, el kol hareketleri) bir süre sonra, sekizinci ay civarında, duygusallığın büyük bir rol oynadığı bazı durumlarda hoşnutsuzluk tepkileri eklenir. Libidinal nesne, anne o sırada oluşur ve saptanır. Çocuk, anne onu terkettiğinde özellikle yerini bir yabancı aldığında kaygıya kapılır. Bu yabancının yaklaşması, annesini bekleyen bebeği düş kırıklığına uğratır ve terkedilmiş olma korkusunu yeniden canlandırır. Şu halde, hayatın başlangıcında varolmayan Ben’in yerini, önceki libidinal kayıtsızlık aşamasından kopan ve ayrıcalıklı bir muhatap ile dengeli nesnesel ilişkiler kurmaya yetenekli hale gelen, daha Önce yapılanmış bir Ben alır. Dolayısıyla bu ilk nesnenin kaybedilmesi, bazen, önemli duygusal bir örselenmenin özelliklerini taşıyan doğrudan narsisik bir tehdit gibi yaşanır."
Sayfa 17 - Yeni Yüzyıl Kitaplığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Toplumsal bünye sürekli olarak, kaygısına sunulan figürlerin bekleyişi içindedir.
"Dışlanan" veya kenarda tutulan eleman, "grubun teminatıdır".
Sayfa 118 - O yüzden sürekli bir düşman koyarlar karşınızaKitabı okudu
"Ve eğer insan karanlık içinde ne yapacağını bilemez duruma düşüyorsa, bunun nedeni iki faktörün ortak eylemine bağlı gibi görünüyor. Bir yandan, insan, soyoluş sırasında, diğer duyumsal fonksiyonların aleyhine olarak, çok keskin bir stereoskopik görme yetisi kazanmıştır. Böylece, diğer memelilerin çoğu için işitme veya koku alma (ultrasonlar yayan organları, yarasaların veya yunusların gerçek sonarlarını bir yana bı rakırsak), zayıf bir gece görme yetisinin yerini alırken, insanda bunlar daha az gelişmiştir. Öte yandan, doğa onu, yaratıcı eyleminin ve estetik ve teknik ürünlerinin kaynağında yeralan güçlü bir düş gücüyle donatmıştır. Fakat yukarıda belirttiğimiz gibi bu düşselliğin bazı nitelik kusurları vardır. Gün batarken uzayan gölge, onun için fantezilerine serbestlik tanıma fırsatıdır. V. Hugo, alacakaranlıktan bahsederken bu özelliği vurgular: 'İşte havada, karanlığın abarttığı, tüm bu karmaşık gürültülerin dolaştığı an...' Fakat geceden doğan tasarımlar, şairin söylediğinin ötesine giderler. Sonuçta herhangi bir algısal dayanağa artık gerek yoktur, zihin kendinde, kaçınılmaz olarak reel içinde yeralmayarak yaratığı yeterince kaynak ve düşsel yaratım bulur. Böylece gecenin yanılttığı insanlar tarafından düşlenen bütün doğaüstü ve fantastik yaratıklar ortaya çıkarırlar."
Sayfa 19 - Yeni Yüzyıl Kitaplığı YayınlarıKitabı okudu
"Korkunun ajanları yeryüzünda dolaşsa bile, taşıdıkları tehlike genellikle kutsal bir iradeye veya şeytansı bir güce bağlanır. Abartma kaygısı taşımadan, korkunun, evrenin büyük ölçüde kükürt koktuğu söylenebilir. Geleneksel olarak, bir dünyadan öbür dünyaya, yeryüzünden yeryüzü ötesine, doğaldan doğaüstüne, içkinden aşkına geçişi kolaylaştıran korkudur. "
Sayfa 26 - Yeni Yüzyıl Kitaplığı YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.