Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an Işığında Hz. Adem ve İnsanın Yaratılış Serüveni

Abdulbaki Çağatay

Kur'an Işığında Hz. Adem ve İnsanın Yaratılış Serüveni Gönderileri

Kur'an Işığında Hz. Adem ve İnsanın Yaratılış Serüveni kitaplarını, Kur'an Işığında Hz. Adem ve İnsanın Yaratılış Serüveni sözleri ve alıntılarını, Kur'an Işığında Hz. Adem ve İnsanın Yaratılış Serüveni yazarlarını, Kur'an Işığında Hz. Adem ve İnsanın Yaratılış Serüveni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şeytan kendini temize çıkarmak için Rabb'ini bile suçlamıştı.¹⁵² ¹⁵² A'raf:16; İsra:62; Hicr:39
Sayfa 147Kitabı okudu
Bir takım Müslümanlara kalsa İslâm'ı öyle anlatacaklar hoşgörü sınırlarını o kadar açacak ve aşacaklar ki; Müslüman'ın kâfiri de sevmesini, açık bir şekilde Allah'a düşmanlık eden kâfirlere bile kafir dememesini isteyecekler.Bilinmelidir ki bu tip mıymıntılık İslâm değildir.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Şeytan'ın tuzaklarına düşmeyin! Şeytan sizin için apaçık bir düşmandır. O babanız Âdem'i dolayısıyla da sizi içinde bulunduğunuz cennetten çıkarmıştır. O sizin düşmanınız olduğu halde siz onu dost edinmeyiniz. Siz de ona düşman olunuz. Bugün Âdemoğullarına mensup olan nice birey ve toplumlar vardır ki, Âdem'in düşmanı olan şeytan ile işbirliği yapmış, ona dost ve kul olmuşlardır. İşte bundan dolayıdır ki düşmana (şeytana) dost olanlar ile düşmana (şeytana) düş man olanlar arasında bazen çok şiddetli ve çok kanlı savaşlar meydana gelmiştir. İşin temelinde baba ocağına ihanet eden ler (kâfirler) ile sadakat ile bağlı kalanlar (Müslümanlar) arasında bir mücadeledir bu kanlı savaşlar. Doğrusu hak ile batıl arasında meydana gelen savaşlara bu felsefi temel ile bakmamız gerekir. Müslümanlar aslında hainlerle savaşmaktadırlar. Vatanlarına, evlerine, yurtlarına kısacası içinde huzur ve mutluluk ile içinde yaşadıkları cennetlerine ihanet eden baba düşmanlarına karşı savaşmakta dırlar. Zira kâfirler de Müslümanlar da Hz. Âdem'in çocukla rıdır. Âdem'in kâfir olan çocukları, babalarını cennetten çıkaran, yurdundan eden, atalarını kandıran, aldatan şeytan ile beraber hareket etmektedirler. Şunu unutmayalım ki şeytan ile içli dışlı olan bir insan en yakın akrabasına bile azılı düşman olabilmektedir.
Sayfa 145Kitabı okudu
Kur'an muhatabına şu mesajı vermektedir: Ey bu âyetlerin muhatabı! Hangi tarafta duracaksın? İblis'in tarafında mı yoksa Âdem'in tarafında mı? Safını, sınıfını, tarafını seç!
Sayfa 143Kitabı okudu
Vehbe Zuhaylî şu ifadelere yer vermiştir: Ümmetin birliğini ve beraberliğini sağlamak için bir halifenin tayin edilmesi vaciptir.
Sayfa 142Kitabı okudu
İnsanlığın başlangıç noktasında Kabilî ifsâd ve cinayetlere karşı Habil'in bize öğrettiği "ben Allah'tan korkarım" evrensel ilkesi çerçevesinde mutlu bir dünya inşâ edilecektir. Zira Karşı tarafta pozisyon belirleyen şer güçler çok kısa bir zaman içerisinde pişman olacaklardır. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben? Dedi. Artık o pişmanlık duyanlardan olmuştu.”116 Dikkat edecek olursak melekler, "Sen orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek olanı mı atayacaksın?" dediklerinde Yüce Allah (cc) ne evet ne de hayır şeklinde bir yanıt verdi. "Muhakkak ki ben sizin bilmediğinizi bilirim" şeklinde bir yanıt verdi. Anlaşılan o ki evet, kan ve ifsât olacaktır. Karanlık günler ve zamanlar olacaktır. Bulutlu ve sisli asırlar olacaktır. Kanlı ve feryatlı çağlar olacaktır. Fakat bunların hiç birisi asıl değil, kalıcı değil, amaç değildir. Asıl olan bunların zıtlarıdır. Devasa bir yokuş istikametinde küçük inişler ve devasa bir iniş isti kametinde küçük yokuşlar asla istikameti bozmaz. Bize ebed lazım, bize ebedî istikamet lazım... "Musa, kavmine dedi ki; Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah'ındır. O'na kullarından dilediğini varis kılar. Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakı nanların olacaktır"117 İşte mesele budur. İnsan, öyle bir varlıktır ki bütün sıkıntıların ve sorunların üstesinden gelebilen ve sonunda selam dünyasını kurabilen bir bilgi ve donanıma sahiptir. Bu bilgi ve donanım melekleri dahi kendisine secde ettirmiştir. ¹¹⁶ Maide:31 ¹¹⁷ A'raf:128
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
İbni Haldun Mukaddimesin'de Mes'ûdî tarafından nakledilen ve Mubezân Behrâm b. Behrâm tarafından ifade edilen şu hikmetli sözlere yer verir: "Ey hükümdar! Devletin izzeti ancak şeriat, Allah'a itaat, onun emir ve yasakları çerçevesinde icraatta bulunmakla mümkündür. Şeriat ise ancak devlet ile ayakta kalabilir. Devlet ise varlığını ancak insanlar ile sürdürebilir. İnsanlar ise ancak ekonomi ile ayakta kalabilir. Ekonomi ise ancak kalkınma ile mümkün olabilir. Kalkınma ise ancak adalet ile sağlanabilir. Adalet ise Allah'ın insanlara gönderdiği bir mîzândır. Bu mîzân ise nizâmın başındaki yöneticiye emanet edilmiştir."
Ne büyük bir müjde
İbn-i Abbas şöyle anlatıyor: Allah Resulü, Hz.Hamza'nın katili Vahşi b.Harb'e O'nu İslâm'a davet etmek için bir adam gönderdi. Vahşi, Hz. Peygamber'e: "Ya Muhammed! Beni nasıl İslâm'a davet ediyorsun? Hålbuki sen, adam öldürenin, şirk koşanın, zina edenin azaba uğrayacağını, kıyamette azabının kat kat artacağını,
Netice olarak; görünürde Âdem'in suçu İblis'in suçundan daha büyük olmasına rağmen Adem makbûl, şeytan ise mel'un ve merdût olmuştur.Çünkü Âdem hatasında ısrarcı olmadı, hatasını savunmadı, suçunu kimseye atmadı, kendisini suçladı, derhal tevbe etti ve Rabb'ine yöneldi.Şayet ısrar etseydi ve hatasını savunsaydı onun İblis'ten hiçbir farkı olmayacaktı.Hatta Âdem öyle hassasiyet ile hareket ettiki şeytanı bile suçlamadı...
Sayfa 121Kitabı okudu
Haram yemek, insanın duygusunu, düşüncesini, hatta genlerini ve kimyasını bile bozacak kadar tehlikeli ve tesirlidir. Tek kelime ile haram tıpkı ateş gibi yakar, ihale ve intikal edip kimyevi değişik kirliliğe neden olur.Ateş nasıl ki odunun, kömürün kimyasını değiştiriyorsa haram yemek de aynı şekilde insanın kimyasını değiştirmektedir.Onun için Kur'an-ı Kerim haram yiyenleri "karınlarına ateş doldururlar" şeklinde ifade etmektedir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Şeytan hata ve günah işleyen insanların zihinlerini şantaj, tehdit ile esaret altına almaya çalışan ve sabıkaları üzerinden insanların ümitlerini kırmaya girişen korkunç ve sinsi bir düşmandır. Unutulmamalıdır ki "şeytanın elindeki en güçlü silah günahkâr olan kişinin özgeçmişidir." Özgeçmişi sebebiyle şeytanın ağına yakalanan insanlar onun elinde pis emellerine gerçekleştiren zavallı bir kuklaya dönüşürler, ona köle olurlar.
Sayfa 118Kitabı okudu
Günah işlemek kişiyi günahkâr eder, Allah'tan ümit kesmek ise kişiyi sapık ve kâfir eder.
Sayfa 116Kitabı okudu
Ebu Ubeyde, İblis kelimesinin hayırdan uzaklaşmak, rahmetten (ve mağfiretten) ümit kesmek ve ye'se kapılmak anlamına gelen "iblas" kelimesinden türemiş bir isim olduğunu söylemiştir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Allah'a din öğretmeye kalkışmak, adalet öğretmeye cüret etmek şeytanlaşmaktır.Günümüzde bu şeytanî rûhu taşıyan birtakım hukukçu, entelektüel, yazar ve bilim adamları şeytanın varisleri olmuşlardır.
Sayfa 111Kitabı okudu
43 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.