Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsyan - Tenkil

Kürtler - 1

Hıdır Göktaş

En Eski Kürtler - 1 Gönderileri

En Eski Kürtler - 1 kitaplarını, en eski Kürtler - 1 sözleri ve alıntılarını, en eski Kürtler - 1 yazarlarını, en eski Kürtler - 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1800’LÜ YILLAR
Kürtlerin, Osmanlı yönetimi altındayken sık sık ayaklandıkları,günümüze ulaşan “sınırlı sayıdaki” kaynaktan anlaşılmaktadır.Bu ayaklanmaların ortak noktası,tamamına yakınının aşiret liderleri tarafından sevk ve idare edilmiş olmalarıdır. 1800’lü yılların başından günümüze kadar gelen olaylar zincirinin ilk halkası, “Babanzade Abdurrahman Paşa” İsyanıdır.İsyanın çıkış nedeni olarak; Süleymaniye valisi olan Baban aşiretinden İbrahim Paşa’nın ölümü üzerine,yine aynı aşiretten Halit Paşa’nın Osmanlı yönetimi tarafından Süleymaniye’ye vali atanması gösterilmektedir.İbrahim Paşa’nın yeğeni Abdurrahman Paşa bu atamayı çekemediği için “hakkının yendiğini” ileri sürerek 1806 yılında başkaldırmıştır.
II. MAHMUT DÖNEMİ VE REWANDUZ AYAKLANMASI
1820’li yılların ortalarında Osmanlı padişahı II. Mahmut’un bölgeye ilişkin olarak yaptığı bazı düzenlemeleri kabullenemeyen Yezidiler Rewanduz, Hakkari ve Sincandağı bölgelerinde ayaklandılar.Ancak etkili olmaktan son derece uzak olan bu ayaklanma kısa sürede bastırıldı. II. Mahmut’un bölgede yerleştirmeye çalıştığı yeni idari yapılanmaya karşı çıkan Rewanduz emaretinin başkanı olan Mehmet Paşa da bağımsız bir hükümet kurmak için harekete geçti.Babası Mustafa Bey’in 1827 yılında ölmesiyle emaretin yönetimine geçen Mehmet Paşa “Büyük Emir” adını aldıktan sonra,bölgedeki Şirvan ve Bradost emirliklerini de denetim altına almayı başardı.Rewanduzlu Mehmet Paşa bu başarılarının ardından bağımsızlığını ilan etti. Bu gelişmelerden hoşnut olmayan Osmanlı yönetimi Mehmet Paşa’nın yükselişine “dur” demek için Sivas Valisi Raşit Paşa’yı görevlendirdi.Yakalan Mehmet Paşa idam edildi.
Reklam
BEDİRHAN BEY AYAKLANMASI
II. Mahmut’un yapmayı tasarladığı şeylerden birisi de, Yeniçeri Ocağını lağvederek yerine yeni bir askeri örgütlenme modeli(Sekban-ı Cedid) oluşturmaktı.Bu yeni model için asker toplanması,doğudaki bazı aşiret reislerini rahatsız etti ve aşiret reisleri bu ıygulamaya karşı çıktılar.Bunların başında da Cezireli(bugünkü Cizre) Bedirhan Bey gelmekteydi.Sonuçta Osmanlılar bu istenmeyen durumun önüne geçmek için Hafız Paşa yönetimindeki askeri birlikleri Bedirhan Bey’i yola getirmesi için görevlendirdi.Şiddetli geçen çarpışmalardan sonra Hafız Paşa komutasındaki birlikler geri çekilmek zorunda kaldı. Bu başarı,Bedirhan Bey’in yeni adımlar atmasına yol açtı ve 1842 yılında bağımsızlığını ilan ederken aynı zamanda kendi adına da para bastırdı.Fakat geri planda yoğun destek sağlayan Osmanlı kuvvetleri karşısında tutunamayacağını anlayınca başarılı olamayarak iki oğlu ile birlikte yakalandı.Bedirhan Bey, Girit Adasındaki Kandiye şehrine sürgün edildi ve 1868 yılında da sürgünde öldü.
YEZDAN İZZETTİN ŞER AYAKLANMASI
Cezireli Bedirhan Bey’in ayaklanması sırasında,onun yenilmesinde önemli bir rol oynayan Yezdan İzzettin Şer de,bu sırada Bitlis’te başkaldırdı ve Musul’a kadar birçok yerin denetimini ele geçirdi.Yezdan İzzettin Şer, Bağdat kapılarına kadar dayandı.Van ve Bitlis’i ele geçirirken de Osmanlılara oldukça fazla kayıplar verdirdi. 1855 yılında başkaldıran İzzettin Şer’in başkaldırı hareketine Nasturi ve Mesihiler destek verdiler.Osmanlı güçleri bu gelişmeler karşısında başarı şanslarının azaldığını görünce İngilizlerin de bu hareketten hoşnut olmamasından yararlanmak istedi.İngiltere’nin Musul konsolosluğunda görevli bulunan Risam, Yezdan İzzettin Şer ile görüşmelerde bulunmak ve arabuluculuk yapmak üzere harekete geçti.Ancak İstanbul’dan gelen hükümet temsilcisi ile İzzettin Şer’i görüştürecek olan Risam’ın ustaca tertibi sonucunda yakalanan İzzettin Şer, İstanbul’a götürülürken; yöneticisiz kalan hareket de dağıldı.
ŞEYH UBEYDULLAH AYAKLANMASI
