Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an ve Sünnetteki Misaller

Hakim Tirmizi

Kur'an ve Sünnetteki Misaller Sözleri ve Alıntıları

Kur'an ve Sünnetteki Misaller sözleri ve alıntılarını, Kur'an ve Sünnetteki Misaller kitap alıntılarını, Kur'an ve Sünnetteki Misaller en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Küfürbaz Olan Bir Kadının Durumu:
Bize ulaştığına göre bir kadının ağzı çok bozuktu. Bu kadın Allah Resulü’nün (s.a.) huzuruna geldiğinde Hz. Peygamber (s.a.) bir et parçasını çiğniyordu. 0 kadın, “Onunla beni de doyur ya Resulullah!” dedi. Allah Resulü (s.a.) de elinde olanı 0 kadına uzattı. O: “Hayır, ben ağzında olanı istiyorum.” dedi. Hz. Peygamber (s.a.) de ağzında olanı
Marifet ilmi
Birisi, “Marifet ilmi nedir?” diye sorunca ikinci kişi, “Sen Rabb’ini tanıyor musun?” dedi. Birinci kişi, “Evet” diye cevap verdi. İkinci kişi, “Hangi sıfatlarıyla tanıyorsun?” diye sorunca birinci kişi süküt etti ve sonra: “Bana kendi Zat’ını bazı sıfatlarıyla tanıttı.” dedi. Ikinci kişi, “Sen bu sıfatlardan hangisine nail olabildin?” dedi.
Reklam
Gafil Şekilde Namaz Kılanın Misali:
Kalbi gafil olarak namaz kılan kişinin misali, bir sultanın hukuku ile ilgili suç işleyip sonra pişman olan kişinin misali gibidir. Bu kişi hizmetçilerini ve ırgatlarını toplayıp özür dilemek için sultanın kapısına gidiyor ancak kapıya vardığında hemen huzura koşmadığı gibi özür dilemeleri için yanında getirdiği hizmetçi ve ırgatlarını da bekletiyor. Böylece o kişi de hizmetçileri de edepsizlik etmiş oluyorlar. Buna rağmen sultan, bu kişinin edepsizliğini bağışlamış, ona ikramda bulunmuş ve onu hoş karşılamıştır. Kim sultanın huzuruna kabul edilmek için davet edilir de yoldan saparsa veya hizmetçi ve ırgatlarını özür dilemek için gönderip sultan da onu affetmek ve ihsanda bulunmak için hazır olduğu hâlde özür dilemekten imtina ederse, başka ihtiyaçları ile ilgilenip ırgatlarını ve hizmetçilerini özür dilesinler diye başıboş bırakırsa sultanın bu adama şöyle demesi uygun olmaz mı?: "Sen benim hukukum ile ilgili suç işledin, emrimi terk edip zayi ettin. Sen bizzat özür dileyeceğine hizmetçilerini vekil tayin edip o esnada kendi ihtiyaçlarınla meşgul oldun. Bu tavır iğrenç bir tavır değil mi?” Böyle bir kişinin kendi özrü de hizmetçilerinin özrü de bir önem arz etmez.
Kâfirlerin Misali
Kâfirlerin kalblerinin katılığının misali, bir taşın katılığı gibidir; hatta daha serttir. Allah Teâlâ taşları vasfederek bazı taşlardan su çıktığını. bazı taşların Allah korkusundan yuvarlandığını, bazılarının da Allah’a secde ettiğini ifade buyurmuştur. Ancak taşlaşmış olan kalblerde yumuşaklık olmadığı gibi manevi fuyuzat ve haşyet de olmaz, o kalb secdeye de kapanmaz. “(Hidayet çağrısına kulak vermeyen) Kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.”(Bakara,17) Onlar öğüt alınacak olan Allah kelamının manalarını anlamazlar. Onlara göre Kur’an’ın manaları ve hayırlı sözler, ortada dolaşan sözler gibidir.
Kur'an-ı Kerim'i Yalanlayan Mûnafıklarin Misali
Kur'an'da şöyle geçer: “Yahut (anlamı durumu), gökten sağanak hâlinde boşalan yağmur gibidir.”(Bakara,19) Yani münafıkların Kur’an’a karşı olan münasebetlerinin misali, ıssız ve susuz bir çölde konaklayan ve üzerlerine şiddetli yağmur yağan bir taifenin misali gibidir. Kur’an’ın yağmura benzetilmesinin sebebi şudur: Yağmurun insanlar için hayat kaynağı olması gibi Kur’an da inananlar için hayat kaynağı ve faydadır. Kur’an’ı yalanlayan münafıklarm misali, soğuk havada gece vakti gökten şimşek ve fırtınalarla yağan yağmur gibidir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Onda karanlıklar vardır.”(Bakara,19) Yani bu yağmurda karanlıklar, yıldırımlar ve şimşekler vardır. Yağmurun misali, Kur’an’ın misalidir. Yıldırımın misali, onların tehdit edildiği azabın misalidir. Yağmurdaki şimşeğin misali ise imanın misalidir. Kur’an’da yer alan ve insanların hidayete ulaştığı o beyanatların misali, bu gecedeki şimşek parıltısıyla insanların yolunu bulması gibidir. Allah Teâlâ Kur’an’ı yağmura benzetmiş; Kur’an’ın tehditlerini de yıldırıma benzetmiştir.
