Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an ve Şan Tekniği Hu

Gönül Hurmalı

Kur'an ve Şan Tekniği Hu Sözleri ve Alıntıları

Kur'an ve Şan Tekniği Hu sözleri ve alıntılarını, Kur'an ve Şan Tekniği Hu kitap alıntılarını, Kur'an ve Şan Tekniği Hu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah Zikri
Hala profesyonel müzikle uğraşan bir yakınım, başka bir müzisyen arkadaşının teşvikiyle ; Günde 5000 defa Allah zikrine başlar. Çok sürmeden zikri bırakır.Nedenini sordum.Allah zikri çok güzel fakat zikri yaptığımda dünya gözümde o kadar çok küçülüyordu ki yaşadığım ortama dayanamaz hale geldim.Sahnede çalıştığım müddetçe bunu sürdürmem çok zor
Sayfa 84 - Işık 1.baskı
Arapça bilmek, Kurân'ın derinliğini idrak etmek için yeterli olsaydı bu dili bilen herkesin maneviyatının istisnasız yüksek olması gerekirdi.
Reklam
Kur'an şifadır
Hollandalı bir psikayatr olan Vander Hoven bir araştırma yapar.Üç yıl ses üzerine, diller üzerine ve sesin insan üzerindeki etkilerini araştırıyor.Kendisi Müslüman değil ancak Kuran ayetlerinin dizilimi, musikisi ve Kur'an kelimelerindeki titreşimin özellikle kalp ve tansiyon hastaları üzerinde, stres üzerinde çok olumlu etkiler yaptığını ortaya koymuş.Kur'an okuyan ve dinleyen kişilerin psikolojik olarak rahatladıklarını belirtmiş
Sayfa 80 - Işık 1.baskı
Yüzümüzdeki akustik bölgeyi keşfetmeli; dikkatsizce, sadece ağızdan çıkan gelişigüzel bir seslendirme yerine bir solukta, çiçek koklar gibi diyaframa aldığımız nefesi, karın kaslarıyla içeriye yani bele doğru iterek sesi genizden rezonans bölgesinden geçirerek dışarıya atmalıyız. Şan tekniğini kısaca böyle tarif edebiliriz.
Judith Krawitz isimli bir kadının, kendisine kanser teşhisi konulduğunda, hastalığını araştırırken rastladığı bir cümleyle hayatı değişiyor. Zira “oksijensiz ortamda yaşayan ve gelişen tek hücrenin kanser hücresi olduğunu” öğreniyor. Araştırmalarını bu yönde derinleştirerek; geliştirdiği bir takım nefes egzersizleriyle kanseri kısa sürede yeniyor. Sadece bu cümle bile, tek başına nefesin önemini anlatmak için yeterli. Tırnağımızın ucundan saçımızın teline kadar oksijene ihtiyacımız var.
İhfa'da “tenvin” ve “sakin nun” gunne ile okunurken, dilin ucu üst damağa değdirilmeyip, dil ucu ile üst damak arasında hafif bir boşluk bırakıldığından “nun”un mahreci gizlenmiş olur. Bu boşlukta tınlayan uğultulu ses, hemen hemen ağızdan ve burundan yarı yarıya çıkarak (burundan daha çok, ağızdan daha az) rezonanstaki yerini bulur. Oluşan rezonansla birlikte mükemmel bir egzersiz sonucunu verir. Bu da sesimizi yormadan uzun okumalar yapmamıza imkân sağlar.
Reklam
Kur'an'ı şimdiye kadar duymadığımız entellektüel bir bakışla tanımaya ve anlamaya ihtiyacımız var.
Sayfa 141Kitabı okudu
İmam Gazali: “Tertîl ile okumak, tedebbür için değildir. Zira Kur’ân’ın manasını anlamayan gayr-i Arab’ın da Kur’ân’ı tertîl ile okuması müstehabtır. Çünkü tertîl kalbe, vakar ve hürmet itibariyle, acelecilikten daha yakın, tesir itibariyle daha şiddetlidir,” demiştir.
Karın kaslarını ve diyaframı daha iyi hissedebilmek için şu iki çalışmayı önerebiliriz: Ateş üfler gibi ancak oturduğunuz yerde hafifçe üflemek yerine, gerçekten bir mangalın ateşinin sönmemesi için çabaladığınızı hayal ederek bu çalışmayı yapın. Üflediğiniz sırada karnınızın içeri doğru hareket ettiğini ve karın kaslarınızı sıktığınızı hissediyorsanız, doğrudur. Bunun aynısını çalışmalarımız sırasında yavaşlatılmış olarak uygulayacağız. Diğer egzersiz, kahkaha atar gibi: “ah, oh, uh, ıh; hah, hoh, huh, hıh ; ahah, ohoh, uhuh, ıhıh; hahhah, hohhoh, huhhuh, hıhhıh.” Her hecenin bitiminde “h" harfi ile birlikte kuvvetlice karnımızı içeri çekelim, kasları sıkalım ve sesi dışarı atalım.
