Kusurlu Geçmiş kitaplarını, Kusurlu Geçmiş sözleri ve alıntılarını, Kusurlu Geçmiş yazarlarını, Kusurlu Geçmiş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yazmak bütün insanlar için özgürlüğü savunmaktır.; bir edebiyat eseri diğer özgürlüklerce böyle tanınmayı talep eden bir özgür eylem olmakla yükümlü değilse, sadece boş gevezeliktir."
"Kişinin sınıf kimliğini, siyasal ittifaklarını seçmekten kaçınması ihanettir. Entelektüelin tarih ve kitlelerle kader birliğine girme gibi bir ödevi vardır."
"Günümüz dünyasında veya tarihte zorla başlamamış bir rejim, büyük çoğunluğun içgüdüsel tembelliği karşısında atılgan bir azınlıkça başlatılmamış bir ilerleme yoktur."
"Savaş sonrasının ilk yıllarında, yazdıklarına hala bağlı olan Sartre, yazmanın eylem demek olduğunu ileri sürerek, kendini ve sosyal sınıfını içkin sosyal marjinallik suçundan arındırmaya yönelecekti. En gelişkin halini (Edebiyat Nedir?) kitabında gördüğümüz bir bakışla, ele aldığı konuları açıklığa kavuşturup dönüştürdü ve bu dönüştürme sürecinde devrimcileştirdi."
"Entelektüeller öbür insanlardan daha iyi ya da daha kötü , hatta çok farklı da değildirler. Topluluklar halinde yaşarlar; başkalarından saygı görmeye çalışırlar ve beğenilmemekten korkarlar; kariyer peşinde koşarlar, etkili olmak isterler ve güce taparlar. İkinci Dünya Savaşı'ndan 1956' ya kadar, Paris'in entelektüel camiasında belli bir dünya görüşüne uyma baskısı belki önceki ve sonraki dönemi aşacak kadar muazzamdı. Zulüm, şiddet ve ölüm gibi derin insani meselelerde bile kalabalık arasında çok az aykırı sesi duymamız şaşırtıcı değildir.."
"Her şeyin kökeninde saldırgan ve küçük düşürülmeye bağlı milliyetçiliğe çok kolayca dönüşebilecek derin bir kolektif aşağılık duygusu vardı."
Alfred Grosser
"Siyasal düşmanlarının cezalandırılışını o kadar yüce olmayan gerekçelerle haklı ya da mazur göstermeye çalışan biri için, en bariz çözüm devrimci zorunluluk savına dönmekti..."
"1945'in Sartre'ına göre, kitleler her iki kesimden güçlü müstakbel ayartıcılar karşısında esasen kadınsı kimliğe bürünürler; 'boyun eğmeye razı olurlar, zorlanmayı, teslim alınmayı beklerler'.
"Mesele ötekilere nazaran bizde aptalların daha az olması değildir. Bizim aptallarımız diğer ülkelerdekilerden daha bilgilidir, sanırım. Fransa'da soluduğumuz ortamın eleştirel bir ortam olduğunu söyleyebilirim." Francois Mauriac, 1945'li yıllar
"... yükümlülüklerini yeniden düşünmeye ve bunları eskisinden daha çarpıcı biçimde belirtmeye yöneldiler. Uzlaşma olasılığının yokluğu, mutlaklara ayarlı bir siyasal ve ahlaki sözlüğün ortaya çıkışını özendirdi."