Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım

Ordixane Celil

Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım Gönderileri

Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım kitaplarını, Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım sözleri ve alıntılarını, Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım yazarlarını, Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Xanê Çengzêrîn
Xanê Çengzêrîn (Altın Kollu Han) olarak da bilinen Dımdım Destanı, 17. yüzyılda İran Kürdistanı’nda yaşanmış gerçek bir ayaklanmaya dayanmaktadır. Ayaklanmanın merkezi Mergever bölgesinde yer alan Dımdım Kalesi’ydi. Uzun gezginlik yıllarından sonra Kürt Hanı, İran Şahı’na giderek hizmetlerine karşılık öküz derisi büyüklüğünde bir toprak parçası ister ve buraya çok sağlam bir kale inşa eder. Han güçlenir, egemenliğini ilan eder, Şah’la arası açılır. İran Şahı Dımdım Kalesi’nin üzerine ordular yollar, kale kuşatılır. Kürtler Emir Han’la birlikte 7 yıl bu kuşatmaya karşı koyar. Han, Türk Padişahı’ndan ve Kürt aşiretlerinden yardım ister. Kürt folkloruyla ilgili önemli çalışmalar yapmış olan Ordixanê Celîl’in doktora tezi olarak hazırladığı Dımdım Destanı’nın farklı dönemlerde farklı yörelerden derlenmiş 6 varyantının orjinal metnini Türkçesiyle birlikte sunulmuştur.
Kürt Kahramanlık Destanı Dımdım
Kürt Kahramanlık Destanı DımdımOrdixane Celil · Avesta Yayınları, Kürdoloji Dizisi · 017 okunma
Reklam
Bu ayaklanmanın diğer bölgelere yayılma eğilimi göstermesi ve tüm Safevi mülkünün varlığına yönelen bir tehdit haline gelmesi, Şahı ve çevresini tasalandırmıştı. Özellikle beylik toprakları Kürdistan'a komşu olan feodalite olağanüstü tedirgindi. Ayrıca Sah, İran'ı, ani Türk saldırılarına karşı koruyan sınır boyu bölgelerini yitirmekten korkuyordu. Ayaklanmanın bastırılması için başvurulan önlemlerin ciddiyeti, 1608-1610 ayaklanmasının, Safevi varlığını hedef alan en tehlikeli ayaklanmalardan biri olduğunu kanıtlamaktadır
Sayfa 18 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Bu ayaklanmanın diğer bölgelere yayılma eğilimi göstermesi ve tüm Safevi mülkünün varlığına yönelen bir tehdit haline gelmesi, Şahı ve çevresini tasalandırmıştı. Özellikle beylik toprakları Kürdistan'a komşu olan feodalite olağanüstü tedirgindi. Ayrıca Sah, İran'ı, ani Türk saldırılarına karşı koruyan sınır boyu bölgelerini yitirmekten korkuyordu. Ayaklanmanın bastırılması için başvurulan önlemlerin ciddiyeti, 1608-1610 ayaklanmasının, Safevi varlığını hedef alan en tehlikeli ayaklanmalardan biri olduğunu kanıtlamaktadır.
Sayfa 18 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Kürt feodal beylikleri, tek bir Kürt devletinin kurulmasına yönelik bir çaba içindeydiler. Ancak beylikler arasındaki husumet buna engel oluyordu. İşte Xanê Çengzêrin (Altin Elli Han) destanının temelinde yer alan Kürt ayaklanması böylesi bir bunalımlı dönemde patlak verdi. Biradost, Tergever, Mergever ve Uşnu bölgelerinde yaşayan Kürtlerin isyanı ve Dımdım kalesinin, Emir Han komutasında kahramanca savunulması, Safevi hegemonyasını hedef alan en güçlü halk hareketlerinden biriydi.
Sayfa 18 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Osmanli İmparatorluğu ile Kızılbaş devleti arasında yıllarca süren savaşlar, Kürt feodallerinin ve köylülerinin ekonomik varlığını son kertesine kadar tüketmişti. Savaş arenası gibi kullanılan topraklarda yaşayan Kürt halkı, burada bulunmaklığının bedelini her zaman insan yaşamı ile ödemişti. Ayrıca o sırada vergi artışındaki ölçüsüzlük uç noktalara dayanmıştı.
Sayfa 17 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Reklam
16. yüzyılın sonlarında merkezci eğilim ortaya çıktı. Safeviler, farklı etnik yapıları ve farklı ekonomileri olan eyalet ve ülkeleri politik bir birlik etrafında toplamaya yönelmişlerdi. Bu arada Kızılbaş devletinin aşiret yapısı farklı Müslüman halkına, egemen devlet dini olarak Şiilik dayatılıyordu.
Sayfa 15 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Ünlü Çaldıran Savaşından ve Kızılbaşlara karşı kazanılan zaferden sonra (1514 yılının ağustosu) Kürdistan'ın büyük bölümü, Osmanlı egemenliğine geçti. Kürt feodalleri, Osmanlı sultanlarının vassalleri haline geldi, Kürt halkı ise yerli ve yabancı kölecilerin ikili boyunduruğu altına girdi. Osmanlı Türkiyesi kendi doğu sınırını tahkim etmek amacıyla, Kürt aşiretlerini Safevi İran sınırı boyunca uzanan bölgelere dağıttı. Yıllarca süren savaşlardan sonra, Kürt halkının yaşadığı toprakların bir bölümü, 16. yüzyılın sonunda yeniden Kızılbaşların egemenliği altına girdi.
16. yüzyılda Yakın Doğu'da, Kürt halkının yaşamında büyük felaketlere yol açan ve bağımsız ve tek bir Kürt devletinin kurulmasını uzun dönemler boyunca engelleyen yeni istilacılar ortaya çıktı. Bu istilacılar, kendileri açısından büyük bir stratejik öneme sahip olan Kürdistan'ın tam ve nihai fethini amaç edinen Osmanlı İmparatorluğu (sonradan Türk devleti) ve Safevi devleti (sonradan İran) devletiydi. Kuzeyden güneye, doğudan batıya giden ticaret yolları Kürdistan'dan geçiyordu. Nüfus yoğunluğu yüksek, zengin Kürdistan, kıskanmaya ve göz koymaya değer bir ülkeydi. Bu yüzden Kürt halkının tarihi, İran ve Osmanlı istilacılara yönelik sayısız ayaklanmalarla doludur.
Sayfa 15 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Kürt tarihçisi Refik Hilmi'nin de değindiği gibi, orta yüzyıllarda Kürdistan'da kırk altıdan fazla bağımsız Kürt beyliği vardı; Bitlis, Soran, Derzini, Kilis, Diyarbekir, Şarezor, Dinaver, Lur, Amediye, Setvan, Silêmani ve diğerleri. Yabancı istilacıların saldırısı sonucu varlıkları sona eren feodal beyliklerin yeniden kurulması yönündeki çabalar, zamanla büyüdü. Kürtler tedricen, yitirilen önceki toprakların yeniden sahipleri oldular.
Sayfa 14 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
Reklam
1220 yılında Kürt devleti Erdelan ortaya çıktı. Erdelan, tam bağımsız bir devlet olarak 1573 yılına kadar ayakta kaldı. Doğulu istilacıların (Selçuklular, Moğollar) Kürdistan'ı istila etmesiyle birlikte, bağımsız Kürt beylikleri eski güçlerini yitirdiler. Kürt halkının tarihinde, artık yeni bir etap başlıyordu. Kürt halkı ikili bir boyunduruğun, yani yerel feodallerin ve istilacıların boyunduruğu altına girmişti.
Sayfa 14 - Avesta yayınlarıKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.