Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kültürel Mirasımızı Tenkid Zarureti

Mehmed Said Hatiboğlu

Sayfa Sayısına Göre Kültürel Mirasımızı Tenkid Zarureti Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Kültürel Mirasımızı Tenkid Zarureti sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kültürel Mirasımızı Tenkid Zarureti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eski alışkanlıkların, inanışların hortlaması...
''Kur'ân'ın açtığı yol uzun zaman açık kalamadı. Risalet devrinden uzaklaştıkça cahiliye devrinin bâzı kıymet hükümleri yeşermeye başladı. İlk büyük sapma, devlet başkanlığının bir kabileye has kılınışını takiben saltanat idaresini kurmada görüldü. Daha sonra bu kabilenin mensub olduğu kavmin takdisi merhalesine ulaşıldı!''
Sayfa 18 - OttoKitabı okudu
Herhalde pek çoğumuza arız olmuş zaaflardan birisi, büyük tanıdığımız, İmam, şeyh, allăme, başkan, kurtarıcı... olarak gördüğümüz kimseleri bir nevi yanılmazlık zırhına bürüyerek, adeta onların her söz ve hareketlerinde birer hikmet arıyor olmamızdır
Sayfa 49 - OttoKitabı okudu
Reklam
... Ama benzer günahları mesela bir vali, bir milletvekili, bir gazeteci vs. işlerse onlara aynı deyim pek kullanılmaz da, ille de imam günah keçisi yapılır. Bunun sebebi nedir derseniz, benim verebileceğim cevab şu olacaktır: On beş asırlık İslam kültüründe imam, sözüne ve davra- nışlarına değer verilen, kendisine uyulan zati temsil eder. Namazda cemaatin başına geçene isim olduğu gibi, ilim ve idare çevrelerinin baş adamlarına da imam denilmiştir. İlk İslam toplumunda, bir işe ehil sayılmış böyle bir kimsede aranan vazgeçilmez meziyet sağlam ahlak olmuştur. Bu bakımdan müslümanlar devirler boyu başlarındaki idarecilerde ilim-amel birliğini mutlak şart olarak görmek istemişlerdir. Sözünün eri olmak tabirinde; söz, bilgiyi temsil ediyorsa, erlik de, ameli temsil eder. Bu ikisini bir arada tutamamış mesela yahudi bilginleri, Kur'an-ı Kerim'de: “Siz, herkese iyiliği emreder de kendinizi unuturmusunuz? Üstelik Kitab'ı (Tevrat'ı] da okuyorsunuz. Sizde hiç akıl yokmu?” şeklinde ayıplanır. Söylenen sözü fiile dökmemek de bu kabildendir ki, bu nakisadan Peygamber devri bâzı müslümanları da kurtulabilmiş değildir: “Ey müminler, yapmayacağınız şeyi niçin söylersiniz?" hitabı, söylediği ile yaptığı birbirine uymayan müslümanlara yöneltilmiş bir itab-ı ilâhidir.
“Bu Kur'an, amel edilmek için nazil oldu; ne var ki, insanlar onun kıraatini amel haline getirdiler..." derken, Kur'an'ın ahkâm ve ahlakının toplum hayatından ne kadar uzak kaldığını, insanların Kur'an'ın sadece şekliyle uğraştıklarını dile getirmektedir. Günümüzün, Kur'an'ı baştan sona ezberlemiş olup da, onun bir cümlesini anlamaktan aciz sayısız hafızının tohumları, anlaşılan asırlar öncesinde yeşermeye başlamıştır.
Ümmetin Denetim Vazifesi Üzerine...
Allah'ın Elçisinden Sonra Hilafet Devrinde Yönetim/Siyaset ve Yönetimde Ehliyet, Ümmetin Denetim Vazifesi Üzerine... ''Peygamber sonrası Hilafet devrini açan büyük insan Hz. Ebu Bekir'in ilk olarak vermiş oldukları nutuk, başa geçen kimsenin, tebaanın daimi kontrolü altında olacağını, iyi işlerinde desteklenip, yanlış işlerinde
Sayfa 87 - OttoKitabı okudu
Sorgulamak gerek!
Müslüman toplumun hâlen gösterdiği perişanlığın temel sebeblerini, yetersiz bile saysak, bu kaynaklardan çıkarma imkanına sahibiz. Müslüman kendisini toplumdan niçin ve nasıl soyutladı, dinini niçin mescid duvarlarına habsetti, başına çöreklenmiş zalemeyi niçin temizleyemedi, niçin gayr-i müslim dünyanın sahip çıkacağı bir İslam'ı onlara anlatamadı...
Reklam
Bir toplum, duyduğu, gördüğü şeyleri sorgulamaya gitmezse, her rivayeti doğru belleyip, önüne konan her şeye eyvallah derse, onun Islami hüviyetini kaybettiğini söylemekte hiçbir beis yoktur. Isterse sokaklar sakallı cübbeli adamlarla dolu olsun.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.