Bu eserde, yüce Rabbimizin Kur’ân’da bize “ibâdet”i nasıl tanıttığını, “Allah’a ibâdet” ile “Allah’tan başkalarına ibâdet”ten ne kasdettiğini alatmaya çalıştık.
Günümüz insanı, “ibâdet” deyince namaz, oruç, hac gibi belli sayıda görevleri îfâ etmeyi anlıyor. Kur’ân’ın iman, ibâdet, ahlâk, muamelât gibi kısımlara ayrılması, her birinin diğerinden bağımsız gibi algılanmasına sebep oluyor. Hâlbuki Kur’ân, bunları bir bütün olarak sunuyor; hepsine “din”, “İslâm”, “şeriat”, “sırat-ı müstakim” diyor. Namaz kılmak ibâdet olduğu gibi Kur’ân’ın herhangi bir emir ve yasağına uymak da ibâdettir. Yani Kuran, “Allah’a ibâdet” kavramı ile sadece belli sayıda görevleri değil, iman, ahlâk, salih amel, evlenme, boşanma, miras, ticaret, helâlinden rızık kazanma, çalışma, temizlik gibi bütün İslâmî görevleri kastediyor.
İnsanın, yaratılışının biricik gayesi olan “ibâdet” görevini hakkıyla yerine getirebilmesi için “İbâdet”in ne olduğunu iyi bilmesi gerekir.
Bu eserde “Kur’ân’ın bize ibâdeti nasıl tanıttığı” ortaya konmaktadır