Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an ile İlan Edilen İnsan Hakları

Ahmet Tekin

Kur'an ile İlan Edilen İnsan Hakları Sözleri ve Alıntıları

Kur'an ile İlan Edilen İnsan Hakları sözleri ve alıntılarını, Kur'an ile İlan Edilen İnsan Hakları kitap alıntılarını, Kur'an ile İlan Edilen İnsan Hakları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başlarken... İnsanlık varolduğu sürece "İnsan Hakları" tartışılmıştır, tartışılmaya da devam edecektir. Kur'an-ı Kerim üzerinde devam ettiğimiz aralıksız çalışma bizi de insan haklanyla ilgili tartışmaya katılmaya, fikir beyan etrneye ve bu konuyla ilgili Kur'an-ı Kerim Ayetlerini bir sistem içinde biraraya getirmeye vesile oldu. Özellikle İnsan Hakları alanında çalışan, Kamu Hukuku, sosyoloji, sosyal siyaset, sosyal psikoloji uzmanlarının, genel olarak da fikir adamlarının ve din adamlarının kolay ve rahat faydalanabileceği 150 sayfalık kısa bir yorum ve 350 sayfalık bir tasnif çalışması yaptım. Bu çalışmanın sonuna Medine Sosyal ve Siyasi Mukavelesini, Hz. Peygamber'in Veda Haccı'nda bütün insanhğa yaptığı konuşmanın tam metnini ve insan haklarını ilgilendiren yönüyle Hz. Muhammed s.a.'in hayatını ekledim. On dört bölümden oluşan bu tasnif çalışmasının ilk dört bölümünde ilgili ayetlerle birlikte kısmi yorumlara girdim. Beşinci bölümde İslam'ın doğuşundan önceki dönemde insanlığn durumunu özetledim. Altıncı bölümde de insanlığın Kur'an'a ihtiyacını dile getirdim. Sonraki bölümlerde ise konunun uzmanlarının önünü kesmemek, daha güzel yorum yapmalanna, yeni anlayışlar sergilemelerine imkan ve firsat tanımak için yoruma girmeden insan haklan sistematiği içinde ilgili Ayetleri biraraya getirdim. Niyetim türünde yeni olan böyle bir çalışmanın ortaya sürülecek yeni fikirler ve yapılacak eleştiriler ve uyarılarla, konunun zamana yayılarak gelişmesini ve olgunlaşmasını sağlamaktır. İstanbul, 15.03.2004
Sayfa 20 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Kur'an-ı Kerim'de AKIL, "lüb - akıl ve vicdan" "kalp - akıl ve kalp", "fuad - akıl ve gönül" kelimeleriyle ifade edilmektedir. Bu kelimeler Kıır'an-ı Kerim'de 164 yerde geçmektedir. Doğrudan aklın fonksiyonu-işlevi ile ilgili Kur'an'da 49 ayet mevcuttur. Dolaylı fonksiyonu ile ilgili 1100'e yakın ayet bulunmaktadır. Allah vahye, akıllı ve dolayısıyla sorumlu varlık olarak insanı muhatap almaktadır. Bu sebeple insana kemale erme yolu açıktır. Meleklerden üstünlüğü de buradan kaynaklanmaktadır. En kamil insan, vahyedilmiş ilahi dinin kemal noktası olan İslamı tebtiğ eden Allah'ın Rasulü Hz.Muhammed'dir. İnsan biyolojik ve ruhi varlığıyla aklı ve özgür iradesiyle diğer canlılardan üstündür. İslam, insanı kendi ruh ve beden bütünlüğü içinde dikkate almış ve varlık amacını ortaya koymuş, akıllı ve sağlıklı insanı emirleriyle mükellef saymıştır. İnsanı Ahlak'a konu yapan insanın sosyal bir varlık oluşudur.
Sayfa 30 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
HAK: Korunması, gözetilmesi, sahibine ödenmesi gerekli olan maddi veya manevi imkan, pay, eşya ve menfaat yahut görev, sorumluluk, alacak, borçtur. Diğer bir ifadeyle gerektiği şekilde, gerekli ölçüde, gereken zamanda yapılan davranış veya iştir. Bir diğer ifadeyle de, hak, dış dünyada gerçekten mevcut olan, mevcudiyeti devamlı, değişmez
Sayfa 31 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Şeriat, her peygamberin kendi devrinde, tebliğ ettiği dine dayalı olarak ortaya koyduğu uygulamanın adıdır. Şeriat dindeki farz olan hükümlerdir, cezalardır, emir ve yasaklardır. Dinde tevhid konusundaki birlik kesintisiz devam ederken, her peygambere, helaller ve haramlar alanında verilen hükümler, şeriatlar farklılık arzetmiştir. Lügatta
Sayfa 58 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Kullluk sözleşmesi yapacak kadar insan şahsiyetine ve insan hürriyetine saygılı ve merhametlidir. Ruhlar bedenlere girip bedenler hayatiyet kazanmadan insanın şahsiyeti ve hürriyeti tanınmıştır. İnsanın kendi cinsinden olan Firavun vatandaşlarına: "- Ben sizin en yüce rabbinizim" derken, Allah kuluna : "- Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diyerek insana hürriyet, şahsiyet, seçme ve tercih hakkı tanımıştır. Rabbin, sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanları yaratır. Kâinatta mevcut akıllı ve sorumlu varlıkları, mahlûkatı, cemâdâtı, imkânları, kurulmuş düzenleri ve tedbirleri O seçer. İnsanların da seçme ve tercih hakları vardır. Yüceler yücesi olan Allah ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında onların kendisine koştukları şirkten münezzehtir. Kasas Suresi 68. Ayet
