Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kur'an'a Bakış

Ali Şeriati

Kur'an'a Bakış Gönderileri

Kur'an'a Bakış kitaplarını, Kur'an'a Bakış sözleri ve alıntılarını, Kur'an'a Bakış yazarlarını, Kur'an'a Bakış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir takım insanlar Kuran'a karşı düşmanca bir kurnazlıkla hareket ederek: "Biz bu kitabı anlayamayız."deyip Kur'an'ı bir yana bıraktılar. Dediler ki: "Bu kitap çok derindir, ayetlerinin her birinin özel sırları vardır, ve bu Sırlar zamanla açıklık kazanacaktır, elbette bu sırların açığa çıkarılması insan tarafından olmayacaktır. İnsan anlayamaz. Öyleyse Kur'an'ı bir yana bırakalım! " Birçokları Kur'an'ı bir yana bıraktıklarının farkında bile değiller. Çünkü her yerde acayip hatlarla yazılmış ayetleri görüyorlar. Kur'an'ı nasıl kullandıklarına bir bakın. Kur'an'ın sayfaları açılmamalıdır. Kur'an üzerine düşünmek haramdır; fakat başkaca her iş caizdir.
Kur'an'ı reyhimize göre tefsir etmemeliyiz. Rey nedir? Bizim öncel inanç ve düşüncelerimizdir. Önce filan bilimsel, fiziksel, kimyasal, fıkhi, dini ve fıkrasal görüşe inanırız, sonra da gidip Kur'an'da bu öncül inanış ve reyimizin ispatını ararız. Bu yüzden Kur'an'ı Şia inceliyo,r Şia çıkıyor; Sünni inceliyor, Sünni çıkıyor; Vahhabi gidiyor, Vahhabi çıkıyor. Peki Kur'an ne yapıyor? Bunlar reylerdir, rey ile tefsirdir. Öyleyse nasıl olalım? Verasetin bize yüklediği bütün görüşlerden ve akidelerden arınmış bir akıl ile tecrübeli ve zeki bir zihin olarak, mantıki ve aklı bir bakış açısıyla, güçlü uyanık ve keskin, fakat taassupsuz öncel bir görüşü ispat yükümlülüğü duymayan bir bakışla gidip Kur'an'da ne oldu Kur'an'da ne olduğuna bakmalı.
Reklam
Hicret
Kur'an'ın bahsettiği kullanımda anlaşıldığı kadarıyla beş tür hicret vardır.. 1.hicret: Sorumluluk içermeyen bireysel hicrettir. Koşullar eğer toplumun içinde kalırlarsa onda değişiklik meydana getirmekten ümit kesilecek boyuttadı. Bazen tarihte insanın bu aşamaya vardığı vakidir.Eğer o toplumda kalırlarsa iki halden fazlası olmayacaktır
İslam'ın din olarak üç temele dayandığını görüyoruz: kitap, terazi, demir. Kitap: Düüşünce, ideoloji, kültür, İlim ve imanın tezahürü ve sembolü. Demir: Gücün-asgari gücün, maddi gücün, iktisadi gücün, teknik gücün,, insanın tabiat karşısındaki gücünün- sembolü. Terazi: Yani eşitlik ve adalet. Bu ekolün üç sembolüdür; bakın düşünün ve hayal edin: zihninizde ideal insan toplumunun bu üç esasından başka bir esasa ihtiyaç duyduğunu tasavvur edebilir misiniz? -Kitap-terazi-demir.
Bir topluluk hedeflerine henüz ulaşamadığında faal, devrimci ve hızlıdır, hedefine ulaştığında ise düzgün ve muhafazakar bir hale gelir. Bu bir gerçektir bir olay değildir.
Vahiy, Allah'ın eşya, bitkiler, hayvanlar ve insanlara ister onların fıtratında bir kanun şeklinde ister onlara ilka (ilham etme) edilen bir söz şeklinde doğrudan doğruya buyurmasıdır.
Reklam
Örneğin; "Namaz kılın ki İzzet bulasınız" deyişimiz sembolik bir ifadedir. Çünkü namaz kılmakla İzzet bulmak arasında bir tenasüp yoktur.Herkes kendi anlayışına göre bu izzeti anlamlandırabilir. Kimisi bu izzeti sağlıkta bir başkası zenginlikte bir başkası da ahirette kurtuluşa ermekte bulabilir. Bu şekilde İnsanın akletme gücü yükseldiği ölçüde izzete de özel bir şekilde anlam verecektir
