... kendine sevgili aramanın onu bulamamanın en kesin yollarından biri olduğunu, rastlantının dik kafalılıktan çok daha yararlı olduğunu herkes kabul edecektir.
Günbatımında ilerliyor, kıra, ağaçlara, ormanlara bakmayı seviyor. Oralara yerleşebileceğini bile düşünüyor neredeyse, ama öncelikli kaygısı yeniden denizlere açılmak olduğundan, biraz sonra yapacağı işlem için başkalarının evlerine gitmeyi yeğliyor.
Onda tek sorun kimi zaman fazla hızlı gitmesidir; kimi zaman eksik olan birtakım açıklamalar, birtakım ayrıntılar yüzünden söyledikleri anlaşılmaz. Bu ayrıntıları belki ikincil görüyorsa da, o dönemdeki tüm Babil yolculuğu anlatılarından yalnızca kendisininkinin dünya tarihine kalacağını aklından bile geçirmedİğİ kesindir. Aklından geçirseydi biraz daha açık olmaya çalışabiiirdi belki, tabii böyle bir perspektifte, o kadar ağır bir sorumluluğun yükü karşısında korkuya kapılıp tasarısından vazgeçmeyi yeğlemezse.
Aslında, insan içini dökmek istiyorsa, hiç tanımadığı kişilere, olanaklıysa yabancılara dökmesi daha iyidir, çünkü sıkıntılarınızı doğru dürüst
bilmediğiniz bir dilde daha iyi anlatırsınız...