Küçük Buzul Çağı sözleri ve alıntılarını, Küçük Buzul Çağı kitap alıntılarını, Küçük Buzul Çağı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne hakiki ve daimi bir gün ışığı var ne de istikrarlı bir kış ya da yaz; toprağın verdiği mahsuller olgunlaşmıyor, hiçbiri artık geçmiş yıllardaki gibi sağlıklı değil. Bütün mahlukatın ve dünyanın bereketi gitgide azalıyor; tarlalar ile topraklar meyve vermekten usanmış ve hatta kısırlaşmış; bu durum kasaba ve köylerde çiftçilerin ağlayıp sızlanmalarından da anlaşıldığı üzere, fiyatların artmasına ve kıtlığa sebep oluyor.""
Biz sıcak romlarımızı içerek ısınırken, lapa lapa kar yağmaya başladı. Ertesi gün sessiz ve yumuşacık beyazlığıyla, aşina olmadığımız arktik bir dünyaya uyandık. Güvertede 15 santimetre kar vardı.
Benjamin Franklin volkanik tozun dünyada sıcaklıkları düşürebildiği kuramını ortaya koydu. Volkanik toz dünyayı güneş radyasyonundan korumada, dünyanın ısı kaybetmesini önlemede olduğundan 30 kez daha etkilidir. Büyük çaplı bir püskürmeden yayılan tozun çökelmesi için gerekebilecek üç yıl boyunca, yerkürenin büyük bölümünde ortalama sıcaklık 1 derece, hatta belki daha fazla düşebilir. Büyük çaplı bir volkanik olayın etkileri, bir sonraki yaz süresince daha belirgin olma eğilimindedir.
Kara Ölüm'den geriye, özellikle kalabalık kentlerde aşağı yukarı her on yılda bir kimi zaman daha sık tekrarlanan düzensiz salgınlar miras kaldı. Insanlar salgınlarla savaşacak halde değildi, bildikleri tek çare asırlar öncesinden kalma çözümler olan dini geçit törenleri ve dualardı. Almanya'da bellerine kadar soyunan tövbekârlar, yüksek sesle ilahiler söyleyerek, uçlarına ağırlıklar bağlanan kamçılarla sırtlarına vura vura yürüyorlardı. "Kutsal Doğuş ve Efendimizin çilesiyle ilgili son derece acıklı şarkılar söylüyorlardı. Bu kefaretin amacı, büyük can kayıplarına bir son vermekti, zira o günlerde... bütün insanlığın üçte biri ölmüştü." Ordular, hastaneler ve sivil makamların dezenfeksiyon ve izolasyon gibi akılcı karantina yöntemlerini hayata geçirmesi ancak 17. ve 18. yüzyıllarda mümkün olabildi.
"[I]nsanlar hep iş işten geçtikten sonra akıllanıp tedbir alır; felaket yaşandıktan sonra, kuş kafesten uçtuktan sonra, buzul sınırlarını aştıktan Sonra."