Sayfa 41 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Allah, hak ve hürriyetlerle ilgili kanun koymayı kendi elinde tutmuştur. Sebebi gayet açıktır. İnsanın tabii hürriyetlerinden, Gazzali'nin ifadesiyle insan için yaratılmış olan zorunlu olarak sahip olduğu özgürlükten mahrum bırakmamak için Allah hak ve hürriyetlerle ilgili kanun koymayı elinde tutmuştur. Kedi ile kaplanın cinsi bir olmasına rağmen, insan eline düşen kedinin ne durumda olduğu herkesin malumudur. Hak ve hüniyetlerin de kırpıla kırpıla küçülmemesi için Allah hak ve hürrriyetleri kitabında , Kur'an'da acıkça zikrederek bunlarla ilgili tasarrufa insan elinin karışmasını engellemiştir. Açıkça varlığını, benliğini, Hakka ve tevhide yönelik dine, medeniyete, şeriata ada. Allah'ın, insanları dinî, ahlâkî, insanî kabiliyetler ve özelliklerle donatarak yarattığı, kulluk sözleşmesi yaptığı; yaratılışa uygun, insan tabiatında mevcut tabii din İslâm'ı, şeriatı hayata geçir. Hakkı anlamaya ve kabule uygun yarattığı, yaratılış dini, tabii din İslâm'ı, tevhid inancını şirk ile değiştirmek doğru değildir. Allah'ın yaratılışa uygun kanunlarının benzerini yapmak mümkün değildir. İşte doğru ve insanlığı, insanî değerleri ayakta tutan din, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını içeren şeriat, düzen budur. Fakat insanların çoğu bilmezler. Rûm Suresi 30. Ayet
Sayfa 51 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
İnsanın irade ve kudreti vardır. Ancak bu, insanın, tamamiyle hür olduğunu ifade etmez. İnsan tamamiyle ilahi tasarrufa bağlı bulunan dış dünyasındaki sebeplerle, iç dünyasındaki sebeplere boyun eğmek mecburiyetindedir. İnsana ait fiiller içinde sünnetullahın bulunduğunun anlamı fiillerin doğrudan doğruya değil, insan vasıtasıyla kullanıldığı tarzında düşünülerek anlaşılmalıdır. İnsan seçme ve tercih haklana ve özgürlüğe, sünnetullah dediğimiz bir kanuniyet içinde sahiptir.
Sayfa 51 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Allah-kul ilişkisi, köle efendi ilişkisi değildir. Hatta davetine icabet etmeyip bildiği yolda bumunun doğrultusunda gidenlere de özgürlük tanımış, onları da rahmetinden faydalandırmıştır. O vakit İbrâhim: “Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbim! Burasını emin, güvenli bir belde haline getir. Halkını, Allah'a, Allah'a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe imân edenlerini çeşitli meyvalarla rızıklandır." diye dua etti. Allah: “Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere dahi rızık verir de, hayattan biraz nasib aldırırım. Sonra onları, Cehenneme sürükler, ateş ile cezalandırırım. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî bir dönüş yeridir." buyurdu. Bakara Suresi 126. Ayet Ancak bütün sevgililer gibi sevgisinde ortaklık kabul etmeyen bir sevgilidir. Yoksa onların, Allah'ın dinde, şeriatta ruhsat vermediği şeyi, kendilerine meşrû kılacak mâbutları mı var? Eğer insanların sorumlu tutularak muhakeme edileceği, mükâfaata nâil olanla cezaya müstehak olanların ayırt edileceği ile ilgili Allah'ın koyduğu-kurduğu mühlet verilen bir düzen olmasaydı, elbette müşriklerle mabut saydıkları putlar arasında acilen yargı gerçekleştirilir, icra edilirdi. Kesinlikle inkârda, isyanda, şirkte ısrar eden, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimler için, can yakıp inleten müthiş cezalar vardır. Şûrâ Suresi 21. Ayet
Sayfa 44 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak
Allah'a iman, kulluk, ibadet ve sorumlulukta gevşek davranan fertler ve toplumlar, kendi iç dünyalarındaki otokontrolü gevşettikleri için, hem sahip olmaları gereken ferdi haklara, hem de ferdi hakların teminaı olan sosyal ödev ve sorumluluklara zarar vermiş olurlar. Dinin ve dolayısıyla ahlakın disiplinine girmeyen veya bu disiplini gevşeten toplumlardan anayasalarına ve kanunlarına saygı beklemek boş hayalden ibaret kalır. Kutsala, Kur'an'a saygısı olmayandan Anayasaya saygı bekleyenler, hem kendilerini hem toplumu aldatmaktadır. Devamlı artan ve organize olan suçlular, her an yükselen suç oranları bu tezi desteklemektedir. İslam, Kur'an ve Hz. Muhmmed, niyetin insan davranışı için bir değer olduğunu ortaya koyarken, insanın iç dünyasını, ruhunu disipline etmeyi amaçladığını kimse inkar edemez. [ Kim mü'min olarak, gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlarsa, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olursa, cârî-kalıcı hayırlardan-sâlih amellerden imkânları dâhilindekini işlerse, gayretinin, çalışmasının, hâlis niyetinin, emeğinin karşılığı inkâr edilmeyecektir. Biz şüphesiz onun lehine bunları kaydediyoruz. Enbiyâ Suresi 94. Ayet ]
Sayfa 55 - Kelam YayınlarıKitabı okuyacak