Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Metodolojik Bir Yaklaşım

Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler

Ahmet Yaşar Ocak

En Eski Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler Gönderileri

En Eski Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler kitaplarını, en eski Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler sözleri ve alıntılarını, en eski Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler yazarlarını, en eski Kültür Tarihi Kaynağı Olarak Menâkıbnâmeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkler'in İslamiyet'e girişinden sonra tasavvufun veli telakkisi, Türk mutasavvıflarınca da aynen benimsenerek devam ettirilmiştir. Ancak yine de, sünni kesime mensup olanlarla gayri sünni inançtakiler arasında bir kısım farklar görülmektedir. Bunların en önemlisi, gayri sünni veli telakkisinde velinin adeta peygambere denk tutulduğu ve onun gibi, söylediği her sözün mutlak kabul görüşüdür.
Buralarda eskiden mevcut mahalli tabiat yahut ata kültleri, tasavvufun veli telakkisinin ister istemez yardımıyla halk çevrelerinde yorumlanıp veli kültü haline inkılap etmiştir. Bu kültlerin çoğu zamanımıza kadar varlıklarını sürdürme imkanına kavuşmuşlardır.
Reklam
Daha yaşamakta iken o veli, bu dünyadakinden bambaşka, fevkalade olaylarla süslü bir dünya ile kuşatılır. Veli öldükten sonra, kendisi hayatta iken sahip olduğuna inanılan insanüstü hüviyetinin, güç ve kudretinin devam ettiğine inanılır; hatta bu güç ve kudret, bir gizliliğe bürünerek daha da artar. Artık o veli etrafında, bu yönünü ortaya koyan kerametlerden oluşan bir menkabeler sistemi teşekkül eder ve bu giderek bir çığ gibi büyür.
Bir velinin kült olup olmadığını anlamak için üç unsur: 1. Veli adına yapılmış bir mezar veya türbenin, yahut kendisinden kalan, kaldığına inanılan bir kısım eşyaların bulunması 2. Söz konusu mezar, türbe veya eşyanın, mesela bazı dileklerin gerçekleşmesi, hastalıkların tedavisi gibi herhangi bir maksatla ziyaretlere ve bunlar esnasında adak ve kurbanlara sahne olması 3. Dua mahiyetinde olarak veli ile ilgili ve onun adı geçen birtakım sözlerin mevcudiyeti.
Velinin mezar veya türbesi, genellikle bulunduğu yerin normal mezarlığında yer almaz; dikkati çekecek bir mevkide, yahut yol kavşaklarında, kasaba, köy veya şehirlerin en işlek yerlerine yakın mahallerde yapılır. Çünkü buralar kültün icra edildiği, yani ziyaretlerin, kendine mahsus merasim ve kurban işlemlerinin yapıldığı yerler olması dolayısıyla halka açık vasıfta bulunması gerekir.
Reklam
Türbeler çoğu zaman velinin eşyalarının da muhafaza edildiği yerlerdir. Bu eşyalar genellikle, velinin günlük hayatta kullandığı takke, tesbih, papuç, cübbe vb. nesneler olup, kudret ve kudsiyetinin bunlarda da aynen var olduğuna inanılır; ziyaretlerde bunlardan da faydalanılır. Bu itibarla kendilerinin son derece iyi muhafazasına elden geldiğince itina gösterilir.
Eski Türk Şamanları incelendiği zaman, bunların Türk veli imajına çok benzediğini farketmemek mümkün değildir. Gelecekten haber veren, hava şartlarını değiştiren, felaketleri önleyen, yahut düşmanlarına musallat eden, hastaları iyileştiren, göğe çıkıp uçabilen, ateşte yanmayan Türk şamanları, bu hüviyetleriyle adeta Bektaşi menakıbnamelerinde ve kısmen de öteki tarikat çevrelerinde yazılmış menakıbnamelerde yeniden hayat bulmuş gibidirler.
Şamanist Türkler, Şamanların harikulade insanlar olduklarına, ruhlar, gizli güçler ile ilişki kurup onlara istediklerini yaptırabildiklerine inanırlardı. Hatta şamanlar Gök Tanrı ile de temasa geçip ondan mesajlar getirebilen şahsiyetlerdi. Onlar bu kabiliyetleri elde etmek için, tıpkı velilerin yaptığı gibi, inzivaya çekilerek kendilerini sıkı bir riyazata tabi tutarlardı.
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.