Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1. Cilt

Kur'an'dan İncelikler

Ömer Şavlığ

Kur'an'dan İncelikler Sözleri ve Alıntıları

Kur'an'dan İncelikler sözleri ve alıntılarını, Kur'an'dan İncelikler kitap alıntılarını, Kur'an'dan İncelikler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir.” Tevbe,9/28
"Kur'ân ayetleri hurma taneleri gibidir; onları çiğnedikçe (okudukça), tadı ortaya çıkar ve insanın ruhuna şifa veren bir gıda olur."
Reklam
Kul, Rabbine ibadet ve dua ettiği vakit, Rabbiyle arasındaki tüm vasıtalar kalkar.
23. İyiliği Gizlemek
Hz. Musa (aleyhi’s-selam)’ın, Hz. Şuayb (aleyhi’s-selam)’ın kızlarına yardım ettiği hadise Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmıştır: “Bunun üzerine Musa, onların yerine (davarlarını) sulayıverdi. Sonra gölgeye çekildi ve: Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra (lütfuna) muhtacım dedi.” Bu ayette şu hususa işaret edilmiştir. Kul, birine iyilik yaptığı zaman ondan uzaklaşmalıdır. Onun zayıflığını yüzüne vurmamalı, ondan teşekkür beklememelidir. Mahcubiyetini görmemek için de ondan yüzünü çevirmelidir. Zira ayette: “Sonra çekildi.” buyrulmuş, “Sonra gitti.” buyrulmamıştır. Yani bütünüyle çekildi.”... Öyleyse kul da iyilik yaptıktan sonra bütün benliğini oradan çevirmelidir. Hatta kalbinde bulunan teşekkür ve karşılık bekleme hissiyatına bile izin vermemelidir.
Şeytanın İnsanoğluna Yaklaştığı Yönler
“Sonra (pusu kurup) onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların çoğunu şükreden (kimse)ler bulamayacaksın.” (A’râf, 7-17.) Bu âyet-i kerimede şeytanın, insanoğlunu hak yoldan saptırmak için kendilerine yaklaşacağı cihetler belirtilmiştir. Âyet-i kerimeye göre şeytan, insanoğluna önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşır. Altı yönden dördünü mesken edinen şeytan, yalnızca iki yönü boş bırakmıştır: üst ve alt. Çünkü üst, ulûhiyyeti; alt ise, kul secde ettiği takdirde ubûdiyyeti temsil eder. Bu sebeple şeytan, bu iki yönden uzaklaşmıştır.
"İlim ehli der ki: Biz, Kur'an okumak ve manalarını tedebbür etmek kadar, şu kalbi yumuşatan başka bir şey bulamadık."
Reklam
Sübhanallah
Münafıkların durumunun anlatıldığı bir ayette şöyle buyurulur: ‎‫ذَهَبَ اللَّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمُتٍ لَّا يُبْصِرُونَ‬‎ "Allah, münafıkların nûrunu giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler." Münâfıkların anlatıldığı bu âyette şu husus dikkatleri çekmektedir: Allah Teâlâ âyette ذَهَبَ اللَّهُ بِنُورِهِمْ "Allah onların nuruna giderdi" buyurarak "nur" kelimesini müfret/tekil zikrederken; ‎‫ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتِ "Onları karanlıklarda bıraktı" buyurmak sûretiyle, "karanlık" kelimesini çoğul olarak kullandı. Neden? Çünkü hak yol tektir. O da Allah'ın doğru yoludur. Ondan başka Allah'a ulaştıran hiçbir yol yoktur. Bunun tersine birçok bâtıl yol vardır ve çeşitli dallara ayrılmıştır. Bu sebeple Kur'ân-ı Kerim'de Hakk'ın yolu müfred/tekil, bâtılın karanlık yolları ise çoğul lafızla gelir.