Fransa sömürgeciliğinin Afrika'daki vahşi kurdu Fransız general sostell demiştir ki:"Kur'an dini bir kitap değildir, aksine din karşısı bir kitaptır. Zira insanları zühde, ibadete, barışa, af dilemeye; Allah'ı, ölümü, ruhu,metafizik sırları, hayat felsefesini ve insanın akibetini düşünmeye teşvik edeceği yerde Arapları savaşa, zafere, intikam almaya, kıyama,hükümranlığa ve ganimete teşvik etmektedir... Kur'an'dan başka hiçbir kitap alt tabakaları harekete geçirmek ve ayaklandırma açısından bu derece etkili olamaz. İnsanı adeta büyüleyen gizemli ahenkli ve heyecan dolu kelimeleri ile insanlar arasındaki problemlere ve düşmanlığa bu derece etki eden, insanın gururunu bu derece okşayan, düşmana karşı kim duygularını bu oranda besleyen ve içinde siyasi kıvılcım bu dereceye alevlendiren başka bir kitap tanımıyorum..."
Kur'an'ın takipçileri onunla konuşmayı, ruhunu, fikrini ve sözünü bırakıp şekline kulluk etmeye başladıkları günden itibaren Müslümanlar hurafelere tapmaya başladı ve toplumsal gerileme, fikri donukluk, dini taassup, ilmi İktisadi ve siyasi gerileme ile karşı karşıya kaldı.
KUR'AN Hangi Kur'an? Cehaletin elinde mübarek bir şeyden ibaret kalan Kur'an mı? Çölde dağınık halde yaşayan vahşi kabilelerin çeyrek asırdan daha kısa bir zaman diliminde dünyanın kaderinin tayin etmesini, cihanı kuşatan süper güçleri yenilgiye uğratmasını sağlayan ve bir asırdan daha kısa bir sürede beşer tarihinde yeni ve devrimci bir kültür medeniyeti vücuda getirmesini sağlayan Kur'an mı?
Reklam
Apolloyu Kuran'ın içerisinden bulup çıkarmak çıkarmaya gerek yoktur. Ondan insanı bulup çıkarmalı asıl. Apollo'yu kendileri bulabilirler, Kur'an'a kesinlikle ihtiyaç yoktur bu konuda; Allah'a da! Şu anda tanrısızların Apollu'yu icat ettiklerini görüyoruz. İnsan olmak, bu kitaba ve Tanrıya gereksinimlidir. Önemli olan insanın ortaya çıkarılmasıdır bu gerçekleştiğinde neyi ortaya çıkartırsan çıkart bir yararı yoktur.
Ayet
Ayet nedir? Ayet, toplumsal, insani ya da maddi olgulardır. Olgunun kendisi ayettir. Bir toplum, eğlenceye daldığında çöker ya da bir toplumda çöküntü belirtileri ortaya çıktığında çökme etkenleri eğlenceye yönelir. Bu bir sünnettir, yasadır. Kur'an da hem bir sineğe ve sivrisineğe ayet demekte -şuna dikkat ediniz, çünkü oldukça şaşırtıcıdır- hem büyük bir insani gerçeğe hem Kur'an gibi bir gerçeğe hem de Musa'nın ya da İsa'nın mucizesine ayet denmektedir. Biz bunlara mucize adını verirken Kur'an bunlara ayet diye adlandırmaktadır. Sinek ya da gece ve gündüzün gelişi, maddi olgular ve bilimsel yasalar durumundayken vahiy ya da İsa aracılığıyla ölünün diriltilmesi mucizesidir, yani metafiziktir, bilim dışıdır kısacası bilimsel yasalara ve fiziki dünyaya uymaz. Oysa Kur'an, her iki olgu içinde - ki biri maddedir, biri gaybidir, biri bilimseldir, ötekisi bilim dışıdır ve bilimin ilgi alanına girmez- tek bir kelime seçmiştir ki o da ayettir.
İslami davetin üç boyutu 1.Birbirlerine kulluktan Allah'a kulluğa insani bağı böyle değiştiriyor 2. Dinlerin zulmünden İslam'ın Adaletine insanın din ile ilişkisini değiştiriyor 3. Toprağın ve yerin alçaklığından göğün yüceliğine; insanın hem kendisi hem de varlıklarla ilişkisini ortaya koyuyor. Bu üç boyutu, kısaca, varlıksal boyut, sosyal boyut, düşünsel boyut şeklinde özetlenebilir.
688 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.