Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küller Altında Yakın Tarih

Mustafa Armağan

Küller Altında Yakın Tarih Gönderileri

Küller Altında Yakın Tarih kitaplarını, Küller Altında Yakın Tarih sözleri ve alıntılarını, Küller Altında Yakın Tarih yazarlarını, Küller Altında Yakın Tarih yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye, tarihinden kaçamaz. Geçmişimizden korkmuyorsak -ki bence de korkulacak, utanılacak bir tarihimiz yoktur- bütün konuların nitelikli tarihçilerce ilk elden kaynaklara dayanılarak incelenmesi için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.
Sayfa 236Kitabı okudu
Paşa hazretleri, dedi, bizim büyük günahımız nerededir biliyor musunuz? Biz Sultan Hamid'i anlayamadık; asıl günahımız işte buradadır paşam, Sultan Hamid'i anlamamak... Yazık paşam, çok yazık! Siyonistlere âlet olduk, ve onların hiyanetine uğradık. Enver Paşa'nın yurt dışına çıkışından bir gün önce söylediği bu ibretâmiz sözleri, görüşme sırasında Enver Paşa'nın yaveri Mersinli Cemal Paşa'nın yaveri olarak hazır bulunan Cevat Rifat Atilhan aktarmaktadır.
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Biz, bize öğretilen tarihin yalan olduğuna inanan ama gerçek tarihin bir yerlere gizlenmiş olduğu yönünde bir tarih tasavvuru (imajı) sunmuş oluyoruz topluma. Ve dimağı böylesine şaşılaştırılmış bir toplumdan kendine güvenen, geleceğe emin adımlarla yürüyen ideal nesillerin çıkmasını umuyoruz. Hem çocukları 80 yıllık bir tarihin içine sıkıştıralım, hem de onlardan bu ülkenin büyük adamları olmasını bekleyelim. Nerede o bolluk efendi!
Sayfa 195Kitabı okudu
Peki biz Vahdettin'in hain olmadığına inananlar, ne yaptık? Onun söylev ve demeçlerini yayınlamak aklımıza geldi mi hiç? Beyannamesi Nutuk'ta tam metin olarak yer aldığı halde gidip oradan da olsa hiç okuduk mu? İttihatçıların elinde payimal olan tahtını tekrar fethedilmek için ne tür operasyonlara giriştiğini, dizginleri nasıl eline almaya çalıştığını, Meclis-i Mebusan'ı neden kapattığını, Cuma selamlıklarında cephelerden dönen generallerle neler konuştuğunu (çünkü bir tek orada İngiliz entelijansiyasının takibinden uzak hissediyordu kendisini) ve nihayet Mustafa Kemal Paşa'ya hangi "ilkâ"larda bulunduğunu ortaya çıkartacak bir çaba içerisine girdik mi şimdiye kadar? Birilerine kızmak kolay. "Bir şey" yapmaktır asıl zor olan.
Sayfa 188Kitabı okudu
Tarihin yüzünü ne kadar boyarsanız boyayın, nafile! Günün birinde boyalar bir yerinden dökülmeye başlar.
Sayfa 184Kitabı okudu
Padişah'ın izni ile İstanbul'dan ayrılan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, işgal altındaki İstanbul'dan çıkış vizesinin İngiliz imzası taşıması neyi kanıtlar? (Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 20 Mayıs 1991)
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Burada bir parantez açarak şunu söylemem lazım ki, Vahdettin'in bir İngiliz zırhlısına binerek kaçtığını söyleyenler, devrin şartlarını görmezden gelmektedirler. O yıllarda abluka altında olan Osmanlı topraklarında seyahat etmek, ya Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a gidişinde olduğu gibi, İngiliz kuvvetlerinden mutlaka izin almak şartıyla mümkündü, ya da bizzat İngiliz tren ve gemilerine binmek suretiyle.
Sayfa 165Kitabı okudu
Facialara ve olaylara kalkan olamadı isem de, paratoner vazifesi gördüm. Bütün musibetleri üzerime çektim, kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. (Sultan Vahdeddin)
Sayfa 155Kitabı okudu
1926'da San Remo'da sefalet ve borç içerisinde vefat ettiğinde Gazi Mustafa Kemal Adana'dadır. Roma Büyükelçiliği bir telgrafla ölüm haberini ulaştırır kendisine. Murat Bardakçı'nın Şahbaba'sına göre Gazi, "Çok namuslu bir adam öldü" demiştir, "İsteseydi Topkapı Sarayı'nın bütün cevahirini götürür ve öyle bir ordu kurup dönerdi ki..." Tarihteki en köklü devlet tecrübelerinin birini yaşatan bir hanedanın torunu olan Vahdettin, bulunduğu mevkinin gerektirdiği sorumluluğu daima müdrikti. Hiçbir zaman bir karşı ihtilal düşünmedi, bu tekliflerle kendisine gelenleri hep geri çevirdi. Hatta Mekke'deyken Hilafeti devralmak arzusuyla kıvranan Şerif Hüseyin'in görkemli bir karşılama töreni hazırlayıp kendisini siyasetine alet edeceğini fark eder etmez, İtalya'ya dönmüş ve muhtemelen kalsaydı sahip olabileceği bazı maddî ödülleri elinin tersiyle geri çevirmeyi bilmişti. Osmanlıydı ve Osmanlı olmanın ağırlığını, o en güç dönemlerinde bile asla unutmamıştı. İngilizlere sığındığı halde onların siyasetine oyuncak olmaması bile yeter de artar bunu ispat için.
Sayfa 153Kitabı okudu
Ben milletin ateşli külü üzerine oturdum. Taht-ı saltanatın kuş tüyünden minderleri üzerine oturup gömülmedim. Bunlardan kimseye bahsedilmiyor, millete de malumat verilemiyor. (Sultan Vahdeddin)
Sayfa 151Kitabı okudu
284 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.