1878 yılında Osmanlı-Rus Savaşının sona ermesiyle doğu bölgesinde yeni bir Kürt hareketinin filizlenmeye başladığı görüldü.Bu hareketin öncüsü ise Nakşibendi tarikatından Şeyh Ubeydullah’tı.Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Osmanlı ordularının ihtiyaçlarının bu bölgeden karşılanması ve yer yer yağmalamaların ortaya çıkması,bölgede kıtlığın baş göstermesine yol açarken halk arasında da ciddi bir hoşnutsuzluk ortaya çıktı. Sonuçta iyice yoksullaşan halk,bölgede geniş nüfuzu olan Şeyh Ubeydullah’a başvurdu.Gerekli hazırlıkları tamamlayan Şeyh Ubeydullah, 1880 yılında ayaklanmayı başlattı.Bu ayaklanma aynı zamanda ilk “milli Kürt hareketi” olarak bilinmektedir.Amaç, İran bölgesinde “milli” bir “Kürt Devleti” kurmaktı.İran ve Osmanlıların bölgeye askeri güçlerini göndermesiyle Şeyh Ubeydullah,Osmanlı güçlerine teslim oldu ve İstanbul’a gönderildi.
Hamidiye alayları
1891 yılında, Erzurum’da bulunan 4. Ordu Komutanlığına atanan Çerkes Mehmet Zeki Paşa, 1890 yılında çıkarılan yasaya dayanılarak Hamidiye Alaylarını kurmakla görevlendirildi.1891 yılında ilk aşamada kurulan alay sayısı otuzaltıdır. Doğu Anadolu’da yaşayan Ermeniler arasında milliyetçilik duygularının yayılmaya başlaması ve ayrı bir devlet kurma yolundaki çabaları Sultan II. Abdülhamid’i rahatsız etmiş ve II. Abdülhamid, böylesi bir gelişmenin önüne geçmek ve Kürtlerin de bu akımlara kapılmalarını önlemek amacıyla bu alayları kurdurtmuştur.Sultan Abdülhamid’in isminden hareketle bu alaylara “Hamidiye Alayları” denildi.
Reklam
Hamidiye alayları
Her biri en az 512, en fazla 1152 kişilik silahlı Kürt kuvvetlerinden oluşan bu alayların en temel özelliği, alay komutanlıklarının aşiret reislerine verilmiş olmasıydı. Bu durum aşiret reislerinin iyice artan yetkileriyle bölgede istedikleri gibi at oynatacakları anlamına gelmekteydi.Bu alaylar “müstakil hareket eden 36 kanlı beylik” olarak tanımlanmaktadır.Hamidiye Alaylarının varlığı Doğu Anadolu’da aşiretler arası bitmek bilmeyen kavga ve çatışmaların temelini oluşturmuştur.
Hamidiye alayları
1908 yılında Meşrutiyet’in ilanı ve İttihat Terakkicilerin Kürtlere verilen rütbeleri geri almaları ve bu alayların yapılanmasında değişikliklere gitmeleri özellikle aşiret ileri gelenleri arasında huzursuzluğa yol açtı.Ayrıca “Hamidiye Alayları”nın adı da “Aşiret Alayları” olarak değiştirildi. Doğuda devlet otoritesini tesis etmek için kurulan Hamidiye Alayları ellerinde devlet tarafından verilen silahlarla birer “potansiyel tehlike” olarak ortaya çıkmışlardır.Aşiret Alayları her ne kadar Birinci Dünya Savaşı’nda “Rus Cephesi” nde kullanılmışsa da,bu sıralarda bile Kürt örgütlenmelerine kaynaklık etmiştir.
1900-1908 YILLARI ARASINDA KÜRT HAREKETLENMELERİ
Kürdistan Gazetesi 1800’lü yıllar boyunca süregelen Kürt hareketleri ve isyanlarında daha çok aşiret ilişkilerinin ön plana çıktığını, 1900’lü yıllar yaklaşırken bu durumun milliyetçi bir kisveye bürünmeye başladığını görürüz.İlk “Kürtçe yayın” olan “Kürdistan” gazetesi, bu gelişmelerin bir ürünü olarak 9 Nisan 1898 tarihinde Bedirhan Bey’in torunlarından Mithat Bey tarafından Kahire’de yayımlandı.
TELGRAFHANE İŞGALİ VE ZİYA GÖKALP
Viranşehir’de bulunan Milli Aşiretinden İbrahim Ağa’nın emrindeki Hamidiye Alayları bölgede yaşayan halka rahat ve huzur vermiyordu.Halk 1905 yılında Diyarbakır’da ayaklandıysa da,durumu incelemek üzere müfettiş gönderileceği sözü verilmesi üzerine yatıştı.Ancak Hamidiye Alaylarının 1907 yılında gemi azıya almaları ve yağmalamalara başlamaları üzerine halk 1908 yılında Diyarbakır’da bir kez daha ayaklanarak Telgrafhane’yi işgal etti. Telgrafhane’yi işgal edenler arasında dönemin ileri gelenlerinin yanı sıra Ziya Gökalp’i de görmekteyiz.Telgrafhane’yi işgal eden halk, Hamidiye Alaylarının başındaki İbrahim Ağa’nın alınmasında ısrarlıydı.11 gün süren işgalden sonra İbrahim Ağa’nın Halep’e gönderileceği ve yağmalanan malların da geri verileceği yolunda ferman çıkınca halk, telgrafhane’yi boşaltarak dağıldı.
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.