Allah’ın Bilinmesi Gereken Vasıfları:
O’nun celali, cemali, azameti, ihtişamı, nuru, rahmeti, otoritesi, şan ve şerefi, zenginliği, gücü, cömertliği ve merhametidir. Kim Rabb’ini bu vasıflarla tanırsa kalbi sevinçle dolar, nefsi müstağni olur, uzuvları kuvvet bulur, emeli uzun olur ve ümidi fazlalaşır. Allah’in katındaki zenginliklerle gönlü de zengin olur. Allah’ın engin kudreti altında kalbi genişler, gayreti artar, imanı kuvvetlenir, yolunda istikamet bulur, dayandığı payandalar sabit ve sağlam olur; imanı kemale erer, kulluğu sadık olur, ismi yüce mertebelerde değerli bir hâle gelir, asaleti artar ve bu kişi Allah’ın merhametine nail olan has kullardan olur. Allah’ın dostluğunu kazanarak hidayete ulaşır. Bahsettiğimiz tüm bu vasıflar, nefsin nasibi ile ilgilidir. Nefis, Rabb’ini bu vasıflarla tanımazsa şaşkın, fakir, cansız, aldanmış ve solmuş bir nefis olur.
Reklam
İman ve Salih Amelin Misali:
İman ve salih amelin misali, içine gül, yasemin ve zambak fıdanı koyulmuş, bundan dolayı da güzel kokan bir evin misali gibidir. Bu fidanlar sulandığı ve onlara bakıldığı sürece ev güzel kokar. Ancak ev sıcak olursa ve rüzgârdan muhafaza edilmezse fidanlar solgunlaşır, tazeliği gider ve güzel koku da kaybolur. Çirkinliklerden temizlenmiş olan kalbteki iman da böyledir. Bu kalbe şehvetin sıcaklığı, hırs ateşi, böbürlenme, gurur ve mevki-makam arzusu girerse bu şeyler o kalbi kuşatır; iman fidanı solgunlaşır, temizlik ve tazelik gider.
12. Boyun Eğen Nefsin Misali: Güzel işlere boyun eğen nefsin misali, soğuk ve karanlık bir kış gecesinde kendisine, “Şu eşyaları şuraya taşı” denilen kişinin misali gibidir. Bu durum o adamı çok korkutur, yük ona ağır gelir, ortam onu ürkütüğü içinde zafiyetini ve nefsinin acziyetini izhar eder. “O eşyaları taşırsan sana bin dirhem veya
Vadilerde Akan Suyun Misali
Allah Teala hakkı batıldan ayırarak açiklamak için misaller vermiştir.Örneğin: “O, gökten su indirdi de vadiler kendi hacimlerince sel olup aktı. Bu sel, üste çıkan bir köpüğü yüklenip götürdü. Süs veya (diğer) eşya yapmak isteyerek ateşte erittikleri şeylerden de buna benzer köpük olur. İşte Allah hak ile bâtıla böyle misal verir. Köpük atılıp
Kasım b. Muhammed anlatır: “Eşim vefat etmişti. Muhammed b, Kâ’b el-Kurazi bana taziyeye geldi ve şöyle anlattı: “İsrailoğulları zamanında eşini çok seven bir âlim vardı. Ancak o kadın vefat etti. Alim eşini kaybettiği için çok üzüldü, eve kapandı ve kendini insanlardan soyutladı. Kimse de onun yanına gitmedi. Bir müddet sonra kadının biri bu durumu duydu ve onun evine gelerek, 'Benim ona danışmam gereken bir mesele var! Mutlaka onunla yüz yüze görüşmem lazım!’ dedi. Bir kişi bu durumu 0 âlime haber verdi. Alim, “İzin verin.’ dedi. Kadın onun yanına girdi ve: ‘Ben size bir şey danışmak için geldim.’ dedi. Alim: ‘Nedir?’ diye sorunca ‘Ben komşumdan ipek bir elbise almıştım ve o elbiseyi bir müddet giydim. Şimdi o komşum elbiseyi iade etmem için bana haber gönderdi. Ben bu elbiseyi geri göndermeli miyim?’ dedi. Alim, <Evet, göndermelisin’ dedi. Kadın, 'Ancak 0 elbise bende bir müddet kalmıştı.’ diye ısrar edince âlim: “Ödünç aldığın her şeyi zamanı geldiğinde geri vermen senin üzerine düşen bir görevdir.’ diye cevap verdi. Kadın: ‘Ey Allah merhamet edesi insan! Allah’ın sana ödünç olarak verdiği ve sonra da senden aldığı bir şey için mi bu kadar üzülüyorsun? O’nun, verdiği bu emanet üzerinde senden daha fazla hakkı yok mu?’ dedi. O âlim içinde bulunduğu durumun farkına vardı ve Allah Teâlâ o kadının sözüyle bu âlimi istifade ettirdi.”
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.