32- Kur'ân Şifa Ve Rahmettir
"Biz Kur'an'dan mü'minler için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Zalimlerin ise Kur'an, ancak zararını artırır." (isrâ, 17/82.) Bu ayet-i kerimede şifa, rahmetten önce zikredilmiştir. Rahmet, insanları her türlü kötülükten koruyan ilâhî bir kalkandır. Ancak şifa, rahmetten önce olmalıdır. Zîra Kur'an nâzil olmadan önce, zulüm, insanların haklarına tecavüz ve insanları köleleştirme gibi hastalıklar toplumu çepeçevre kuşatmıştı. Kur'ân, öncelikle toplumdaki bu hastalıkları kaldırmak için geldi. Kur'ân'ın gösterdiği yoldan giden her toplum, bu hastalıklardan kurtulduktan yani şifa bulduktuktan sonra rahmete de nâil olacaktır. (Şa'râvî, Tefsîruş-Şa'râvî.) Buna işaret etmek için âyet-i kerimede şifa, rahmetten önce zikredilmiştir.
İnsanoğlu, sıkıntı bulutlarının dağılmayacağını zannedip asla ümitsizliğe düşmemelidir. Her şeyin bir zamanı vardır. Şu iyi bilinmelidir ki: kurtuluş, zorluk ve darlıktan sonra gelecektir. Ki bunun pek çok delili vardır. Mesela: dikkat edilirse Allah-u Teâlâ, Bakara Sûresi'nde, "Sabredenleri teselli et" buyurmamış bilakis "Sabredenleri müjdele" buyurmuştur. Bu da gösteriyor ki, sabrın karşılığında bir kurtuluş, ecir, zafer ya da kolaylık vardır. Zira müjde, bir mükâfat ya da bir kurtuluş için verilir.
Sayfa 114Kitabı okudu
İlim ehli der ki; biz Kur'an okumak ve manalarının tedebbür etmek kadar şu kalbi yumuşatan başka bir şey bulamadık.
Reklam
Mektubat
“Zaman ihtiyarladıkça Kûr’ân gençleşiyor” Bedîüzamân Saîd Nursî
Sayfa 105
Rivâyetlere göre Hz.Ali (radiyallahu anh); " Kendisinde idrâk ve anlayış bulunmayan ibâdette hayır olmadığı gibi, düşünmeksizin yapılan kıraatte de hayır yoktur." buyurmuştur.
Sayfa 27 - Aktaş yayıncılık
Kur’an Allah’ın Kelâmıdır
Gayr-i Müslim tabiat bilginlerinden biri “Yahut (inkârcıların küfür içindeki hâlleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir” (Nûr 24/40.) ayetini işitince; “Muhammed, deniz yolculuğu yaptı mı?” diye sordu. “Hayır.” diye cevap verdiler. “Ben, şahitlik ederim ki, o Allah’ın Rasûlüdür.” dedi. “Nasıl anladın? diye sorduklarında: “Denizi bu şekilde, ancak ömrünü denizde geçiren ve ondaki tehlikeleri ve korkuları gören kimse tanıtabilir. Onun denizde yolculuk yapmadığını öğrenince, bu sözün Allah kelâmı olduğunu anladım.” diye cevap verdi.
Mushafa bakarak Kur'ân okumak, ezbere Kur'ân okumaktan daha faziletlidir. Çünkü Kur'ân'a bakmak d ibâdettir. Sahâbenin çoğunluğu Kur'ân'ı yüzünden okurlardı. Hatta mushafa bakmadan bir gün geçirseler, canları sıkılır, üzüntü duyarlardı.
Sayfa 37 - Aktaş yayıncılık
Kur'ân-ı Kerîm, okuyucusunun, madde ve ruhuna hitap eder. O, iman etmiş kalplere hayır ve hikmet akıtan bir pınardır. Hakkıyla okunduğu takdirde, eserden müessire ulaştırır; kulları Allah Teâlâ'ya yaklaştıran en güzel yollardan biridir.
Sayfa 32 - Aktaş yayıncılık
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.