Mimar Sinan Süleymaniye Camii'nin büyük kubbesinden yansıyan sesin meydana getireceği rahatsız edici büyümesine, kubbe yapısının güçlü tınlatıcı özelliğine ve kubbede olusacak özel ses odaklanmalarına önlem olarak, kubbeye, köşelere ve eteklerine içi boş 50 cm boyunda 64 küp yerleştirmiştir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Damak-kubbe karşılaştırmasını yapabilmek için, en iyi akustik değere sahip yapı araştırıldı. 1988 yılında yapılan Uluslararası Kubbe Sempozyumunda, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen kubbe uzmanı, mühendis ve profesörler, aradan 400 yıl geçmesine rağmen uzmanları hayrete düşüren mükemmel mimarî özelliklerde ve akustik dengenin en iyi uygulandığı yapıların ustası olarak Mimar Sinan'ı göstermektedir. Akustik dengenin en iyiuygulandığı yapı da Mimar Sinan'ın 1557'de yaptığı Süleymaniye Camii'dir.
Sayfa 109Kitabı okudu
“Allah” lafzının sonundaki “h” harfinin diyaframı harekete geçiren özelliği ile genizden okumayı sağlayan tecvid kuralları bir araya geldiğinde ortaya şan tekniğinin temeli çıkar. Bu da sağlıklı ve güçlü ses demektir.
Kur'ân-ı Kerim'de "mim” yani “m”ile ilgili tecvid konuları oldukça fazladır. Öyleki okurken kendinizi akışına bıraktığınızda, kısa sürede boğazınız ısınır ve sesiniz rezonansa taşınıverir. … Geniz bölgesinden, gunne; yani “tenvin" ve "sakin nun" ile" sakin mim"in gunneleri çıkar. Gunne, herhangi bir noktadan değil bölgenin her tarafina yayilarak çıkarılır. Biraz daha açalım. Gunne; genizden söylemek, sesi burundan çıkarır gibi okumak yahut burundan gelen ses demektir. Tecvidde önemli bir yer tutar. Buradaki tanımlara dikkat ettiğimizde, anlatılmak istenen şeyin “sesin rezonansta tınlatılması” olduğunu görüyoruz. Gunneyi incelediğinizde, şan tekniğinden başka bir şey olmadığını görüyorsunuz.
Peygamberlerin (aleyhimüiselam) bir konunun piri olduğunu biliriz. Hz. Âdem ilk ziraatçi ve çiftçidir. Hz. Şit dokumacı idi. Hz.İdris terzilerin piridir. Hz. Îsâ'nın mucizeleri tip konusunda olmuştur. Hz. Nuh marangoz, gemici ve denizci idi. Hz. Dâvud'un demiri yumuşattığını ve kullandığını biliyoruz. Sesinin bu kadar etkileyici olmasına dayanarak güzel sesin piri olduğunu da söyleyebiliriz. Ona sesini bu kadar güzel kullanmayı öğreten şüphesiz Allah'tir (celle celaluha). Doğru bir teknikle söylediğinin farkında olduğunu, inşa ettiği mabedin kubbe yapısından yola çıkarak anlamak zor değil. Dağların akustiği, kubbe formunda inşasına başlanan mabet ve şanlı bir ses; üçü de aynı insanda toplanınca, bunun dikkat çekici bir durum arz ettiğini düşünmemiz kaçınılmaz oluyor.
Sayfa 113Kitabı okudu
Ey dağlar! dedik. Onunla birlikte zikir yapın, ötün, çınlayın. Siz de ey kuşlar. Enbiyâ sûresinde geçen 'Dağları ve kuşları, Dâvud ile birlikte tesbih etmek üzere boyun eğdirmistik. Ve Sâd suresinde 'Gerçekte biz dağları kendisine râm eyledik ki bunlar akşamleyin ve kuşluk vakti onunla birlikte durmayıp tesbih ederlerdi. Toplanıp gelen kuşları da. Her biri ona dönücü idi.' âyetleri bunun tefsiri demektir. Yani Dâvuď'a öyle güzel bir ses, öyle 'şanlı' bir eda verilmiştir ki akşam sabah tesbih ettikçe onun sesine bütün dağlar ve kuşlar katılır, çınlar, öterlerdi. Demek ki güzel sesle nağmeler Dâvuď'un özel bir üstünlüğü, kuşları dahi başına toplayan bir mucizesi olmuştu. Bu mana iledir ki dâvûdî ses meşhur olduğu gibi, Dâvuď'un Mezamir'i (Zebur'un sûreleri)de meşhurdur. Bu güzel sanatı, İslam'da kesin olarak kınanmış bir sanat zannedenler olmuştur. Fakat bilmek gerekir ki kınanmış olan fasıklığa yol açan nağmelerdir. Yoksa Kurân okunurken, tertîl (Kur'ân'ı usûlüne göre okuma) ve sesini güzelleştirme emrolunan bir şeydir. Bu konuda sahih hadis kitaplarında birçok hadis vardır.
Sayfa 102Kitabı okudu
48 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.